En son gelen haberde Almanya’ya iltica eden muhacir çocuklardan 9 bine yakınının nerede olduğu bilinmiyor. Evet bu çocuklar, koskoca ülkede nereye gitmiş olabilirler...
Federal Asayiş Dairesi (BKA) verilerine göre Almanya’ya sığınan tam tamına 8 bin 991 çocuk kayıp. Neue Osnabrücker Zeitung Gazetesi, Federal Asayiş Dairesi (BKA) kaynaklarına dayandırdığı haberinde, kayıp olan çocukların büyük bir çoğunluğunun 14-17 yaş arasında olduğu, bunun yanında 867 çocuğun ise 13 yaşın altında olduğu tespitinde bulundu. Dikkatinizi çekerim, bu çocukların yaş ortalaması çok küçük. Bunların nerede olduğu bilinmiyor. Suç çetelerinin eline düşmediği ne malum. 
Bu kaybolan muhacir çocukların; Afganistan, Suriye, Somali, Eritre, Fas ve Cezayir’deki çatışmalar ve ekonomik istikrarsızlıktan dolayı bir ümit olarak yakınları ile Almanya’ya geldikleri tahmin ediliyor.
Burada hepimizin suçu olduğunu sanıyorum. Onlara daha iyi hayat sunamadık. Sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Ama Almanya’nın bu işte hiç mi suçu yok? Kenedi ülkesinin bir insanı veya bir çoğu olsa, bu kadar lakayt mu olur? Fellik fellik arar.
Evet , herkes gibi Avrupa hayranlığı artık yavaş yavaş eski hızını kaybediyor. Büyük ümit besleyerek bu ülkeye gelmek için varını yoğunu ortaya koyan insanlar, artık eski huzuru ve rahat bir ortamı bulamıyor. Yıllar önce bizim ülkemizdeki insanımızda çok büyük umutlarla bu ülkeye çalışmaya giden insanımız da artık bu ülkenin eskisi gibi çok büyük umutlar vaat etmediği ortaya çıktı. 
Evet Almanya, uyguladığın siyasi program yanlış. Bunu sende biliyorsun. Yöneticilerin hangi emeller peşinde o kadarını bilemem ama ince bir hesabın içinde olduğu kesin.
Gelelim esas konumuza; bu yanlış yönetimden dolayı dile kolay tam 9 bin çocuk kayıp. Nerede bu çocuklar? Neden bu işin peşine düşmüyorlar? Avrupa’nın en güçlü ülkelerinden biri durumda olan bu ülke neden bu kadar vurdum duymaz?
Haber kaynaklarınız o kadar güçlüydü hani... Türkiye’de bir çocuk kayboldu mu hemen muhabirinizi gönderip bizi sorguluyordunuz. Kendinize gelince bir şey yokmuş gibi tutarsızca davranışlar... Bu ne kepazelik?
Bu gidiş sağlıklı bir gidiş değil. Avrupa eski cazibesini kaybediyor. Tamamen ırkçılaşıyor. Peki bu nereye kadar gider. Onlara sorsan gittiği yere kadar. Yani şirazeyi kaybettiler. Kendi kabına çekildi,ler. Başka ülkenin insanıymış, çocuğuymuş, onları hiç bağlamıyor. Bu durum sağlıklı mı? Tabi ki hayır. Yani her geçen gün, çıkmaza giriyorlar. Yani her geçen gün, çıkmaza giriyorlar. Bu gidiş onları yani başta Almanya olmak üzere tüm Avrupa ülkelerini bitirir. Bizden söylemesi.
Püf noktası
Allah’ı (cc) bilenin ibadeti
Bir gün dostlarından biri Ma’ruf-i  Kerhi Hazretlerine (rahmetullahi aleyh) şöyle sorar:”Söyler misin, seni halktan ve dünyadan soğutup yalnızlığa ve ibadete bağlayan nedir? Ölüm korkusu mu? Cehennem korkusu mu? Yoksa cennet umudu mu?” Hazret şu cevabı verdi:”Bunların hiçbiri değil. Her şeyin sahibi o Allah’tır(cc). Bu saydıklarının da sahibi O’dur. Şayet O’nun sevgisinin ve dostluğunun lezzetini bir tatsan, O’ndan başka her şeyi unutursun. O’nu bilmek sana nasip olsa, bu saydıkların için ibadet etmekten haya edersin. 
Püf noktası II
Lokman Hekim oğluna şöyle nasihatte bulunuyor: “Yavrucuğum, Alimlerle beraber ol, onların dizlerinin dibinden ayrılma. Çünkü Allah(cc) ölü toprağı göğün yağmuru ile dirilttiği gibi, kalpleri de alimlerin ağzından çıkan hikmet nuru ile diriltir.”