Günaydın sabah. Günaydın hayat. Günaydın penceremin ardında kalan yaralarım, hiç bitmeyecek
sandığım dertlerim, ağlamışlıklarım.
Halime dayanamayıp uyanan umutlarım günaydın… En deli yanım, huzur denen o güzelliğe bıraktığım
yüreğimin, yüzüme çizdiği resme günaydın... Kendi kendine konuşan, kendiyle tartışan o gizemli
cümlelerim, ellerinden tuttuğum hayallerim… Günaydın günüm…
Koca bir sene bitiyor, sayılı günler var yeni yıla. Hüzün mü desem, yoksa umutlara kapı aralamak mı?
Geçen mutluluklar en sıcak tebessümlerini imzalamış yüreğime, en tatlı hatıralar lezzetini bol kepçe
serpiştirmiş. Hani bahar geliyor diye çocuklar gibi şendik, yol kenarında gördüğüm papatyalar
gözlerim de baharın resmini çizmişti ya, “durdur arabayı baba, noluur resmini çekmeliyim bu
güzelliklerin “diye yalvarmıştım ya hani. Gözlerime inanamamıştım sonra. Sonra sırayla cemreleri
saymıştık, yaza adım adım yürürken. Adımlarımızı takip eden kır çiçekleri gönlümüze çoktan yazı
getirmişti bile. Denizlere bir parça daha mavi, yeşillere biraz daha yeşil sürülmüştü. Gökyüzü cıvıl cıvıl
kuşlarıyla alkışlarken, bu güzellikleri görememek nasıl bir nasipsizlik. Yaşarken gözlerimizin önünden
akıp giden nice güzellikleri fark edememek ne büyük bir kayıp..fakr-u şükür sahibi olanlar maalesef
lezzetini bilmedikleri bir dünya ikramından mahrum bir vaziyette ,mutsuz mutsuz yaşıyor sanırlar
kendilerini. Günler ayları, aylar yılları kovalar durur lakin vaktin kıymetini bilmek; âna sayısız şükür
dolu sözlerle cila sürmeye sebebiyet verir. Gülümsemelerin eksik olmadığı suretlerde can bulur
lafzatullaha hamdüsenalar ...uçan bir kelebeğe dahi bir mevsimin tüm renklerinden oluşan cümleler
yazılır. Minik bir serçenin yaralı duruşuna hazan; sancı resmeder ..sızısı ciğerlere sürülür bir yaprağın
kurumuş rengi. Hayat ve memat arasına his dokur gönül. Ömür der geçer adına kimi. Ben gönül der
his yorarım sahibine hürmeten. Her senei devriye bir huzur ve hüzün karışımı duygularla su döker
birbiri ardından. Seneye ya nasip der yine içimin nazlı sesi. Üşürken yazı, sıcaktan bunaldığımızda kışa
hasret kalmayı dile döken bir nankörsün insan. Yine de sevmeyi bilirsin baharlarda. Birinde vuslatı,
birinde hasreti sürersin gönül defterine. Kara kışlara kara sevdalarla ısıtırken yüreğini...