Genç adam derin düşüncelere dalmış, bu değirmen taşının altından nasıl diri çıkacağım diye düşünür ve çare aramaya başlar. Sevgiyi,gülmeyi,mutluluğu,ekmeği,tuzu paylaştığı genç kadın ile olan aşkının günden güne eridiğini gözlerinle görmekten öte tüm kalbinle de hissetmektedir.Ve artık harekete geçme zamanı gelmiştir.


Genç adam çiçekçiden en güzel çiçeği alır ve genç kadının çalıştığı yere giderek bir sürpriz yapmak ister. Genç kadın elinde çiçekler olan genç adamı görünce şaşırır ve apar topar iş yerinden çıkar ve 100 metre ilerdeki bir pastahaneye giderek genç adamla konuşmak ister. Genç adam bu sefer çok kararlıdır her şeyin eskisi gibi olacağının umut dolu, en samimi bir dille anlatarak daha güzel günler yaşattıracağının sözlerini verirken genç kadının umursamaz tavrı genç adamın bazı sözcüklerinin boğazında düğümlenmesini sağlamıştır. Umut dolu ve kararlı bir şekilde ilişkiyi kurtaracağını sanan genç adam, karşısındakinin de tam tersi yönünde kararlı olmasını hiç beklememiştir.

En son ayrılmak istediğini defalarca söyleyen genç kadını ikna edemeyeceğini düşünen genç adam bir an bitmiş bir hikayenin sonunun geldiğini anlamıştır. Hala kararlı bir şekilde direnir ve "garson bir çay daha gönder"diyerek ikna etme çabası için süreyi azcık daha uzatmak ister.Bu çabalar işe yaramıştır ve akşam üstü tekrar buluşmak için söz alır.


Akşam olur ve genç kadın konuşmak için gelir. Genç adama der ki "bak bize zaman lazım sen memleketine git biraz kafanı dinle inanıyorum ki her şey eskisi gibi olacak" der başka çaresi kalmayan genç adam bu teklifi kabul eder ve yüzü birazcık da olsa gülmeye başlar. Hemen ertesi güne biletini alan genç adam servisin kalkmasına tam yarım saat kala genç kadını çağırır ve uğurlamasını bekler.Otobüsün kalkacağı yere yakın bir cafeye otururlar yanında sevdiğini gören genç adam artık birazcık da olsa umutlu olduğu için mutludur ve en sevdiği içecek olan çay söylerken:


Garson çay getir tam otursun dem'i

Acele et bak yaklaştı otobüs saati

Tatsız,tuzsuzdum şimdi geldi keyfim geri

Bak yanımda oturur alyanaklı sevgili.

dizelerini söylemek hiç de zor değildir.Ve artık veda vakti gelmiştir içinde buruk bir sevinç olan genç adam otobüse binmek üzere sevdiğine "böyle gitmek zor ama şimdi gidiyorum ama bir yanim da yarım,tekrar yarım kalmamak için gidiyorum, seni dinliyorum ve gidiyorum,arkamdan gelceksin ya bekliyorum." der ve otobüse biner. Artık hareket vakti gelmiştir cam kenarına oturan genç adam,nefesinden hemen buğulanan camını siler ve el sallar,otobüs hareket eder genç adam son ana görene kadar elini hiç indirmez..

    

Meğer bu veda son vedaymış, camdan elini son kez sallamış, meğer beraber içtikleri son çaymış, MEĞER BU AYRILIĞIN ŞAHİDİ DE YOKMUŞ...

Genç adam böyle olacağını bilseydi gider miydi? O otobüse biner miydi?...