Birbirlerini isyancıları desteklemek ve rejime kastetmekle suçlayan Sudan ile Uganda arasında 12 Mayıs'ta en üst düzeyde gerçekleşen ziyaret diplomatik açıdan son derece önemliydi. Sudan Devlet Başkanı Beşir, hakkında UCM tarafından tutuklama kararı bulunmasına rağmen UCM'nin kuruluşuna kaynaklık eden Roma Anlaşması’na taraf olan Uganda'ya giderek Devlet Başkanı Yoweri Museveni’nin yeniden göreve gelişi münasebetiyle düzenlenen törene katıldı.

Ugandalı yetkililerin daha önce Beşir'i UCM'ye teslim etmekle tehdit eden açıklamalarının aksine Museveni, törende uluslararası mahkemeyi ağır bir dille eleştirerek, "UCM'ye olan tüm ilgimizi kaybettik. Başta mahkemeye destek verdik, ancak daha sonra işe yaramaz bir grubun ötesinde bir şey olmadığını fark ettik." diye konuştu.

Aralarında ABD, İngiltere ve Fransa'nın da bulunduğu bazı Batılı ülkeler tepkilerini ziyaret haberiyle birlikte ortaya koymaya başlamışlardı. Söz konusu ülkelerin büyükelçileri de Museveni'nin eleştirileri üzerine başkent Kampala'daki töreni terk ederek tepkilerini gösterdiler.

"Museveni'nin duruşu, Afrika Birliği kararlarıyla özdeşleşiyor"

Beşir'in ziyareti Sudan ile Uganda arasında bir yakınlaşma olarak değerlendirildi, ancak uzmanlar ve siyasilere göre olayın UCM boyutunu ihmal etmemek gerekli. Zira son dönemde Afrika'dan UCM'ye karşı yükselen sesler dikkati çekiyor.

Afrika Birliğinin 30-31 Ocak’ta gerçekleştirilen 26. Liderler Zirvesi'nde UCM'den topluca çekilme önerisi gündeme gelmiş ve "UCM, Afrika liderlerini hedef alan seçici bir mahkemedir. Dünyada olan diğer ihlallere çifte standart uygulayıp, Afrika'yı hedef haline getirerek Afrikalı liderleri yargılıyor." değerlendirmesi yapılmıştı. Museveni'nin son eleştirilerine de ciddi destek geldi.

Afrika Birliği Siyaset Birimi yetkililerinden Salah Hammad, yaptığı açıklamada, Uganda Devlet Başkanı'nın UCM ile ilgili sözlerinin Afrikalı liderler tarafından benimsendiğini belirterek, "Museveni'nin duruşu, Afrika Birliği kararlarıyla özdeşleşiyor." dedi.

Hammad, Batılı ülkelerin temsilcilerinin törenden ayrılması hakkında ise "Afrika yönetim ve kararlarına yapılan yakışıksız diplomatik baskılardan biri" değerlendirmesinde bulundu.

Addis Ababa Üniversitesi'nden Hukuk Profesörü Muhammed Habib de Uganda'nın UCM ve Beşir'e karşı tutumunun değişmesinin birçok sebebi olduğunu bunların başında Afrika Birliğinin UCM'nin Afrikalı liderlere yönelik siyaseti nedeniyle bu mahkemeyi reddetmesinin geldiğini söyledi.

Habib, Afrika Birliği Barış ve Güvenlik Konseyi toplantılarında Uganda'nın başı çektiği, Sudan seçimlerine gözlemci gönderilmesi kampanyasında bu ülkenin, UCM'nin Beşir'i yargılamasına karşı tutumundaki değişikliğin ortaya çıktığını kaydetti. Habib, gözlemci gönderilmesinin Beşir'e açık destek olduğunu dile getirdi.

Uganda'nın UCM karşısında Sudan ve Kenya'yı desteklemesinin, Hartum ile Kampala arasındaki yakınlaşmaya hazırlık olduğu değerlendirmesinde bulunan Habib, "Aslında Museveni'nin geçen yıl eylül ayında Sudan'ın başkenti Hartum'a gerçekleştirdiği ziyaret iki ülke arasındaki ilişkilerde yeni ufukların açılmasına sebep olmuştu. Bu ziyarette başta iki ülkenin, birbirlerine yönelik suçlamalara son verme ve Afrika'nın doğusundaki Güney Sudan ve Somali gibi ülkelerde yaşanan sürtüşmelere çözüm bulmak için koordinasyon içinde olmaları konularında mutabakata varıldı." diye konuştu.

Uganda'nın Beşir'e yönelik tavrının değişmesinin arkasında Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesi (IGAD) ülkelerinin, sorun ve krizlere çözüm bulma konusunda görüşlerin birleştirilmesi anlaşmaları olduğuna dikkati çeken Habib, "IGAD ülkeleri, Afrika Birliğine UCM'nin Sudan ve Kenyalı yetkilileri yargılama girişimlerine karşı ortak çaba gösterme önerisinde bulundu." ifadelerini kullandı.

UCM'ye 'Batı'nın aracı' suçlaması

Sudan'ın Addis Ababa Büyükelçisi Osman Nafi de UCM'yi Batılı ülkelerin bir aracı ve vitrini olmakla suçlarken Afrika ülkeleri ve liderlerine yapılan baskılara karşı Afrika Birliğinin tek ses olmasının önemine işaret etti.

Nafi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Adaletsizliğe ve zulme başkalarından daha fazla uğrayan Afrika ülkeleri, uluslararası adaleti tesis edecek bir yapıyı arzu etmekte çok hevesliydi. Bu nedenle 34 Afrika ülkesi Roma Anlaşması'na katılım sağladı. Ancak, sömürgecilik, kaynaklarının yağmalanması ve yapılan zulüm Afrika ülkelerine büyük ölçüde zarar verdi." dedi.

UCM'nin Afrika ülkelerini sömürge gibi görüp, devlet başkanlarını hedef aldığını öne süren Nafi, Batılı büyükelçilerin Kampala'daki töreni terk etmesini ise "diplomatik incelikten yoksun ve bu tür törenlerin normlarına aykırı bir hareket" olarak değerlendirdi.

Sudan'ın Washington Büyükelçisi Muaviye Osman Halid de Uganda'nın Beşir'i davet etmesini "cesur ve onurlu bir adım" olarak nitelendirerek, söz konusu tavrın Afrika ülkeleri nezdinde itibarını kaybeden UCM'ye karşı bölge ülkelerinin ortak tutumunu yansıttığını belirtti.

 Afrika Birliğinin UCM'ye karşı tutumu


Ocak ayındaki son zirvede UCM'den topluca çekilme teklifini ele alan Afrika Birliğinden daha önce de ciddi eleştiriler gelmişti. Afrika Birliği Komisyon Başkanı Nkosazana Dlaimini Zuma, geçen yıl Güney Afrika'da düzenlenen zirvede "Afrika Birliğinin UCM ile bir ilişkisi yoktur. Afrika Birliği bir devlet partisi değildir." açıklamasında bulunmuştu.

Birliğin eski dönem başkanı Zimbabve Devlet Başkanı Robert Mugabe de UCM'yi Batı'nın para karşılığında kendisinden hizmet aldığı bir kurum olarak nitelendirmiş ve "Afrika Birliği, UCM'nin karargahı değildir." ifadesini kullanmıştı.

Nisan 2015'te yapılan seçimle yeniden Sudan Devlet Başkanı seçilen Beşir, merkezi Hollanda'nın Lahey kentinde bulunan UCM tarafından savaş ve insanlığa karşı suçlar işlemekle itham ediliyor. Mahkeme, Darfur'da çok sayıda kişinin hayatını kaybettiği çatışmalarda sorumluluğu bulunduğu gerekçesiyle Beşir hakkında 2009 ve 2010'da iki tutuklama kararı çıkarmıştı.

Ruanda Devlet Başkanı Paul Kagame, Afrika Dünya Ekonomik Konferansı kapanışında yaptığı konuşmada Museveni'nin UCM'ye yönelik açıklamalarından övgüyle söz ederek, kendisinin Beşir'i UCM'ye teslim etme mecburiyetinin olmadığını ve bu yılın temmuz ayında Ruanda'da yapılacak 27. Afrika Birliği Zirvesi'ne davet edeceklerini duyurdu.