Duydum ki en mevsimindeymiş Anadolu Kavağı.. . Mora çalan Erguvanlarla süslenmiş.. Yeşiller biraz daha yeşil, maviler en maviymiş.. haber salmış martılar "neredesin" diye.. biraz daha ıssız kalmış kale.. ve en mevsimindeyken baharın, kışına mahkum olmuş sensiz.. bir masal dile gelmiş taa uzaklardan..günlerden bir gündü diye başlayan cümleleriyle. 
Masalın kahramanı anlatmış; o güzel günleri, -dili geçmiş zamanı kullanmaya bile kıyamadan.."ilk kez seninle geldim buraya.. gördüğüm manzara da, en az yanında olmak kadar güzel.. bir yanımda yeşilin o adeta ciğerlerimi kaplayan o mis kokusu..
bir yanımda mavinin gözlerimi dinlendiren en masum, en taze, en yumuşak , en sana benzeyen tonu.. bilmem ki ne desem adına.. bilmem ki hangi kelimeyle ifade etsem yüreğimde ki o huzurun rengini..ya o yüzümdeki tarifsiz tebessümü; adeta gökkuşağından kopup yüzüme dokunmuş gibi. Gözlerim öylesine konuşuyorken ,dilim dönmüyor sanki.. sanki hiçbir cümle eşittiri olamazdı hislerimin.. anlatsam yetersiz..anlatmasam hislerime haksızlık edermiş gibi. 
Biz Yuşa tepesinden gelmiştik oraya.. önce bugüne şükür etmiştik.. dualarımızı emanet ederken birbirimize, aminlerle söz verdik sevgimize..ezanlar şahit olmuştu; sakın unuttum deme bir gün. . ben seni ilk orda katmıştım gönlüme, öyle büsbütün.. doğrusuyla yanlışıyla demiştim de; mevsimsiz gelen bir yağmur tanesine tevafuk bildim yüreğini .. uzun bir yol yürüdük belki , sessizliğinle bile fark edemediğim kadar çabuk biten. Adımlarımız kalp atışlarımla yarışır gibi..yol kenarındaki yeşilliklerin arasına gizlenmiş minik böğürtlenler ,ellerinden yediğim için mi böylesi lezzetliydi dersin.. sessiz sessiz yürüyorken en tepeye, zirvesinde olduğunu hissediyordum sevdanın.. hiç bitmesin istiyordum bu an.. hiç geçmesin, kirlenmesin hiçbir şey..bozulmasın istiyordum. .kaleye gelmiştik.. en tepeye..en yükseğe. . bize benziyor, öylesine güçlü, öylesine sessizliğiyle konuşuyor adeta; usul usul.. yaralar dökülüyor sanki ,o heybetli vücudundan denize.. buradan bakınca denizdeki o karartının sebebi ,hüzünleri miydi ki kalenin.. bir rüzgar okşarken çehresini, nasipleniyordu halden anlayan yaralı yürekler de.. balık kokuları taa buradan duyuluyordu..
mezgit zamanıdır şimdi, ama o zaman istavrit vardı tavada..kalamar sevdiğimi nerden biliyordun ki söyledin. .ya o bol rokalı salata ,şifa gibi senin yanında.. "ellerinden balık yemek de varmış kader de "diye geçirirken içimden, gözlerinle evet dediğini hissettim.. gülüşünle destekledin bile ..
ah be iki gözüm üstüne içtiğimiz çayında mı kıymeti yoktu..hani kahve söylerken hatırı olsun ömürlük demiştik. . Fincanı kapatmadan yollar çizmiştik birbirimize çıkan. . şimdi hikayesi oldu gönlümün her şey .. köprü de asılı kaldı hayaller..ve boğazın sularına bıraktı kendini ümitler. . simdi; tıpkı kalkarken uzaktan gelen o müzik sesinde duyduğum gibi; duydum ki unutmuşsun gözlerimin rengini..