Kişi başı yıllık 200 kilo ekmek tüketimiyle dünyada en çok ekmek tüketen ülke olarak 2000 yılında Guinness Rekorlar Kitabı’na giren ve halende bu ünvanı elinde bulunduran Türkiye’de bir yıllık ekmek israfı karşılığında Türkiye ekonomisi için sarsıcı bir maliyet tablosu ortaya çıkıyor.
Şimdi rakamlara dikkatinizi çekerim; 1 milyar 430 milyon 800 bin lira olan bir yıllık ekmek israfı, aylık net 1.000.54 lira olan asgari ücretin ayda 1 milyon 430 bin 28 kere çöpe atılmasına denk geliyor. Bu durum; işsizlik oranının yüzde 9,6 olduğu ülkemizde binlerce yeni iş imkanı sağlamaması açısından ekonomiyi olumsuz etkiliyor.
Toprak Mahsülleri Ofisi’nin günlük ekmek israfından yola çıkılarak yapılan hesaplama, istihdam dışında eğitim, sağlık, konut sahipliği, evlilik gibi hayatın tüm alanlarında ciddi düzeyde kaybın yaşandığını gösteriyor.
Peki bu ekmek israfını önlediğimizde neler yapılabilir? Hiç merak ettiniz mi?
Şimdi sıkı durun; bir yılda çöpe giden ekmek karşılığında; 24 derslik 191 ilkokul veya 25 derslikli 168 lise ya da 954 spor salonu yapılabilirken 10 milyon 147 bin 518 öğrencinin bir aylık gideri karşılanabilir. Bitmedi, dar gelirlilerin büyük ihtiyaç duyduğu konut alanında ise israf edilen ekmek parasıyla 37 bin 284 kişi konut edinebilirken 35 bin 770 kişi tüm evlilik masraflarını karşılayabilir. Gerisini siz düşünün. 
Bütün bunların yanında işin bir de öbür tarafı var ki sormayın. O da şöyle; yetkililerin önemli üzerinde durduğu paketli ekmek tüketimi. Eğer paketli ekmek tüketimi olursa, çöpe giden ekmeğin yüzde 50’sini kurtarma imkanımız var. Çünkü paketli ekmeği derin dondurucuda 6 aya kadar saklamak mümkün. Yemek istediğinizde ekmek kızartmak ve tost makinelerinde ısıtarak yada kendiliğinden çözülmesini bekleyerek ekmeğinizi ilk günkü tazeliğinde tutabilirsiniz.
Dostlar lütfen. Bizler geleneklerine bağlı ve asil bir milletiz. Nimet konusunda çok hassas olan insanımızı, ekmek israfının önüne geçecek inşallah. Buna inanıyoruz. Ve bekliyoruz.
PÜF NOKTASI
Hayvanlara merhamet ile muamele 
Peygamber Efendimiz (sav) alemlere rahmet olarak gönderilmiştir. O, insanlara merhametli olduğu gibi hayvanlara da son derece merhametli tavsiyede bulunmuştur. Hayvanların aç ve susuz bırakılmasını, fazla yük yükletilmemesini, dövülmemesini, ateşle veya vurmak için hedef yapılarak eziyet edilmemesini tavsiye etmişlerdir.
Resulullah (sav) bir gün hayvanların üzerinde durup bekleyen bir topluluğa rastladı. Buyurdular ki; ‘’Hayvanlarınıza, onları yormadan güzelce binin ve (ihtiyacınız olmadığı zaman da) onları dinlendirin.
Yollardaki çarşı ve pazardaki konuşmalarınız için kürsü edinmeyin. (üzerinde durup la kırat etmeyin.) Nice binilen hayvan vardır ki, sırtına binenden daha hayrılıdır ve Allahü Tebareke ve Teala’yı ondan daha çok zikretmektedir.’’ (Müsned-i Ahmed) İbn-i Ömer (r.a), bir tavuğu hedef dikerek ok atan beş on gence rastlanmıştı. Bu gençler İbn-i Ömer(r.a)’in geldiğini görünce dağıldılar. Hz. İbn-i Ömer (r.a), ‘’Bu tavuğu kimlikti? İyi biliniz ki Peygamber Efendimiz (sav) bir tavuğu (veya herhangi bir hayvanı) böyle hedef dikerek öldüren kimseye lanet etti.’’ demiştir. (Sahih-i Buhari)