Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Pazartesi günü 2018 yılının ilk çeyrek büyümesi açıklanacak. Farklı farklı tahminler var. Yüzde 7'nin üzerinde ilk çeyrekte bir büyüme bekliyoruz. Türkiye ekonomisinde 2017 yılında göstermiş olduğumuz güçlü performansın 2018 yılında da devam ettiğini görüyoruz." dedi.

Ağbal, Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odasında iş adamlarıyla bir araya geldi. Burada konuşan Ağbal, Türkiye ekonomisinin çok farklı bir yeni dönem yaşadığını söyledi. AK Parti'li hükümetlerin en önemli performanslarının başında büyüme geldiğini ifade eden Ağbal, "Ülkeyi büyütüyorsanız, hükümet olarak iyi işler yaparsınız. Ülkeyi ileriye götürüyorsanız o zaman iyi işler yaparsınız." diye konuştu.

Ağbal, AK Parti olarak iktidarı 2002 yılında devraldıklarını, o günden bugüne ülkenin sorumluluğunun AK Parti'de olduğunu vurgulayarak şu değerlendirmeyi yaptı:

"Türkiye ekonomisi 16 yıl boyunca ortalama yüzde 6 büyümüş. Yani büyümeyi ikiye katlamışız. 2002'den 2018'e kadar bu yıl dahil sadece 2009 yılında ekonomi daralmış ama bu da küresel ekonomik daralmayla aynı. Daha trajik olan bir şey var. Yani çok güzel olan bir şey 2010 ve 2011 yıllarında çok hızlı bir şekilde Türkiye ekonomisi tekrar güçlü bir büyümeyi yakalamış. Rakamların bize gösterdiği bir gerçek var: 2010 ile 2017 arasında Türkiye ekonomisi ortalama yüzde 6,9 büyümüş."

"Türkiye ekonomisi gücünü devam ettiriyor"

Türkiye'nin önünü kesmek isteyenlerin bugüne kadar başarılı olamadıklarını anlatan Ağbal, şöyle konuştu:

"17-25 Aralık'ta alçak FETÖ ne yaptı? Yargı darbesi gerçekleştirmeye çalıştı. Allah'a şükürler olsun Sayın Cumhurbaşkanımız daha ilk dakikadan itibaren bunun bir tezgah, bir yargı darbesi olduğunu söyledi. 2013'te bu ülke 8,5 büyümüş. 2014 yüzde 5,2, 2015'te yüzde 6,1 büyümüş. 2016'ya geliyoruz yüzde 3,2 büyümüşüz. 2017 yılını 7,4 büyümeyle bitirdik. OECD ülkeleri içerisinde en fazla büyümeyi Türkiye gerçekleştirdi. Avrupa ülkeleri içerisinde en büyük büyümeyi Türkiye gerçekleştirdi. Türkiye ekonomisi gücünü devam ettiriyor. 2018 yılında da inşallah güçlü bir büyümeyi beraber göreceğiz. Türkiye bugün ihracatta rekorlara gidiyor. Her ay yeni rekora gidiyoruz. 2002 yılında toplam dünya ihracatının yüzde 0,6'sını yapan Türkiye, bugün yüzde 1 mertebesine gelmiş. Türkiye'nin yüzde 1'ini hafife almayın. Ülkeler aşağı yukarı zaten bu orandadır."

"Yüzde 7'nin üzerinde ilk çeyrekte bir büyüme bekliyoruz" 

Ağbal, bu yılın ilk çeyreğinin yatırım, üretim, ihracat, satış ve güven endeksleri olarak çok güçlü olduğunu dile getirerek şunları söyledi:

"Pazartesi günü 2018 yılının ilk çeyrek büyümesi açıklanacak. Farklı farklı tahminler var. Yüzde 7'nin üzerinde ilk çeyrekte bir büyüme bekliyoruz. Türkiye ekonomisinde 2017 yılında göstermiş olduğumuz güçlü performansın 2018 yılında da devam ettiğini görüyoruz. Özellikle de bizi sevindiren yatırım tarafından harcamaların güçlenmesi, yatırımların artması. İhracatta ve turizmde güçlü bir toparlanma var. Bu büyümeye ciddi anlamda katkı veriyor."

Türkiye'nin borç yükünün ciddi anlamda azaldığını anlatan Ağbal, iktidarı devraldıkları 2002 yılında kamu borcunun milli gelire oranının yüzde 72 olduğunu, bu oranın bugün yüzde 28'e indiğini bildirdi.

Ağbal, AK Parti iktidara geldiğinde vergilerin yüzde 85'inin faize gittiğini, bütçe harcamalarının da yüzde 50'sinin faize gittiğini vurgulayarak "Şu anda 100 liralık vergi topluyoruz. Sadece 10 lirası faize gidiyor. 90 lirası hizmete gidiyor. 100 lira bütçe harcaması yapıyoruz. 92 lirası hizmete gidiyor. 8 lirası faize gidiyor." diye konuştu.

"Türk bankacılık sektörü üzerine birtakım senaryolar yazıyorlar"

Bugün yeni oyunun bankacılık sektöründe oynandığını aktaran Ağbal, şöyle devam etti:

"Uluslararası derecelendirme kuruluşları ve birtakım mamuller, kamu maliyesi üzerine çok konuşamıyorlar ama şimdi de kalkmışlar, Türk bankacılık sektörü üzerine birtakım senaryolar yazıyorlar. Birtakım evhamlar üretiyorlar. Normalde uluslararası alanda sermaye yeterlilik oranı önemli bir olay. Bankların ne kadar sağlam bir bilançoya sahip olduklarını gösteriyor. Sermayesi yeterli mi, değil mi? Uluslararası kuruluşlarda bu oran yaklaşık yüzde 12'dir. 'Bizim bankacılık sistemimizi de güçlü tutalım.' diye biz yüzde 8 tutmuşuz. Şu anda bu rakam yüzde 16. Yani iki katı. Şimdi kalkmış diyorlar ki 'Bankalarla ilgili acaba bir şeyler mi var? Negatif izlemeye aldık.' Siz gidin Avrupa’nın o bilançoları bozuk bankalarını negatif izlemeye alın ama herhalde abileriniz oraya rapor yazmaya müsaade etmiyor. Anlaşılan o. Onu görüyoruz."

"Türkiye ekonomisi güçlü"

Ağbal, hükümet olarak 2018-2020 yılları hedefleri arasında mali disiplinden hiçbir şekilde vazgeçmeyeceklerini aktardı. "Biz mali disiplini ağzına laf olarak kullananlardan değiliz." diyen Ağbal, şunları kaydetti:

"16 yıldır mali disiplinin ne olduğunu yaşayan, öğrenen, öğreten ve bilmeyenler için de öğretecek bir hükümetiz. Onun için mali disiplinle ilgili zaman zaman birtakım söylemler konuşuluyor ama o söyleyenlere de ‘Bir geçmişinize bakın’ demek lazım. Velhasıl Türkiye ekonomisi güçlü. Türkiye ekonomisi içeride ve dışarıda sahip olduğu sağlam temeller sayesinde karşılaştığı ekonomik sıkıntıların üstesinden gelecek özelliklere sahip. Güçlü bir girişimcilik kültürümüz var. Genç bir nüfusumuz var. Dışa açılan bir ekonomimiz var. Her geçen gün kalitesi artan yüksek öğretim sistemimiz var. Her geçen gün artan AR-GE ve inovasyon faaliyetlerimiz var. Her geçen gün artan sanayiciliğimiz var. Dolayısıyla Türkiye ekonomisinin karnesini yukarıdan aşağıya sıralasan herhalde pekiyi alır. Biz onu yıldızlı pekiyi yapmak için sizlerden destek bekliyoruz."