Kısa bir süre İzmir’de tutulduktan sonra Atina üzerinden Viyana’ya geçer. Tedavi olduktan sonra da Ürdün’e giden ve 150’likler diye adlandırılan gruba dâhil edilen Ethem Bey; 1938 yılında çıkarılan affa rağmen adil yargılanma hakkı verilmediği sürece affedilmeyi kabul etmeyeceğini söyleyerek geri dönmemiş, hayata gözlerini yumduğu 1948 yılına kadar tek odalı kerpiç bir binada tek başına yaşamıştır.
Ethem Bey'in ağabeyi Reşit Bey'in kızı mimar ve yazar Güner Kuban'ın, Meclis Dilekçe Komisyonu'na başvurarak, belli çevrelerce "hain" olmakla suçlanan amcası için iade-i itibar talebinde bulunması pek bilinmeyen tarihi bir gerçeğin ortaya çıkmasına yol açmıştır.
Meclis Dilekçe Komisyonu, Kuban'ın başvurusu üzerine ilgili bakanlıklara yazı yazarak Ethem Bey'le ilgili bilgi ve belge istemiş, Komisyon, bakanlıklardan aldığı bilgiler doğrultusunda Kuban'ın dilekçesine, "Ethem Bey’le ilgili itibarını kaldıran veya zedeleyen resmi bir karar bulunmadığı anlaşılmıştır" cevabını vermiştir.
06.01.2016 Tarihinde verilen cevapta, Adalet Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı'nın bilgileri doğrultusunda Meclis Dilekçe Komisyonu'nun bu açıklamasını değerlendiren Kuban, "Dilekçemize cevap geldiği zaman gündem yoğunluğundan dolayı açıklamadık. Ama malum Türkiye'nin gündemi durulmuyor. Bundan dolayı daha fazla beklemeden bu tarihi kararı ilan etmek istedim" demiştir.
Bu çok önemli bir açıklamadır. “Yaşam Boyu Onur Ödülü” alan Kuban, "Ethem Bey haindir" karalamasının sadece ailesine yönelik olmadığını vurgulamıştır.Bu karalamanın bütün kahraman Çerkes milletine yapıldığını ve İstiklal Savaşı'nda Çerkeslerin büyük mücadele verdikleri ifade edilmiştir.
Çerkes tarihçi ve araştırmacı Murat Yalçın ise, Ethem Bey'in yeğeni Kuban tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne dilekçe ile yapılan başvurudan sonra kendilerine verilen yazılı cevabın;“Çerkeslerin uzun yıllardır anlatmak istediği gerçeği bir kez daha ortaya koyduğunu"  söylemiştir. Yalçın, "Neden Çerkes Ethem'in isyan çıkardığı ve ihanet ettiği yalanı anlatıldı?” Yine; “Ethem Bey'in el üstünde tutulduğu ve en büyük övgüleri aldığı Kurtuluş Savaşlarının en ateşli zamanlarında isminin önüne Çerkes unvanı niye konulmadı?” Diyerek ''siyasi kararlar'' ile kendisi hain ilan edildiğinde isminin önüne Çerkes konulduğunu ve bunu anlayamadığını söylemiştir.
Evet,  Çerkeslerden devlet tarafından resmen özür dilenmeli, Ethem Bey'in mezarı Türkiye'ye yakışır bir şekilde törenle geri getirilmelidir. Benim anneannem de bir Çerkestir. Tarih derslerindeki asılsız bilgiler derhal gözden geçirilmeli ve Çerkesler başta olmak üzere Araplar Kürtler ve diğer halkları zan altında bırakacak benzer durumlara izin vermemek adına yasal adımlar mutlaka atılmalıdır, vesselam…