Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ, Kanal 7'de yayınlanan Başkent Kulisi programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bozdağ, "ABD Başkanı Donald TrumpCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a YPG'ye silah verilmeyeceğini beyan etmişti. En son ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı General H.R. McMaster da Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın ile görüşmesinde bunu teyit etti. Sözlerin gereği yerine getiriliyor mu?" sorusu üzerine, Türkiye'nin bu konuyu ABD'li yetkililerle defalarca görüştüğünü belirtti.

PYD/YPG'nin PKK'nın uzantısı olduğunu, PKK tarafından yönetildiğini defalarca söylediklerini ifade eden Bozdağ, ABD'nin bu örgütlerin Fırat'ın batısını geçmeyeceği yönünde söz verdiğini, DEAŞ teröristlerini temizleyene kadar bu örgütlerle zaruret gereği işbirliği yaptığını daha önce açıkladığını anımsattı.

Trump'ın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, "Artık YPG'ye silah vermeyeceğiz" dediğini hatırlatan Bozdağ, sözlerine şöyle devam etti:

"Daha sözün sıcaklığı kurumadan yüzlerce tır silah verildi. Bu taahhütten sonra da silah verme işi devam etti. Kaldı ki Trump bir açıklama yapıyor, Pentagon, dışişleri ayrı bir açıklama yapıyor, karşımızda birden çok ABD varmış gibi bir pozisyon ortaya çıkıyor. Kaç ABD var? İnsan sormadan edemiyor. Eğer bir politik irade varsa yukarıdan aşağı o politika ve iradenin yansımalarının olması lazım. Söylenen başka, yapılan başka. Artık Türkiye olarak söze karnımız tok. Sözün tam da bittiği yerdeyiz. Boş lafla karın doymaz. Bizim bakacağımız şey sözün araziye yansımasıdır. Söz kıymetli ama eğer söz verildiği gibi arazide yerine geliyorsa o zaman itibar edeceğiz. Bundan sonra Türkiye sadece söze bakmayacak, sözle beraber icraata bakacak. İkisi birbirini tutuyorsa mesele yok. Şu ana kadar maalesef ABD yetkililerinin Türkiye'ye verdiği sözlerle arazideki icraatları birbirini tutmadı. Her icraat, verilen sözü tekzip etti."

Bozdağ, PYD ve YPG'li teröristlerin bugün tamamen ABD'nin kontrolünde olduğunu, ABD 'durun' dediği takdirde bu örgütlerin hareket etme kabiliyetlerine sahip olmadığını vurguladı.

"Destek verdiğiniz örgüt Afrin'i işgal etti"

ABD'nin "Biz Afrin ile ilgilenmiyoruz, bizim ilgi alanımız dışında, orada askerimiz yok" diyemeyeceğine dikkati çeken Bozdağ, şu görüşlere yer verdi:

"Afrin bal gibi onların ilgi alanının göbeğinde. Birbirimizi kandırmanın anlamı yok. Destek verdiğiniz örgüt Afrin'i işgal etti. Burada zulüm yapıyor. ABD burada PYD-YPG üzerindeki etkisini kullanıp 'Türkiye NATO'da benim müttefikimdir, ortağımdır, benden aldığınız silahları Türkiye'ye karşı kullanamazsınız. Bu eylem NATO’ya karşı eylemdir, bana karşı eylemdir. Durdurun bunu' demesi lazım. Bugüne kadar ABD den herhangi bir yetkilinin böyle bir açıklama yaptığına şahit oldunuz mu? 'Orantısız güç kullanmayın, taraflar itidalli olmalı, siviller zarar görmemeli, kaygımız var, DEAŞ'a odaklanmayı dağıtmayalım'. Konuşulan şey bu. Yahu bu YPG-PYD terör örgütleri senin elinde büyüttüklerin. Sen bunlara 'Hadi oradan' desene... Demiyor." 

"Akdeniz'e inen bir yapı oluşturma istiyor"

Bozdağ, ABD'nin "sınır gücü" açıklamasının çok net "Terör devleti kuruyorum, bu devlete düzenli ordu oluşturuyorum" anlamına geldiğini aktararak, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye'nin sınırında PKK terör örgütünün devletleşmesinin adımları adım adım gerçekleştiriliyor. Önce alan temizliği, sonra orada silahla donatma, silahların nasıl kullanılacağını öğretme, arkasında sınır güvenliği oluşturma... Hangi sınır güveliğini koruyacaksın. Türkiye'nin sınır güvenliği değil. Sınır güvenlik gücü, Türkiye'nin bu terör örgütlerini imha etmesini engellemek ve o terör devleti yapılandırmasını hayata geçirmek, onların güvenliği için oluşturuluyor. Oradan Akdeniz'e inen bir yapı oluşturmak istiyor. Akdeniz'e nasıl inecek? Hatay ilimizin bazı yerlerini almadan Akdeniz'e inme şansı yok. Burada bir devlet yapılanmasıyla hava kuvveti ve diğer imkanları da olacak. Türkiye, bunlara seyirci kalırsa yarın ödeyeceği bedel daha büyüktür. Türkiye bu gerçeklikler karşısında 'sınır güvenlik gücü' adı altında terör devleti ve terör ordusu kurma girişimlerine olma girişimlerine sessiz kalamaz. Bizim sessiz kalmamız bu devlete, bu millete ihanettir. Sınırlarımızın güvenliğini tehdit eden, sınır boyunda yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini yok eden ve askerimize, polisimize, güvenlik birimlerimize saldıran, bölgede PKK'nın devletleşmesine yol açan ve PKK'nın devletleştirilerek terör ordusu kurulmasına yol açan hiçbir gelişmeye Türkiye müsaade etmeyecektir. Bunun arkasında kim olursa olsun onlarla dişe diş mücadeleden de çekinmeyecektir."

Zeytin Dalı Harekatı

Bekir Bozdağ, Zeytin Dalı Harekatı'nın Afrin'de sıradan teröristleri temizleme harekatı gibi değerlendirilmemesi gerektiğini, bu harekatın Türkiye'nin bekasına dönük tehditleri yok etme harekatı olduğunu bildirdi.

Bölgede teröristlerin himaye edildiğini, Türkiye'nin sınırlarının ve toprak bütünlüğünün tehdit edildiğini görmek istemediklerini belirten Bozdağ, "ABD'li yetkililer ve başka destek verenler, hedeflerinden vazgeçmediği ve bu hedefleri tamamen rafa kaldırıp buradaki bütün planları, organizasyonları dağıtmadığı sürece bu planları biz dağıtacağız, organizasyonları biz bozacağız. Münbiç de Fırat'ın doğusu da bunlardan temizlenecek." dedi.