Cumhurbaşkanı Erdoğan Almanya'ya sert yüklendi!

Son bir asırda yaşadığımız sıkıntıların kaynağı birlikteliği sağlayamadığımızdan kaynaklanan zorluklardır. Milletlerin tarihlerinde dönüm noktaları vardır. Bizim tarihimizde de 1071 dönüm noktası ise 1299 dönüm noktası ise 1453, 1923 dönüm noktası ise inanıyorum ki 15 Temmuz 2016 tarihi de bir dönüm noktasıdır. Cumhuriyetimizin 93 yıllık geçmişi boyunca arayışı içerisinde olduğumuz sıkıntımızı 15 Temmuz ile birlikte geride bıraktığımızı düşünüyorum. Ben milletimle iftihar ediyorum. Zira bu millet demir yığınlarına f-16'lara, bombalı helikopterlere, tank, top ve silahlara 15 Temmuz gecesinde eşrefi mahluk olarak insan olarak göğsünü gerdi, Arkadaş yurdumu alçaklara uğratma sakın, siper göğsünü duracaktır bu hayasız akın, doğacaktır sana vadettiği günler hakkın, kim bilir belki yarın belki yarından da yakın. 

Bu gençlik tankların önünde durdu ve göğsünü siper etti, hakkın da vaadettiği günler oldu. Şimdi gençler, yolumuzda şu var, nedir o ilim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır. Rabbime hamdolsun, el bombası ile kalkıpta askerine polisine köy korucusuna vatandaşına saldıran değil, bizim bu gençliğimiz ilim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir sen kendin bilmezsen ya nice okumaktır anlayışı ile yürüyor. Bizim gençliğimiz inşallah bilgi ile hikmeti bir araya götürecek olan gençliktir. Türk milleti 15 Temmuz'da sadece hürriyetine, inancına, ezanına, demokrasisine değil aynı zamanda hedeflerine de sahip çıkmıştır. Bunlardan rahatsız olanlar yarın da olacak bunu bilesiniz. Bütün mesele biz yolumuzda daim olalım ve kula kul olmayalım sadece Allah'a kul olalım.

Halkımız FETO ile birlikte PKK'sından DEAŞ'ına kadar tüm terör örgütlerine meydan okumuştur. Tek millet dedi, tek bayrak dedik, tek vatan dedi, tek devlet dedi. 80 milyon tek millet ayrım yok. Tek bayrak. Bayrağımızın rengi şehitlerimizin kanıdır, gazimizin kanıdır. Hilal bağımsızlığımızın ifadesidir yıldız şehidimizin ta kendisidir. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Gençler belediye başkanlığı yaptım biliyorsunuz. Toprak tarladır, arazidir, arsadır. Eğer toprak imardan geçmişse tarla olmaktan çıkar arsa olur. Vatan olması için de toprağın kanla yoğrulması gerekir. İşte bizim bu topraklarımızda şehit kanlarımızla yoğruldu. Onun için bu topraklar vatandır. Kimse bu vatan toprakalrı üzerinde operasyon yapamaz yaparsa olanları görüyorsunuz. Doğu'da Güneydoğu'da olanları görüyorsunuz. Ama bu millet şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda canı cananı tüm varımı alsın da hüda etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda diyerek gidiyorlar oralar. Zaten şüheda olmazsa olmaz. Çanakkale böyle oldu, Kurtuluş Savaşı destanı böyle yazıldı. Bugünlere öyle geldik, bundan sonra da öyle yürüyeceğiz. Ve tek devlet. 

Türkiye Cumhuriyeti devletinden bizim başka devletimiz yoktur. Yok paralel devletmiş öyleymiş böyleymiş. Boşuna heveslenmesinlerk bizim başka devletimiz yoktur. Bu duruş artık tehditleri kendi sınırlarımız içinde değil doğrudan kaynaklarından bertaraf etme gayretindeyiz. Onun için Suriye'de onun için Irak'tayız. Oraya yerleşmek için değil, oralardan gelen tehditleri yerinde durdurmak için. Yaşayacaksak adam gibi yaşayacak, öleceksek de adam gibi öleceğiz. Gerektiğinde ölecek ama baş vermeyeceğiz. düne kadar 2023, 2053, 2071 gibi söylemler büyük ölçüde temenniden ibarettir ama artık bu tarihler bizim için kutlu yürüyüşümüzün istasyon isimleridir. 15 Temmuz ne kadar şer bir gece başladıysa 16 Temmuz sabahı ülkemizin üzerine bir güneş gibi doğmuştur. O gece sokakları dolduran milyonlarca insanımızın cesareti, şehitlerimizin dökülen kanları asla boşa çıkmayacaktır, boşa gitmeyecektir. Bizim insan hazinemiz böylesine büyüktür ve gurur vericidir. 

Aslında, böyle müstesna bir toplum önünde bu konuyu açmak istemezdim. Fakat ülkeme ve milletime haksızlık yapıldığında saldırı yapıldığında susmayı kendime yakıştıramıyorum, yakıştırmamalıyım. Türkiye uzun süredir almanya'da bulundukları bilinen ve haklarında arama kararları olan FETÖ savcılarının ülkemize iadesini talep etmiştim. Almanya Adalet Bakanı FETÖ üyesi savcıların kesinlikle iade edilmeycceklerini söylemiştir. Bakana göre adli yardımlaşma sadece ağır suçları kapsıyormuş. Siyasi gerekçeler bunun dışında kalıyormuş. Bu kadarla da kalmamış Alman Bakan terör örgütünü destekleyen gazetelere yönelik operasyonları kastedeerek gelişmeleri yakından izliyoruz demiş. Almanya kaygı ile dehşetle izliyoruz bizde şimdi Almanya'yı. Ey Almanya ben Sayın Merkel'e bin dosya verdim. Daha sonra İstanbul'daki son görüşmemizde Şansölye ben size dosyalar vermişti. Bunların akibeti ne oldu dedim. Bana verdiği cevap enteresan 'Demokratik bir ülkenin AB'nin önde gelen bir ülkesinin terör örgütü olarak kabul ettiği bu örgütün mensuplarını korumasını ben hala anlamakta zorlanıyorum diyor. Almanya biz sizin bu duruşunuzdan endişeleniyoruz. Siz şu anda teröre çanak tutuyorsunuz. Bu terör belası ey Almanya bilesin bumerang gibi gelecek sizi de bulacaktır. Türkiye olarak bizim sizden bir beklentimiz yok. Ama siz teröre yataklık yapmaktan tarih boyunca anılacaksınız. PKK, DHKPC, FETÖ gibi terör örgütü mensuplarına yıllarca kol kanat geren Almanya'nın şimdi de FETÖ'nün arka bahçesi haline gelmesinden endişe ediyoruz. Terör örgütleri akrep gibidir. Eninde sonunda döner kendisini sırtında taşıyanı sokar. 

Bu ülkede Türklere yönelik çok sayıda ırkçı saldırı yapılıyor. Almanya'nın bu saldırıları önlemek yerine Türkiye'nin terörist olarak tanımlayıp istediği örgüt üyelerini vermemesi kabul edilir bir durum değildir. Almanya FETÖ'nün terör örgütü olduğuna kanaat getirmiyorsa buyursun ülkemize gelsinler Meclisimizi, Külliyemizin etrafını görsünler. Gecenin şahitleri ile konuşsunlar. Şehitlerimizin yakınları ile gazilerimiz ile bir araya gelsinler. Öyle kalkıpta esip gürlemek kusura bakmayın. Bunları artık bu ülke yutmuyor, yutmayacağız. Gereği ne ise onu yapacağız. Bizim iç hukukumz kimseyi ilgilendirmez. Sonra ellerini başlarının arasına alıp Alman Meclisi'nin bombalandığını ateş altına alındığını bir hayal etsinler. Acaba parlamentoları bombalansaydı ne yaparlardı bunu bir düşünsünler. Eğer buna rağmen FETO'yu terör örgütü kabul etmezlerse amaçları başkadır.