Türkiye, 15 Temmuz’da darbe girişiminden sonra başta FETÖ olmak üzere tüm terör gruplarına yönelik topyekün bir mücadele başlattı. Yurt içinde ve yurt dışında örgütlere yönelik devam eden operasyonlar Türkiye’de muhalefet olmak üzere Batı’nın tepkisini çekerken, terörle mücadele ‘hukuksuzluk’ olarak nitelendirildi.

Gerçekleşen terör operasyonları neticesinde teröre destek veren  kurum ve kuruluşların yanı sıra belediyelere de operasyon yapılarak, yurt içinde terörün bitirilmesi için büyük bir adım atılmıştı. 

Terörle mücadelede kritik bir süreçten geçen Türkiye’nin haklı mücadelesine bir kez daha kara leke vurmak için harekete geçildi. Bir gazetede bugün çıkan “2016’nın bittiği...” başlıklı köşe yazısında “Türkiye, 2016’da düştüğü, dünyada en çok gazetecinin hapiste olduğu ülke liginden bir günde çıkmayacak. Milyonlarca seçmenin iradesini temsil eden tutuklu siyasetçiler, 1 Ocak 2017’den itibaren salıverilmeyecek. Belediyelere atanan kayyımların görevi iki gece sonra bitmeyecek. On binlerce kamu çalışanının, bilim insanlarının, binlerce yargıç ve savcının maddi delilsiz, gerekçesiz görevlerinden ihracı, hayatlarının altüst oluşu cumartesi gecesi sona ermeyecek” ifadeleriyle Türkiye'nin terörle mücadelesi ‘hukuksuzluk’ olarak nitelendirildi.

“Ne yazık ki, 2017’nin 2016’dan devraldığı miras, iyimser olmayı zorlaştırıyor.AKP iktidarının hukuktan uzaklaşan uygulamalarının Türkiye’yi soktuğu riskli zemin, başkanlık süreciyle daha da kayganlaşıyor” ifadesiyle Yeni Anayasa’ya karşı yeni bir algı operasyonu içerisine girildi.