Çıkarılan yasa, elbettebir yüzyıldan beri biriken sorunları bir anda çözmeyecektir. Lakin önemli bir adım olup kısa vadede dahi güzel neticeler alınmasına yol açacaktır. Halkın serveti artacak bunun sonucu olarak devletimiz yeniden güçlenerek dünyada sözü geçen ülkelerden biri olacaktır.
Yasa; öncelikle “Yapı Kayıt Belgesi” adı verilen geçici tapular alınmasını sağlıyor. Bunun için müracaatlar 31 Ekim 2018'e kadar yapılacak, belge bedeli ise 31 Aralık 2018'e kadar ödenebilecek. Belge için başvurular, yapı maliklerinden herhangi birisi veya vekili tarafından, e-Devlet üzerinden “Yapı Kayıt Belgesi Formu'nun” doldurulmasıyla yapılabilecek.
Yasada ayrıca Yapı Kayıt Belgesi müracaatı, bu belgenin bedelinin hesaplanması ve ödenmesi, belge verilen Hazineye ait taşınmazların satışı, Yapı Kayıt Belgesi düzenlenmeyecek yapılar ile bu belgenin düzenlenmesi safhasında yalan beyanda bulunanlar hakkında yapılacak işlemlere ilişkin hususları kapsamaktadır.
Yasaya göre, Yapı Kayıt Belgesi 31 Aralık 2017'den önce yapılmış yapılar için verilecek. İmar Barışı başvuruları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve yetkilendireceği kuruluşlara yapılacaktır.
“Yapı Kayıt Belgesi” denilen evrak İmar Barışı kapsamında değerlendirilmiş olan yapılar için oluşturulacak belge olup bedeli Arsa emlak değeri ile yapı yaklaşık maliyeti toplamı üzerinden hesaplanan bedelin konutlarda yüzü 3'ü, ticarette yüzde 5'i olacak şekilde belirlenecektir.
Yapı Kayıt Belgesi imar açısından ekstra bir hak sağlamayıp müktesep oluşturmasa dahi yapı kayıt belgesi düzenlenen yapıların yenilenmesi durumunda; yürürlükte olan imar mevzuatı hükümleri uygulanacaktır. Bu sayede kentsel dönüşüm ve modern şehircilik uygulamaları için imkân hazırlanmaktadır.
İmar Kanunu'na göre alınmış yıkım kararları ve idari para cezaları varsa iptal edilecektir.Yapı Kayıt Belgesi alan yapılara su, elektrik ve doğalgaz bağlanabilecek, belgeyi aldıktan sonra isteyen malikler tapuya müracaat ederek ve yapı kayıt belgesi için ödenen bedel kadar ilave ödeme yaparak, cins değişikliği ve kat mülkiyeti tesis edebilecektir.
Türkiye'de şehirleşme oranının sürekli arttığı dikkate alınarak, yarının ihtiyaçlarını göz önüne alan, daha iyi tasarlanmış, çevre, sağlık, eğitim, ulaşım, spor ve idari altyapıları ile yaşanabilir şehirler için bu çalışmalar gereklidir. Bu çerçevede, imar mevzuatının da yeni baştan ele alınarak, dikey yapılaşma tercihleri; tarihi ve çevresel doku gözetilerek değerlendirilmesi gerekmektedir. 
İmar değişikliği uygulamaları; kamu vicdanını zedeleyen, kişilere özel değerlendirmelerden arındırılıp deprem riskinin yüksek olduğu ülkemiz açısından kentsel dönüşüm için uygun hale getirilmelidir.