Zavallı değil de nedir günümüzün insanlık âlemi? Sen gel bu çağı insanlık tarihinin en parlak, en uygar çağı say, ne kadar insani ve ahlaki güzellik varsa ağzında sakız et, sonra da bir psikopatın egemenliğine gir. Kaderin onun elinde olsun. Rüyalar, hayaller, idealler, güzellikler ülkesi ve de dünyanın efendisi Amerika, dünyayı yönetmeye Trump gibi birini uygun görsün.

Batı yıkılıyor. Bir asırdır insanlığı peşinden sürükleyen Batı uygarlığı korkunç bir kâbusa dönüşüyor. Ki ilk günden beri bir kâbustu aslında ama öyle albenili kavramlarla insanlığa sunuluyordu ki zavallı insanlık bir türlü bunun bir kâbus olduğu idrakine varamıyordu.

Özellikle Müslüman halklar için Batı köleliğin, esaretin, sömürünün, soykırımların adresi oldu. Lakin İslam dünyasında yönetimi ele geçiren satılık aydınlar, sanatçılar, edipler, bürokratlar ve politikacılar cellâdımız olan Batıyı kurtarıcımız ilan ettiler. Hala Batılı değerleri, demokrasi ve laiklik gibi kokuşmuş Batılı ideolojileri kurtuluş reçetesi diye sunmakta ısrar eden sahtekârlar, hayalperestler var.

Bu beyefendiler ham hayal görüyorlar.  Çünkü sadece Müslüman halklar değil, tüm insanlık Batının korkunç bir kâbus olduğunu anlamaya başlıyor.  Batının tek değerinin çıkar ve iktidar hırsı olduğunu, bunun için Neron gibi dünyayı ateşe vermekten çekinmeyeceğini artık biliyor. İnsanlık, Amerika ve barbar Batının Suriye, Irak, Libya, Afganistan, Somali, Pakistan ve Yemen’e hediye ettiği özgürlük ve demokrasiden müthiş derecede korkuyor.

Bunca gelişmişlikten, bunca teknolojik ve bilimsel buluştan, maddi kalkınmışlıktan sonra insanlığın geldiği nokta korkunç bir huzursuzluk ve tükenmişlik… Bilimsel anlamda, ilmi anlamda Sokratlar ve Eflatunlar günümüz insanına ancak öğrencilik yapabilirler. Günümüz insanı uzayın kapılarını zorluyor. Ancak bütün bunlar insanlığı mutlu etmedi.

Bugün beşer dertli bir şekilde inliyor. Dünya; ruh ve karakter olarak medeniyet yüzü görmemiş, insan etti yiyen yamyamlardan farksız liderlerin tahakkümü altında inliyor. Dünyanın kaderi diktatörlerin, psikopatların,  çıkarı din edinmiş sahtekârların insafına terk edilmiş. Batının insanlığı getirip bıraktığı nokta bu… İnsani ve ahlaki gelişmişlik, ruhi olgunluk anlamında bir arpa boyu yol alamamış; tükenmiş, huzursuzluk içinde çırpınan, türüne düşman, zavallı bir insanlık…

Sen insani değerlerin biricik kaynağı, dini, bir tarafa bırakırsan, insanın ikinci yarısı olan ruhu yok sayarsan, gece gündüz insanlıktan ve ahlaktan dem vursan da boş. Tüm parlak lafların anlamsız birer saçmalıktan öteye gitmez. Senin göz kamaştıran maddi uygarlığın Trump gibi, Bush gibi, Stalin ve Lenin gibi; insanlara gülücükler dağıtırken onlarca ülkede vahşi katliamlar işleyen Obama gibi adamları yetiştirir ancak.

İnsanlığın dine dönmekten başka çaresi yok. Ama kendi elleriyle kendilerine benzettikleri dinlere değil… Hak dine, İslam’a… İnsanlığın istikbali, kurtuluş ve mutluluğu hem dünyasını hem de ahiretini mamur edecek İslam’la mümkün ancak. Avrupa’nın da kurtuluşu bunda…Vicdan sahibi Batılı aydınlar da bunu söylüyor. Mesela Bernard Shaw… “ Öyle hissediyorum ki yarının Avrupa’sı Muhammed’e iman edecek. Bunun izleri her yerde görülüyor. Eğer Muhammed ve onun dini modern dünyanın sahibi olursa, insanlığın sorunlarına öyle adil ve özgürlükçü çözümler getirecektir ki insanlık, arzu ettiği barış ve mutluluğa kavuşacak.”diyor bu batılı aydın…