İşte böyle başa böyle traş! Ne diyeceksin ki! Bütün bunlar “ilmi siyasetin” incelikleri idi. Benim gibi cahil bahriyeliler ne anlar bu işten. Yıllarca devamlı surette “sus otur yerine, sesini çıkarma, erken öten horozun kafasını koparırlar” diyerek susturulduk, yetmedi bir tomar azar işittik.
Sonunda özgürlüğü doya doya yaşadığım denizlere açıldım. Dünyanın her tarafını gezip görüp ne derece faşist ve ahlaksızca muamelelere maruz kaldığımı fark ettim. Bunları gazete ve dergilerde 25 senedir yazıp çiziyorum. Lakin “doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar” misali ilmi siyaseti öğrenemediğimden dolayı yöneticilerimize bir türlü derdimi anlatmaya muvaffak olamadım. Son örneği de anlatayım.
Referandum günü askeri gazinolardan bir tanesine gitmiştim. Ne göreyim! Alkol tüketimi o kadar fazla ki; olur ya hani kaza ile kibrit çaksan, gazino havaya uçacak. O derece kesif bir alkol kokusu her yanı kaplamış. Şimdi sakın şunu demeyin! “sana ne oluyor, kim ne zıkkımlanırsa zıkkımlansın sana ne!”
Durum farklı. Maalesef içki servisini askerler yapıyor. Böyle rezalet, edepsizlik olur mu? Ben yurdumu vatanımı korusun diye çocuğumu askere göndereyim sen meyhanecilik yaptır! Burası neresi yahu? Patagonya mı? Eminim Arjantin’de dahi buna müsaade edilmez, böylesine bir işkence yaptırılmaz.
Dinden diyanetten uzak yetişmiş çoğu general,  içki içmekten başka bunu getirip götürmenin, alıp satmanın dahi günah olduğunu bilmez. Bir kısım yönetici zevat cenabet dolaşıyor, gusül abdestinden bile habersiz, onu nasıl bilsin?
Tamam, bu embesilleri ve rakı içmekten beyni sulanmış zavallıları geçelim. Pırıl pırıl gençleri çocuk yaşta alıp asker ocağında beyinlerini yıkayıp mankurt haline getiren yasa koyucu milletvekillerini ve hükümeti nereye koyalım?Bu kadar rezalete müsaade eden utansın, ne denir ki…
Şimdi yıllarca bu soruna çare üretemeyen yöneticilerimize iki kelam söylemeye hakkımız yok mu? Rezaleti bilenler; “ilmi siyaset” diyerek konuşmuyor. O halde kötü polis ben olayım bari,hesap sormaktan başka çare görülmüyor. Yazıp çizmekten anlamıyorlar. Okumaya dahi vakit bulamıyorlar.
Yahu! Mükellef askerlik sistemini niçin hala değiştirmiyorsun? Bütün dünya orduları profesyonelleşip dünyanın en modern ve güçlü askerlerini yetiştirirken biz neyi bekliyoruz. Gencecik vatan evlatlarımı bu mankurtlara garsonluk yaptırmak sizleri hiç rahatsız etmiyor mu?
Alkollü içki satılan yerler özellikle seçimlerde ve olağanüstü günlerde kapatılır. Olur ki sarhoşun teki çıkıp olay çıkarmasın diye. İyi de beli silahlı askerlerin içki içmesine nasıl müsaade ediyor, görmezden geliyorsun. Peki,benim aslan Mehmetçiğimi niçin bunlara hizmet ettiriyorsun? Gelen ağam giden paşam devri, ne zaman bitecek?  
Ey devletlüler. Halkımız artık uyandı. Tankı topu caddelere sokup darbe yapma zamanı bitti artık. Madem daha önce yapamadınız bari bundan sonra böyle çirkin davranışlara müsaade etmeyin! 
Biz halk olarak her seçimde vaatlerinize binaen sizi destekledik. Lakin şimdi hesap sorma vaktidir. Gelene ağam gidene paşam derseniz bu yaptıklarınızın mahcubiyetinden kurtulamazsınız.  Halkımızın manevi duygularını rencide eden asker-sivil her kim olursa olsun haddini bildirmek zorunda olduğunu bilmelisin. Eğer yönetici koltuğunda oturuyor isen bunu yapmak boynuna borçtur. Yoksa bu dünyada olmasa bile ruz-i mahşerde bunların hesabı mutlaka sorulacaktır. Bilmenizde yarar vardır…
Dini hassasiyetleri olmayanların çirkin davranışlarına göz yumulamaz. Zaten bu yüzden gerekli tepkiyi almayınca yol oluyor, yarın daha kötüsünün yapılmasına sebep oluyorlar.
Şimdi iş icraat yapma zamanıdır. Referandum öncesinde bir havacı generalin askeri disipline ve törenlere aykırı olarak Kılıçdaroğlu’nun önüne askerleri dizmesi gibi bir davranış ve yukarıda bahsedilen Mehmetçiğe içki servisi yaptırılması gibi aymazlıklara karşı sert şekilde tedbir alınmalıdır. Bu işin şakası yoktur. Böyle durumlarda kimsenin gözünün yaşına bakılmaz. En ağır ceza ne ise onunla cezalandırmak şarttır. Yoksa her on yılda bir yaşadığımız “kesintisiz darbe süreci” devam eder, kurtulamayız, vesselam…