Sevginin karışımıyla oluşmuştu. İçine bir miktar gözyaşı da ekleyip
Yoğrulunca, kıvama gelişmişti.
Merhamet adını almıştı!!! Merhametin yer bulduğu kalpler de
Sevda olur, aşk olur.
Kin ve nefrete yer kalmaz ki...
Merhamet ,aptallık değildir kesinlikle!!!
Bu kelime, bazı insanların deyimidir (Yüreği yaşarken ölmüş olan insanların). Asla kabul edilemez.
Lakin merhamet kelimesini kullanırken dudaklar bile gülümser.
Yüze huzurun ışığı yansır. Kalp sorgulamadan, baş yastığa rahatça koyulur.
Dünya hesabına takılmadan... Yürek hesabını öder.
Merhametin, bir fidan gibi büyümesine yine kulun aklı karar verir.
Düşünen bir kulun en doğru “kârı” olur.
Hesap kitap dünyasında hep kâr peşinde olmanın da bir yolu yordamı olmalıydı.
Adı, sevdaya yürümek.
Adı, aşka yelken açmak.
Adı, sarılmak ama yüreğin diğer yürek ile
Sarılması olmalı ki... Merhamet var olsun. Var olmasıyla,
Merhamet!!! Kâh acılı kalplere merhem olacaktır.
Kâh gözlerden süzülen yaşlara mendil...
Kah başı okşanmayan yetimin alnına buse kondurmak ile ...
Ya da ...
Kah hasta bir yaşlıya sevgiyle çorba pişirmek ...ile mevsimsiz açan papatya olacak her bir dokunduğu yürekte.
Papatya falına bakmadan!! Diyebilmek olur “merhametli yüreğim, sonsuz teşekkür ederim. Bana yaşattığın huzur için. En güzeli de, taş atana ekmek verebilmeyi öğrettiğin için.”
Yaşlı insanlara bakarken aklımdan geçenlere, daima yüreğim hüzünlenir. “Gençliğinde kim bilir nasıl güzeldi.”
“Nasıl güçlüydü...”
Nasıllar ile başlayan kelimeler ordusunun sorularına cevap versek ne olur ki... Zaman akıp tükenmiş ti... Şelaleler gibi yükseklerden dökülmüşlerdi,
Göl yataklarına.
Beden de takatini yitirmiş, yataklara mahkûm kalmıştı.
Akıp giderken.
Tutulmak istense de ... Ne su, ne de zaman avuçlarda birikmiyordu.
Aynaya bakınca yüzümde henüz oluşmamış çizgilerime
Gülümsüyorum.
Senin de vaktin gelecek...
Yılların yorgunluğuna, göz kapakların inecek.
Şimdi saltanat zamanındasın
Senin için mevsim yaz...
Henüz sonbaharı yaşamış bedenin.
Kollarında güç!!
Ayaklarında dermanlar durmakta ...henüz!!
Dünya ya meydan okuyan yüreğine elbette güveniyorsun.
Vaktin daha var diye susmuyor ki dilin.
Varacağın yolu, uzun sanmaktasın.
Ölüm aklına bile uğramamakta.
Planların, projelerin hiç eksilmemekte.
Sadece 30 sene sonrasını bir düşünsen derim...!!” Düşün ve merhametle yaşa!!! Yoksa ey aciz bedenim, sana kimse bir el
Uzatmaz. Eden bulur derler, yanı başından gelip geçenler. Bu dünyanın yaşlılıkla hesabı var. Baki âlemin ise terazisi ...”
Ağaç dikme kampanyalarına, bir fidan ekleyelim.
O fidanı dikelim her bir yeni doğan yüreklere.
Bizler büyütelim tertemiz yüreklerde. “Merhamet Fidanını”
Ne ekersek onu biçeriz.
Ne güzel demiş atalarımız.
Merhamet dolu yüreklerimizde
Olmak dileğimle,
Değerli Okurlarım.