Kurtulmuş, "Tarih boyunca dünya barışının kapısı, Orta Doğu kapısıdır. Orta Doğu barışının anahtarı ise Filistin topraklarının özgürleşmesidir. Bu sağlanmadan dünya barışı sağlanmaz." dedi.

İsrail'in Filistin'e yönelik saldırılarını başlattığı 7 Ekim'den bu yana TBMM Başkanı olarak 22 ülkeden 41 üst düzey yöneticiyle bu meseleyi konuştuklarını aktaran Kurtulmuş, ayrıca katıldığı 5 uluslararası toplantıda sürekli konuyu gündeme taşıdığını söyledi.

Batılı ülkelerin, İsrail'e karşı borçlarının olduğunun altını çizen Kurtulmuş, "Hitler ve Mussolini zamanında yapılanları, Avrupa kıtasındaki Yahudi soykırımını, o antisemitik siyasetin nasıl Yahudilere baskı uyguladıklarını hatırlıyorlar ve belki de özür dilemek için bugün o özür dilemeyi Filisin halkına yapılan zulüm üzerinden yapmaya çalışıyorlar. Ses çıkarmıyor, destek oluyorlar. Biz, Türkiye olarak üzerimize düşeni yerine getirmeye çalışıyoruz. Bu, tarihi bir sorumluluk." diye konuştu.

İsrail'in saldırıları sonucu binlerce çocuğun hayatını kaybettiğine dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Kuvözlerde oksijen bitti, çok sayıda çocuğun çırpınarak, ağlaya ağlaya öldüğü görüntüler dünyaya servis edildi. Bu insanlığın bittiği yer. Siyaset artık ne konuşacak? Kuvözdeki bebekleri koruyamıyorsa canı çıksın öyle siyasetin. Hangi uluslararası sistem, hangi uluslararası ilişkiler, hangi Birleşmiş Milletler... Böyle baktığınızda kahroluyorsunuz ama bir de sorumluluğunuz var. Bu konuda Türkiye olarak tüm gücünüzü seferber etmeye çalışıyorsunuz. İnşallah şimdi geldiğimiz noktada bu ateşkes kalıcı olur ve bundan sonrası yapılması gerekenleri de insanlık cephesini tahkim ederek hep beraber yapmamız lazım. Batı ülkelerinin hükümetlerine kalsaydı bu ateşkes olmazdı."

Numan Kurtulmuş, İsrail'in saldırılarına yönelik Avrupa başkentlerinde gerçekleştirilen protestoların, ateşkesin sağlanmasına katkı yaptığını; uluslararası camiada sivil inisiyatiflerin, İsrail'in faşist politikalarına, Başbakan Binyamin Netanyahu ile çetesine karşı baskının arttırılması gerektiğini dile getirdi.

Netanyahu ve hükümetinin, Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesine gitmesini sağlamaya yönelik başvuruların çoğaltılması gerektiğini söyleyen Kurtulmuş, "Artık insanlık vicdanı uyanışa geçmiştir. Sürekli bunu arttıracak ve insanlık cephesini kuvvetlendirecek işler yapmamız lazım." ifadesini kullandı.
İsrail ile Filistin arasındaki kalıcı çözüm için yerine getirilmesi gereken üç konunun bulunduğunu anlatan Kurtulmuş, 1967 sınırlarında ve başkenti Kudüs olan, tam bağımsız bir Filistin Devleti'nin tanınması, Yahudi yerleşimcilerin işgal ettikleri bölgelerden atılması ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere Müslümanlar ile Hristiyanların kutsal mekanlarının korunması şartlarının sağlanmadığı sürece meselenin çözülemeyeceğini kaydetti.

Kurtulmuş, "Tarih boyunca dünya barışının kapısı, Orta Doğu kapısıdır. Orta Doğu barışının anahtarı ise Filistin topraklarının özgürleşmesidir. Bu sağlanmadan dünya barışı sağlanmaz." değerlendirmesinde bulundu.

İsveç'in NATO Üyeliği

İsveç'in NATO'ya katılım protokolüyle ilgili değerlendirmesi sorulan Meclis Başkanı Kurtulmuş, Türkiye'nin bu konuda verdiği sözleri yerine getirdiğini, muhataplarından aldığı sözlerin de tamamıyla yerine getirilmesini beklediğini söyledi.

Türkiye'nin, Finlandiya'nın NATO üyeliği konusunda verdiği sözü yerine getirdiğini anımsatan Kurtulmuş, "Aynı şekilde İsveç'in de sorumluluklarını yerine getirmesini bekliyoruz. Bu konuda bazı olumlu adımlar atıldı. Bunların tamamıyla gerçekleşmesini bekliyoruz. Cumhurbaşkanlığından gelen tezkere Dışişleri Komisyonunda. Komisyon kendi gündemi içinde meseleyi değerlendirecek, sonra da Genel Kurula gelecektir. TBMM'de süreç kendi gündemi içerisinde işliyor." bilgisini paylaştı.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, "İsveç'ten beklenmedik bazı açıklamalar geliyor. Muhalefet partisi liderinin 'cami kapatılsın' yönünde açıklaması var. Bu tür açıklamalar süreci uzatır mı?" sorusu üzerine şu düşünceleri dile getirdi:
"Avrupa kendi kurucu değerlerinden süratle uzaklaşmaya doğru gidiyor; bu kadar çok ırkçılık, İslam ve yabancı düşmanlığı... Senin haddine mi kardeşim, 'Avrupa'nın temelini çok kültürlülük üzerine kurduk' diye övünüyorsunuz ama 'cami kapatılsın...' Böyle bir şey olabilir mi? Sen kimsin? Ama Avrupa'daki bu faşist, ırkçı siyasetler o kadar yükseliyor ki ben Avrupa adına endişe duyuyorum. Bir gün Avrupa, Türkiye'nin insancıl değerlerine sığınmak mecburiyetinde kalacak. Böyle devam etmez. Şu anda gördüğü yabancıya, Müslümana, öteki olarak gördüğüne saldırıyor ama bu faşist, otokratik kafa, bir müddet sonra belki kendisinden daha fazla demokrat değerleri savunan Avrupalılara da saldıracak. Çok büyük bir alarm zilidir, bunu görmesi lazım Avrupa'nın."

"Fatih Erbakan’a öfkenin nedeni ne?" "Fatih Erbakan’a öfkenin nedeni ne?"

İçtüzük tartışmaları

Kurtulmuş, Meclis İçtüzüğü değişikliği konusundaki değerlendirmesinin sorulması üzerine, İçtüzük konusunda eksikliklerin belli olduğunu belirterek, "Yerel seçimden sonra hızlı bir şekilde konunun gündeme getirilmesini ümit ediyorum." dedi.

Mecliste geçmiş dönemlerde 36 saat kesintisiz süren oturumlar olduğunu aktaran Kurtulmuş, komisyonlarda meselelerin çok daha iyi tartışılması gerektiğini, Genel Kurul aşamasında sadece oylamaların yapılabileceğini aktardı. Genel Kurulda sert tartışmaların ve zaman zaman da kavgaların olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye artık bu görüntüleri hak etmiyor. Son derece nezih, medeni bir şekilde daha evvel tartışmaları yapılan yasaların oylamaları Genel Kurulda yapılsın. Belli günlerde Meclis bir konuda faaliyeti sürdürsün. Bir gün uluslararası sözleşmeler gündeme gelsin, bir gün partilerin grup teklifleri gündeme gelsin. Bunlar konuşulur, mühim olan etkin, hızlı, muhalefetin sözünün de daha fazla değerlendirildiği, komisyonların güçlendirildiği bir çalışma prensibini, Meclis yasama kalitesinin artırıldığı bir süreci oluşturabileceğimizi düşünüyorum. Ümit ederim ki partiler de destek verir. Buna ihtiyaç var."

Kurtulmuş, TBMM 28. Dönem 2. Yasama Yılı'nın açılış gününde İçişleri Bakanlığına yönelik gerçekleştirilen terör saldırısı hatırlatılarak, "Meclis güvenliği açısından yeni kararlar bekleniyor mu?" sorusuna, "İlave güvenlik tedbirleri alınıyor, alınacaktır, arttırılacaktır. Meclisin diğer resmi kurumlara göre aşırı bir ziyaretçi yoğunluğu var, çok fazla insan giriyor. Güvenlik endişelerinin daha üst düzeyde olduğu bir kurum burası. Her türlü güvenlik tehdidi değerlendirmesi yapılıyor, ilave tedbirleri alacağız." yanıtını verdi.