Çok kısa bir süre önce katıldığım ‘İstismar Eğitiminde’ edindiğim bilgiler, duyduğum rakkamlar beni o kadar dehşete düşürdü ve o kadar etkiledi ki, ülkemizin kanayan yarası haline gelen bu konuya değinmeden ve öğrendiklerimi paylaşmadangeçemedim. Hemen hemen her yazımda sağlıklı bir toplumun en önemli göstergesinin ‘O toplumda yetişen çocukların ruhsal, bedensel ve sosyal yönden yara almadan, sevgiyle büyümeleriyle olabileceğine’ değiniyorum. Doğan Cücenoğlu’nun da dediği gibi ‘Bir İnsanın Anavatanı Çocukluğudur.’ Ancak bazı aileler veya çocuğa bakım veren kişiler (bakıcı, öğretmen, akraba) çocukları yetiştirme sürecinde bilerek yada bilmeyerek çocuğa çeşitli sebeplerle şiddet ve ihmal şeklinde davranışlar sergileyebiliyorlar. Son yıllarda dünyada ve ülkemizde halk sağlığı hatta bana göre insanlık sorunu haline gelen ‘İstismar’sebebiyle, yılda 40 milyondan fazla çocuk desteğe ihtiyaç duyuyor ve yüzlerce çocuk ölüyor.

Aileleri tarafından istismara uğramış çocukların ‘Anne ve Baba’ profilleri incelendiğinde; genellikle mutsuz çocukluk geçirmiş, ruhsal problemleri olan, çocuğun sorumluluğunu alabilecek olgunluğa erişmemiş, alkol ve madde bağımlılığı olan, düşük eğitim düzeyli, anormal cinsel sapmaları olan, çocukken kendileri de istismara uğramış oldukları gözlemlenmiştir.  Bununla birlikte ülkemizin aşamadığı diğer önemli sorunu ‘yoksulluk ve sosyal eşitsizlik’ çocuk istismarını tetikleyen diğer önemli nedendir.  Toplumumuzda çocuğa verilen değerin az olması, sık sık duyduğumuz ‘dayak cennetten çıkmadır’ ‘kızını dövmeyen dizini döver’ gibi sözlerle de desteklenen kültür ve geleneklerin sorgusuzca kabul görmesi çocuğa uygulanan istismar riskinin artmasına sebep olmaktadır.

2011 yılında ‘Türkiye Adli Tıp Kurumu Morg İhtisas Dairesi’ne gelen çocuk ölümlerinin %74.5’i ihmal, %13.9’u fiziksel istismar, %5.6’sı fiziksel istismarla birlikte ihmal, %6’sı cinsel istismar olarak belirtilmiştir. Bu dehşet verici tablo bize toplum olarak istismar konusunu çok iyi anlayıp, bilinçlenerek önlem almamız için uyarı niteliğindedir.
Çocuk İstismarını 5 Kategoride inceleyecek olursak:

1.  Fiziksel İstismar: Dövme, tokat, yumruklama, tekmeleme, itme, ısırma gibi çocuğa fiziksel eziyette bulunulmasıdır. Fiziksel istismara uğrayan çocuklarda, içine kapanıklık, mutsuzluk, sosyal ilişkilerinde sorun, nefret duygusu, kaygı bozukluğu, okul başarısızlığı, intihar girişimi, madde bağımlılığı gibi davranış bozuklukları görülebilir. En üzücüsü ise bu şiddete maruz kalan çocuğun ileride kendi eş yada çocuklarına da aynı şiddeti gösterme olasılığının yüksek olmasıdır.

2.   Duygusal İstismar: Bağırma, reddetme, korkutma, lakap takma, tehdit etme, sindirme, yıldırma, aşırı otorite kurma, toplumun içinde rencide etme gibi çocuğa sözel eziyet edilmesidir. Ebeveyn tarafından sürekli eleştirilen, aşağılanan çocuk kendine güvensiz, pasif, anti-sosyal kişilik özelliği gösterdiği gibi fiziksel gelişimi de olumsuz etkilenir.