Profesyonel orduya ihtiyaç olduğunu herkes biliyor söylüyor da itiraz edilme gerekçesi farklılık gösteriyor. Genelde söylenen şu; çok paraya ihtiyaç var. Peki bu doğru mu?
Bir de Silahlı Kuvvetlerin Mehmetçik ile özdeşleştiğini ileri sürerek mevcut düzenin devam etmesi gerektiğini söyleyen var hatta askerlerin halktan olması sayesinde ordunun bu azınlık grupları tarafından ele geçirilemeyeceği örneğin Suriye’deki Nusayri Esed Rejimi olabileceği endişesini taşıyanlar var. 15 Temmuz 2016 darbesi bu düşüncenin çok da gerçekçi olmadığını gösterdi. Zira askerler komutanların emrinden çıkamadı ve maalesef halka ateş açılırken bazı yerlerde engel olunurken bazen emri uygulamak zorunda kaldılar. 
Her ne ise olan oldu. Eski bir asker olarak bu konuda seminerler verip kamuoyunu aydınlatıcı makaleler yazarak profesyonel askerliğin gerekli olduğunu 20 yıldır yazıyorum. Hiç olmazsa ordunun yeniden yapılandırılması esnasında bu düşüncelere yer verilmesi ve üzerinde ciddiyetle durulması gerekiyor…
Mevcut statükonun korunmasını ve köhnemiş Prusya askerlik sisteminin devamını isteyenlerin sayısı bir hayli azalmış durumda.  
Darbe teşebbüsleri ve modern askeri yapılanma bir çok eski kafalı kişinin aklını başına getirdi. 
Dünya Aya, Mars’a hatta kuyruklu yıldıza gitti oralara kadar uzandı fakat bizim generallerimiz ve siyasetçilerimiz hala yaya kalmış patika yollarda yürümeye çalışıyorlar. Yahu hiç olmaz ise şu NATO standartlarına göre bir ordu için gayret edin. NATO ülkeleri içinde mükellef askerlik sistemini uygulayan ve bizim kadar büyük ve hantal bir orduyu besleyen var mı?
Bu dar görüşlü insanlara en hafif söyleyeceğim sözler bu kadar. Daha fazlasını hak ediyorlar lakin okuyucularıma karşı saygımdan ötürü daha fazla söz sarf etmek istemiyorum.
Öncelikle mevcut durumun yani mükellefiyet sisteminin zararları ve ne derece çağ dışı olduğu yeterince anlaşılmamış. Orduevlerinde, sosyal tesislerde askerlik görevi adı altında garsonluk veya başka işler yapan vatandaşlarımızın “Niçin böyle bir görevle mükellefim” sorusu, duyulmak istenmiyor. 
Ve belki de en önemlisi belirli bir ideolojiyi “insanların kafasına çakmak” için bu kusurlu ve çağdışı kalmış sistem savunulmaya çalışılıyor. O halde anlaşılmayan veya anlaşılmak istenmeyen bazı gerçekleri tekrar söylemeye çalışayım.
Bir kere 400 bin civarındaki mükellef erbaş ve erin profesyonelleşmesi veya uzman er/erbaş statüsünde işe alınmaları diye bir şey düşünülemez. En fazla 100 bin askerin profesyonel olmasına ihtiyaç vardır. 
Bu sayıda askerin uzman olması elbette bütçeye bir maliyet getirecektir. Fakat mevcut durumdaki harcamalar göz önüne alındığında 350 bin askerin azaltılması ile elde edilen tasarruf, bu maliyeti rahatlıkla karşılayacaktır. Düşünün her gün her sabah yüzbinlerce mükellef asker kahvaltı yapıyor öğle ve akşam yemeği yiyor. Bunların sadece kahvaltısı dahi tırlarla dolu yiyecek masrafı demektir. 
Ayrıca yine yüzbinlerce mükellef askeri barınma, giyinme ve eğitim masraflarının göz önüne alınması da lazımdır. Bütün bunlar profesyonel askerliği zorunlu kılmaktadır. Dünyanın hemen hemen her yerinde bu uygulama yıllardır varken 2017 yılına girerken hala tartışıyor olmamız düşündürücüdür.
Ayrıca bu iş “hadi hemen başlayalım” demekle olmaz. En az 5-10 senelik bir geçiş dönemi gereklidir. Modern bir ordu için belirli bir süre “dövizli askerlik sistemi” ile gerekli kaynak temin edilebilir.