İsveçli bilim insanlarınca, Tip 2 diyabet hastalarının kanlarındaki "copeptin" molekülündeki yükselişin, kalp krizi ve inme riskini 2 kattan fazla artırdığı belirlendi.

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Avrupa Endokrinoloji Derneği Yöneticisi Prof. Dr. Okan Bülent Yıldız, Portekiz'deki başkanlığını üstlendiği Avrupa Endokrinoloji Kongresi'nde, diyabet ve buna bağlı gelişebilen hastalıklara ilişkin yürütülen çeşitli araştırma sonuçlarının paylaşıldığını söyledi.

Kongrede sonuçları ele alınan araştırmalardan birinin, kan analizlerinde yeni tespit edilen bir bulgunun Tip 2 diyabet ile kalp hastalığı ilişkisini ortaya koyduğunu belirten Yıldız, "Kanda bulunan yeni bir belirteçle, Tip 2 diyabet hastalarında kalp hastalığı riski öngörülebiliyor. Bu, yeni kan belirtecinin adı copeptin. Bu, Tip 2 diyabet hastalarında kalp hastalığı riskini önleme ve öngörme adına önemli bir gelişme." dedi.

Özellikle Avrupa'da yaklaşık 60 milyonun üzerinde Tip 2 diyabet hastası olduğuna işaret eden Yıldız, hastalığın böbrek yetmezliğinden görme kaybına kadar çok önemli sağlık sorunlarına yol açtığına dikkati çekti.

Tip 2 diyabetin, vücudun sağlıklı çalışması için yeterli insülin üretememesi ve vücut hücrelerinin insüline direnç göstermesi sonucunda ortaya çıktığını dile getiren Yıldız, bu kişilerin diyabete bağlı kalp ve damar hastalıkları, kalp krizi, inme ve erken ölüm gibi risklerle de karşı karşıya bulunduğunu ifade etti.

Yıldız, molekül hakkında bilgi vererek, "copeptin" isimli belirtecin tıpta "vasopressin" diye isimlendirilen hormonun bir parçası olduğunu kaydetti.

Bunun vücuttaki su dengesini etkileyen, su-tuz tutulumunu dengeleyen bir hormon olduğunu anlatan Yıldız, "Bu bir antidiüretik hormondur. Yani vücuttan su atılımını engelleme fonksiyonu görür." diye konuştu.

Yıldız, vasopressinin, ayrıca karaciğerde şeker metabolizmasında ve pankreasta hormon sorunlarında rol aldığını söyledi.

"Araştırma daha uzun süreli takiplerle devam ediyor"

"Copeptin" molekülüyle Tip 2 diyabet hastalarında kalp hastalığı gelişme riskine ilişkin araştırmanın İsveçli bilim insanları tarafından gerçekleştirildiğini belirten Yıldız, şunları kaydetti:

"Araştırma kapsamında, 681 Tip 2 diyabet hastasında, kandaki copeptin düzeyleri ölçülüyor ve 7 yıl boyunca bu hastalar takip ediliyor. Bu süreçte, ölümler, kalp krizi ya da inmeye bağlı hastaneye yatış oranları kayıt altına alınıyor. Takip sonucunda, çalışmanın başlangıcındaki copeptin düzeyleri ile daha sonra kalp hastalığı gelişme riski arasında ilişki tanımlanıyor.

Copeptin düzeyleri ve kalp hastalığı ilişkisi, kalp hastalığı gelişmesini etkileyecek diğer faktörler kontrol edilerek, tanımlanacak araştırma kapsamının dışında tutularak yapılıyor. Söz konusu faktörlerden arındırılma sonrasında, copeptin düzeylerinde her bir pmol/L artışın, 7 yıllık takipte kalp hastalığı ve inme riskinde 2 kattan fazla artışa neden olduğu tespit ediliyor. Çalışma sonuçları, diğer tanımlanmış kalp damar hastalığı risk faktörlerinin yanında, bu molekülün de artık kalp hastalığını öngörmede faydalı olabileceğini gösteriyor."

Yıldız, araştırmanın daha uzun süreli takiplerle devam ettiğini vurgulayarak, "Daha uzun süreli takiplerde de bu molekülün bir risk belirteci olduğu gösterilirse rutin taramalarda da kullanılması söz konusu olabilir." değerlendirmesinde bulundu.