Türkiye'de 30.000-40.000 arasında 65 yaş öncesi başlayan genç Alzheimer hastası mevcut. Altmış beş yaş üstü toplumun ise %5'ini etkisi altına alan, 85 yaş üzeri kişilerin ise %30 ila %50'sini etkileyen demans hastalıkları ve bu hastalıkların en sık görüleni Alzheimer, toplum sağlığı için önemli bir tehdit. Türkiye'de 65 yaş üstü nüfus, toplam nüfusun %8,7'sini oluşturuyor ve bu oran yıldan yılda hızla artarken 600.000 Alzheimer hastası ve aileleri bu hastalıkla mücadele ediyor. Dünyadaki 46,8 milyon Alzheimer hastasının sayısının 20 yıl içinde yaklaşık iki katına çıkarak 2030'da 74,7 milyona, 2050'de ise 131,5 milyona ulaşması bekleniyor.



Genç başlangıçlı demanslar artıyor

Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Haşmet Hanağası demans hastalıklarının artık daha genç yaşlarda görülmeye başladığını belirterek önemli bilgiler verdi: “Altmış beş yaşından önce başlayan demanslara genç başlangıçlı demanslar adı verilmektedir. Altta yaran farklı patolojiler olmakla beraber en sık nedeni Alzheimer hastalığıdır. Sıklığı tüm demansların %5-10’u kadardır. Ülkemizde 30.000-40.000 arası genç başlangıçlı demans hastası bulunduğu düşünülmektedir. Erken başlama yaşı nedeniyle tanı güçlüğü olabilen bu demanslar sıklıkla başta depresyon olmak üzere çeşitli hastalıklarla karıştırılabilmektedir. Bu hasta grubunun erkenden tanınıp hızlıca uygun yaklaşımda bulunmak büyük önem taşır. Ayrıca çok yakında yapılan uluslararası uzmanlardan oluşan bir komisyonun çalışmasında demansların 1/3’nün önlenebileceğini bildirilmiştir. Bu bildiri Alzheimer Derneği Uluslararası Konferansında ilk olarak duyurulmuş ve eş zamanlı olarak Lancet dergisinde yayınlanmıştır.”



Her 3 yaşlıdan biri demans nedeniyle ölüyor

Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu, Alzheimer hastalığına dair önemli bilgiler verdi: “Alzheimer hastalığı meme kanseri ve prostat kanserinin toplamından daha fazla kişinin ölmesine neden oluyor. 2000’li yıllarda kalp hastalığından ölümler %15 azalırken Alzheimer hastalığından ölümler ise %89 arttı ve bugün her 3 yaşlıdan biri maalesef demans nedeniyle hayatını kaybediyor. Diğer taraftan hastaların bakımını da zorlaştıran bir durum var ki, o da her 5 Alzheimer hasta

yakınından birinin en az hastası kadar yaşlı olması. Bu nedenle 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü bu hastalık hakkında bilgilenmek ve hastalar ve yakınlarıyla dayanışmak için önemli bir fırsat sunuyor. Derneğimizin en temel misyonu halkı Alzheimer hastalığı konusunda bilinçlendirmek ve hasta yakınlarına destek vermektir. Alzheimer hastalığı hakkında farkındalık yaratmak, yaşlanınca unutkan olmanın normal olmadığı, unutkanlık belirtileri görüldüğünde hekime başvurulması gerektiğini vurgulamak için her fırsatı değerlendirdik, çeşitli kampanyalar, eğitimler düzenledik. 5 yıl önce Japonya hükümeti tarafından başlatılan ve toplumun dalgalar halinde bilgilendirilmesini amaçlayan Mavi Dalga adındaki projeyi de 5 yıldır Türkiye’de uyguluyor, herkesi bu konuda birebir eğitiyoruz.”

Alzheimer hastalığı için yeni risk faktörleri: işitme kaybı ve yalnızlık

Alzheimer’s Disease International’ın (ADI) ve Alzheimer Europe’ın (AE) üyesi olan Türkiye Alzheimer Derneği, Alzheimer hastalarına destek olmak amaçlı faaliyetlerini tüm hızıyla sürdürüyor. Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Haşmet Hanağası, Alzheimer hastalığının risk faktörleri konusunda kaydedilen son gelişmeleri aktardı: “ADI komisyonu daha önce bilinen risk faktörlerine ek olarak işitme kaybı ve sosyal izolasyonu (yalnızlık) da önemli risk faktörleri arasına sokmuştur. Yeni bir modelleme algoritması ile yapılan bu çalışmada araştırmacılar, demans hastalıklarının %65 oranında modifiye edilemez risk faktörlerinden, %35 oranında modifiye edilebilir risk faktörlerinden kaynaklandığı belirtilmiştir. Erken yaşlarda Alzheimer’a dair farkındalık eğitimleri koruyucu faktör olarak öne çıkarken, orta ve ileri yaşlardaki risk faktörleri ise şöyle:

Orta yaş: Hipertansiyon, obezite, işitme kaybı

İleri yaş: Depresyon, diyabet, fiziksel hareketsizlik, sigara içme, sosyal izolasyon

Çoğu faktör dönemsel olsa da, sigara bağımlılığı ve hipertansiyon gibi risk faktörleri daha geniş bir zaman diliminde olabilir. Yazarlar risk faktörlerinin güçlü bir şekilde azaltılmasının önemini vurgulamaktadırlar. Örneğin orta ve ileri yaşta hipertansiyonunun tedavi edilmesi demans insidansını azaltacaktır. Diğer önerilen girişimler arasında çocukluk çağında eğitimin daha fazla olması, düzenli egzersiz yapma, sosyal iletişimin devam etmesi, sigarayı bırakma, işitme kaybını tedavi etme, depresyonun tedavisi, diyabetin tedavisi ve obezitenin önlenmesi olarak sayılabilir. Risk faktörleri kontrol altına alındığında demans sıklığı yıllarca geciktirilebilir.”



Zeytinyağı demanstan koruyor

Türkiye Alzheimer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Başar Bilgiç, Akdeniz tipi beslenmenin koruyucu etkisine dikkat çekerek şunları söyledi: “Bugüne kadar yapılan

birçok çalışmada Akdeniz tipi diyetle beslenenlerde demans riski azalmış olarak bulunmuştu. Bu sene 6000 yaşlı ile yapılan yeni bir çalışmada Akdeniz tipi diyetle beslenmenin yaşlılarda zihinsel bozukluk gelişme riskini %30-35 arasında azalttığı gösterildi. Bu diyetin ana unsuru olan zeytinyağının bu olumlu etkinin arkasındaki neden olabileceği öne sürülse de bu konuda kesin bir kanıt yoktu. Yakın tarihli bir çalışmada zeytinyağı içeren bir diyetle beslenen farelerde Alzheimer ile ilişkili beyin değişikliklerin daha az ortaya çıktığı gösterildi. Zeytinyağı ile beslenen hayvanların beyni Alzheimer hastalığında biriken maddelere ve zararlı süreçlere karşı çok daha dirençli bir şekilde savaşabiliyor. Bu çalışmada dikkat edilmesi gereken noktalardan biri ise zeytinyağının tipi. ‘Natürel sızma’ denen rafine olmayan ve bekletilmeyen zeytinlerden sıkılan zeytinyağıyla bu olumlu sonuçlar elde edilebiliyor. Bu özellikte olmayan zeytinyağlarının ise olumlu etkisi olup olmadığı henüz bilinmiyor.”

Uyku apnesi Alzheimer riskini artırıyor, yürüyüş yapmak azaltıyor

Doç. Dr. Başar Bilgiç, uyku apnesinin yarattığı riski şöyle anlattı: “Birçok hastalığa meyil yaratan uyku apnesinin (uykuda kısa süreli solunum durmaları), zihinsel işlevlerinde sorun olmayan veya çok ılımlı unutkanlık yaşayan kişilerde Alzheimer hastalığı ile ilgili beyin değişikliklerini artırdığı görüldü. Bu sonuç uyku apnesinin doğrudan Alzheimer hastalığı ile ilişkisini göstermektedir. Gerek uykuda takılan özel maskeler gerekse de bazı basit cerrahi girişimler ile uyku apnesi tedavi edilebildiğinden uyku apnesi olan kişilerde Alzheimer riski azaltılabilir. Bu kişilerin uygun tedavi için uyku merkezlerine başvurması Alzheimer ile savaşta alınabilecek önlemlerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Diğer taraftan, günlük yürüyüşlerin demans riskini azalttığı bilinse de beyinde ne gibi değişiklikler yaptığı bilinmiyordu. Manyetik Rezonans (MR) kullanılarak yapılan beyin görüntülemelerinde günlük yürüyüş yapan sağlıklı yaşlıların beyinlerinde Alzheimer ile ilişkili bağlantı bozukluklarının engellendiği gösterildi. Böylelikle günlük yürüyüşlerin beynin normal şekilde çalışmasına katkıda bulunduğu gösterildi. Bu egzersizlere yaşlılığı beklemeden orta yaşlarda başlamak daha rasyonel bir yaklaşım olacaktır.”

Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu, şöyle konuştu: “Türkiye Alzheimer Derneği olarak kuruluş amacımız, toplumun demans ve Alzheimer hakkındaki bilinç ve bilgisini artırmak, ayrıca hasta ve hasta yakınlarına destek vermektir. Bu doğrultuda Eskişehir bakım evimizin yanında bu sene Konya Şubesi Gündüz Yaşam Evi’ni ve Mersin Şubesi Yatılı ve Gündüzlü Yaşam Evleri’ni açarak hasta ve hasta yakınlarına sunduğumuz desteği artırdığımız için son derece mutluyuz. Şu anda derneğimizin Türkiye çapında toplam 13 şubesi var, şubelerle erişemediğimiz bölgelere

de sosyal medya araçlarıyla ve web sayfamızdaki 122 uzman videosu ve yazılı kaynakla erişiyoruz. 40 bine yakın takipçisi olan Facebook hesabımızdan sonra Instagram ve Twitter hesaplarımızı da bu yıl kullanıma açtık. İleri derece Alzheimer hastaları ve yakınlarına destek olmak için ücretsiz Evde Hemşire/Evde Hastabakıcı desteği sağlıyoruz. Bu hizmetimizle 2017 yılında 600 hastaya ulaştık.


Alzheimer hastalarına “bağımsızlık” kazandıracak proje

Türkiye Alzheimer Derneği Genel Sekreteri Füsun Kocaman, derneğin Avrupa Birliği ile Erasmus+ AD-AUTONOMY projesinden bahsetti: “Avrupa Birliği ile birlikte yürüttüğümüz Erasmus + AD-AUTONOMY projesiyle, başlangıç seviyesindeki Alzheimer hastalarına “bağımsızlık” kazandırarak yaşam kalitesini artırmak için ihtiyaç duydukları becerileri öğretmeyi amaçlıyoruz. İspanya, İngiltere, Slovenya ve Yunanistan ortaklığında yürüttüğümüz bu projede, Türkiye’de 20 şehirden Alzheimer hastaları ve profesyonellere ulaşacağız. Toplamda yerel toplum, gençler, karar vericiler dahil toplam 2.000 kişinin projeden hibe dışı dolaylı olarak yararlanması beklenmektedir.



Hasta yakınlarını çık yıpratıcı bir süreç bekliyor

Hem annesi hem de babası Alzheimer hastası olan hasta yakını Sn Ayşin Eksioğlu, deneyimlerini katılımcılarla paylaştı: “Alzheimer önceleri yalnızca adını duyduğum ve hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığım bir hastalıkken, babamda başlayan unutkanlıklar, karakter değişiklikleri, sosyal aktivitelere olan bariz isteksizlikleri doğrultusunda doktora gittiğimizde, Alzheimer ile gerçek anlamda tanışmış oldum. Teşhisi çok zorlanmadan kondu. Babamdan birkaç yıl sonra, bu hastalığın belirtilerinin verdiği aşinalıkla, annemdeki belirtileri anlamam daha kolay ve hızlı oldu. Tahminim doğruydu annem de Alzheimer olmuştu. Bir hasta yakını ve bu yıpratıcı süreci bizzat yaşayan biri olarak, imkanları kısıtlı hasta yakınlarının bu durumla nasıl baş edebileceklerini düşündüğüm sırada yolum Alzheimer derneği ile kesişti. Bugün benim de üyesi olduğum Türkiye Alzheimer Derneği üzerinden elimizden geldiğince ihtiyacı olanlara ulaşmaya ve destek olmaya çalışıyoruz.”



Alzheimer hastalarının istismarının önüne geçmek için tedbirler artırılmalı

Türkiye Alzheimer Derneği Üyesi ve İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şevki Sözen Alzheimer hastalarını ilgilendiren hukuki prosedürler ve yapılması gerekenler hakkında şunları söyledi: “Alzheimer hastaları, birtakım yasal ve sosyal haklardan yararlanabilmek için, tam teşekküllü sağlık kurumlarından Engelli Sağlık Kurulu Raporu almalıdır. Halen rapor alınması Alzheimer hastalarının kullanabileceği bazı haklar mevuttur ancak hastaların fiziksel ve mali

istismarı gibi günlük pratikte çözüm bekleyen pek çok sorun vardır. Bu hakları şöyle özetleyebiliriz:

· Engelli maaşı bağlanabilir;

· Engelli maaşı alanların tedavi giderleri SGK tarafından karşılanır;

· Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından verilen bakım ücreti (Hanede birden fazla engelli varsa, sadece 2 kişi için bakım ücreti ödenir)

· Yıllık bez raporu karşılığında SGK tarafından karşılanan aylık 120 bez

· Alzheimer hastası olup Engelli Sağlık Kurulu Raporu alanların birinci derece akrabalarının gelir vergisi indiriminden yararlanması

· Brüt 200 metrekareyi geçmeyen mülklerde, emlak vergisinden muafiyet

· Erken emeklilik

· Araç alımında ÖTV ve motorlu taşıtlar vergisinden muafiyeti

· Kişinin günlük aktivitelerini tamamen ortadan kaldırıcı akıl zayıflığına sahip kişilerin vasilerine bu hizmeti karşılığı bağlanan aylık maaş

· Ulaşım (uçak, tren dahil) ve telekomünikasyon hizmetlerinde indirim.