Erzurum Atatürk Üniversitesi (AÜ) Yakutiye Araştırma Hastanesinde 4 yıl önce kurulan merkezdeki hastalar, basınç odasında yaklaşık 2 saat süren oksijen tedavisi seansı boyunca televizyon izliyor.
Sualtı Hekimliği ve Hiperbarik Oksijen Tedavi Merkezi, Erzurum'un yanı sıra Erzincan, Kars, Ardahan, Ağrı, Bayburt ve Iğdır'ın da aralarında bulunduğu bölge illerine hizmet veriyor.
Acil servisteki ayrı bir bölümde faaliyete başlayan 12 kabinli merkezde, özellikle kış aylarındaki korbonmonoksit zehirlenmeleri başta olmak üzere iyileşmeyen diyabetik yaralar ile ani işitme ve görme kaybı gibi vakalara müdahale ediliyor.
Son 4 yılda yaklaşık bin 500 kişinin şifa bulduğu merkezde hastalar, basınç odasında yaklaşık 2 saat süren oksijen tedavisi seansı sırasında televizyon izleyerek rahatlıyor.
Merkez Sorumlusu Yrd. Doç. Dr. Recep Hormova, hiperbarik oksijen tedavisinin, birçok hastalık için önemli bir tedavi yöntemi olduğunu söyledi.
Bu tedavinin özellikle karbonmonoksit zehirlenmelerindeki önemine dikkati çeken Hormova, "Acil zehirlenme vakaları için oksijen tedavisi, zamanında alınırsa hayat kurtarıcıdır. Tedavi süresi genellikle 2 saat. Ancak bu süre hastalığın durumu ve şiddetine göre değişebiliyor. Hastalarımız bu 2 saati ünitede televizyon seyrederek geçiriyor." dedi.
Basınç odasında uzun süre maskeyle beklemenin kolay olmadığına işaret eden Hormova, "Tedavi süresi uzun olduğu için sıkıcı oluyor. Hastalar basınç odasında kaldığı vakitleri televizyon seyrederek geçirdikleri için hem rahatlıyor hem de içinde bulundukları ortamı unutuyor." diye konuştu.
Hormova, 112 Acil Servis ile ortaklaşa çalıştıklarını ifade ederek, şunları kaydetti:
"Hiperbarik oksijen tedavisi, basınç odasına alınan hastaya yüzde 100 oksijen solutulması şeklinde uygulanan tıbbi tedavi şekli. Hastalar basınç odasına girmeden önce özel giysiler giyerek tedavi görür ve maske yardımıyla oksijen solur. Oksijende, basınç altındayken bütün dokulara çok rahatlıkla ulaşılabiliyor. Yani dolaşım bozukluğu olduğu durumlarda bile oksijen verdiğimizde çok rahat şekilde ulaşılıyor. Oksijen hayattır."
"Arkadaş ortamı kurduk"
Hastalardan Canan Ulukurt, ayak bileğindeki rahatsızlık nedeniyle 35 gündür oksijen tedavisi gördüğünü söyledi.
Her gün 2 saat tedavi gördüğünü anlatan Ulukurt, şöyle devam etti:
"Tedavi edildiğimiz esnada televizyon seyrederek gayet güzel vakit geçiriyoruz. Burada arkadaş ortamı kurduk. Eğlenerek ve severek geliyoruz. Çok güzel bir imkan. Bu tedavi şekli sayesinde ameliyat olmadan hastalığıma çözüm bulacağız. Tedaviye başladığımda çok ağrım varken, şimdi daha iyiyim. Tedavimin sonunda iyi netice alacağımı düşünüyorum."
Sadık Kocakaya da sol kulağında ani işitme kaybı meydana geldiği için yaklaşık 21 seanstır oksijen tedavisi aldığını bildirdi.
İşitme kaybının düzeldiğini dile getiren Kocakaya, "Burası tam aile ortamı gibi. Hem muhabbet ediyor hem de televizyon izliyoruz. İzlediğimiz haber ve filmler sonrasında arkadaşlarla değerlendirmesini yapıyoruz. Burada çok iyi dostlar edindik. Bu imkanı bize tanıyanlardan Allah razı olsun. Doktor ve hastane personeli çok iyiler." diye konuştu.
Hasta Zeliha Ekici ise işitme kaybı nedeniyle tedavi gördüğünü belirterek, "Doktorlar bebeğim olduğu için bu tedavi yöntemini önerdi. Tedaviye başlamadan önce neredeyse hiç duymuyordum. Şimdi daha iyi duyuyorum. Kısa sürede sağlığıma kavuştum. Bu merkezler Türkiye'de sayılı yerlerde var. Buraya 2 saat kadar geliyoruz, tedavimiz sırasında televizyon izliyoruz. Cihazlar hazırlanıp takılana kadar da arkadaşlarla sohbet ediyoruz. Hiç sıkılmıyoruz." dedi.