Hipertansiyon hastaları baş ağrısı, özellikle ense kökünde ağrı, sıcak basması ve terleme şikâyetlerinin olduğunu belirten Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Mustafa Ahmet Huyut, tansiyonla ilgili merak edilen tüm soruları siz değerli okuyucularımız için cevaplandırdı.
Tansiyon, tansiyon hastalıkları belirtileri ve tedavisi?
Hipertansiyon, kan basıncının normal sayılan sınırların üstüne çıkmasına denir. Hipertansiyon, koroner kalp hastalığı, inme, kalp yetersizliği, böbrek yetersizliği gibi ciddi hastalıklara neden olabilen ciddi bir halk sağlığı sorunudur. Ülkemizde hipertansiyon hastalığı her üç kişiden birinde görülmektedir. Normal kan basıncı 140/90 mmHg değerinden düşüktür, bunun üzerindeki değerler hipertansiyon olarak kabul edilmektedir. Optimal kan basıncı düzeyi ise 120/80 mmHg değeridir.
Hipertansiyon hastaları kliniğimize çoğunlukla baş ağrısı ve özellikle ense kökünde ağrı, sıcak basması ve terleme şikâyetleriyle başvururlar. Hastalarımızın tedavilerinde öncelikle hayat tarzı değişikliği olarak adlandırdığımız önerilerde bulunmaktayız ardından da hastalarımıza uygun ilaç tedavilerini planlamaktayız. Her hastanın kendine has özelliklerine göre uygun ilaç tedavisi ve dozunu tercih etmekteyiz. Yani hastanın tansiyon yüksekliği seviyesi ve eşlik eden diğer hastalıklarını da göz önünde bulundurarak tedaviyi şekillendirmekteyiz.
TUZ AZALTILMALI EGZERSİZ YAPILMALI
Tansiyon neden yükselir,
nasıl düşürülür?
Sistolik ve diyastolik kan basıncı, her iki cinsiyette de anlamlı bir biçimde yaş ilerledikçe artmaktadır. Yaş dışında, sistolik kan basıncı ile en yakın bağlantıyı gösteren iki faktör olarak bel çevresi ve beden kitle indeksinde artış sayılabilir. Yani obezite tansiyon yükselmesi için ciddi bir risk oluşturmaktadır. Tansiyon hastalarının %95 inin nedeni tam olarak aydınlatılamamaktadır. Biz bu %95’lik nedeni bilinmeyen guruba “esansiyel hipertansiyon hastaları” diyoruz. Sadece %5 hastanın nedeni aydınlatılabilmektedir. Bu %5’lik grupta da en sık böbrek hastalıkları ile ilişkili hipertansiyon hastalığı saptanmaktadır. Maalesef çoğu hastalarımızın tansiyon yüksekliği nedeni bilinmemektedir. Genetik faktörler yani aile bireylerinde hipertansiyon olması ve yaşantımızdaki stres de ciddi diğer risk faktörleridir. Emosyonel stres kan basıncında ani yükselme yapabilir. Ayrıca insülin direnci de hipertansiyon gelişmesi riskinin bir belirleyicisi olduğu bilinmektedir. Unutulmaması gereken bir konu da günlük fizik aktivite azaldıkça kan basıncının yükselme eğilimi içine girdiğidir. Bunların yanı sıra tansiyon hastaları sigara içiliyorsa bırakmalı, alkol alımı var ise mutlak suretle kesilmeli, kilo kaybı için diyet ve egzersiz yapılmalı, tuzsuz yemekler tercih edilmelidir. Hastaların kafein alımı yani kahve tüketiminden de kaçınması, hastalara günde 6 gramdan az tuz almaları önerilmelidir. Diyetle alınan sodyumun önemli bir kısmı işlenmiş gıdalardan gelmektedir. Bu tür gıdalardan kaçınılmalı ve sofrada tuzluk kullanılmamalıdır.
Hipertansiyon zararlı mıdır? Yüksek tansiyonun neden olduğu sorunlar nelerdir?
Hipertansiyon birçok hastalığa neden olmaktadır. Örneğin kronik böbrek yetersizliğinin, şeker hastalığından sonra ikinci en sık sebebi hipertansiyon hastalığıdır. Hipertansiyonun ve hipertansif böbrek hasarının erken teşhisi, kan basıncının uygun şekilde kontrol altına alınması, böbrek yetersizliğinin gelişmesini geciktirebilmekte ve önleyebilmektedir. Ayrıca uzun süre yüksek tansiyonu kontrolsüz olarak devam eden hastalarda beyin kanaması neticesinde inme yani felç olabilir. Kalp damar tıkanıklıkları, kalp yetersizliği, bacak atar damar tıkanıklığı, böbrek yetmezliği, göz dibinde kanama ve körlük, ani kalp ölümü riski, hipertansiyonu bulunan hastalarda çok yüksektir. Bu hastalarda hipertansiyonun sıkı bir şekilde kontrol altında tutulması ciddi önem arz etmektedir.
Yüksek tansiyon tedavisi ve düşürülmesi
Yaşam tarzı değişiklikleri önerdiğimiz hastalarımıza aynı zamanda ilaç tedavisi de başlamaktayız. Bireyselleştirilmiş tedavi her hastamıza özgün ilaç ile sağlanmaktadır. Bazı hastalarımıza birden fazla ilaç vermek durumunda kalabilmekteyiz. Bu hastalarımızda kilo kaybı ile antihipertansif ilaçların sayısı ve dozu azaltılabilir. Ayrıca meyve, sebze, balık, lifli gıdalardan zengin tuzsuz diyet ile kan basıncında düşme sağlanabilir. Hasta bireyler de sistolik kan basıncının 140 mmHg’nın, diyastolik kan basıncının ise 90 mmHg’nın altında tutulması hedeflenmelidir. Kan basıncının daha da azaltılması özellikle inme (felç) oranının azaltılması, böbrek fonksiyonlarının korunması ve kalp yetersizliğinin ilerlemesinin önlenmesinde de yararlıdır. Bunun için hastalarımızın hekimlerinin verdikleri ilaç tedavilerine uymaları ve kontrollerini aksatmamaları büyük önem taşımaktadır.
STRESTEN UZAK DURUN
Yüksek tansiyondan korunma
Kan basıncı toplumun yaşam biçimine, özellikle beslenme özelliklerine sıkıca bağlıdır. Bunlar arasında fazla kalori alınması, tuzlu yeme alışkanlığı, yetersiz potasyum alımı, aşırı alkol tüketimi ve sedanter hayat yani egzersiz yapılmaması sayılabilir. Psikososyal stresin azaltılması da hastalanmamak ve tansiyonu kontrol altında tutmak için önemlidir. Ayrıca tansiyon hastalarının tuzlu zeytin, tuzlu peynir, turşu yeme, şalgam suyu içme alışkanlığı var ise bırakmalarını önermekteyiz.
Vücut ağırlığının kontrol altında tutulması ve fiziksel aktiviteyi arttırmak, alkol ve sigaradan uzak durmak, günlük alınan tuz miktarını günde 6 gramdan az tutmak, potasyum alımının arttırmak, meyve ve sebzeden zengin, yağsız ve az yağlı süt ürünleri içeren, katı yağdan ve kolesterolden fakir, proteini hafifçe artmış bir diyetle tansiyon hastalığından korunmak ve kaçınmak mümkün olabilir...