Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yenikapı'daki Avrasya Gösteri Merkezi'nde düzenlenen "İstanbul Emniyet Teşkilatı ile İftar Programı"ndaki konuşmasında, Türkiye'nin donanım, eğitim, kapasite ve disiplin açısından dünyada parmakla gösterilen emniyet teşkilatlarından birine sahip olduğunu dile getirerek, emniyet teşkilatının 173 yıllık köklü bir birikimi temsil ettiğini anlattı.

Güçlü bir emniyet teşkilatının Türkiye için zorunluluk olduğuna işaret eden Erdoğan, "Çünkü Türkiye, güvenlik tehditleri bakımından son derece zorlu bir coğrafyada bulunuyor. Terörden düzensiz göçe, uyuşturucu ticaretinden insan kaçakçılığına kadar küresel güvenliği etkileyen pek çok sorunla doğrudan yüzleşiyoruz. Ülkemiz yanında bölgemizin güvenlik, huzuruna tehdit oluşturan bu problemlerle en ön cephede mücadele yürütüyoruz. Sadece coğrafi olarak değil aynı zamanda stratejik bakımdan da küresel güç mücadelelerinin kavşağında olan bir ülkenin, askeri, istihbari ve güvenlik açısından güçlü olması şarttır. Bu alanların herhangi birinde yaşanacak bir eksiklik, ihmal ve sorunun devletimize ve milletimize çok ağır maliyetleri olacaktır." diye konuştu.

Erdoğan, son birkaç yılda bu durumun acı örneklerinin görüldüğüne değinerek, salonda bulunanlara şöyle seslendi:

"Güvenlik birimlerimizin kritik noktalarına sızan FETÖ, Türkiye'nin terörle mücadelesine çok büyük darbeler vurdu. Bu hain yapı, terör örgütlerindeki istihbarat elemanlarımızın ifşasından karartma operasyonlarına, hatta ve hatta sabotajlara kadar terörle mücadeleyi akamete uğratacak pek çok yönteme başvurdu. Bunun yanında bu örgüt, ülkemizi uluslararası planda zor duruma düşürmek amacıyla siyasi suikastler dahil sayısız provokasyona teşebbüs etti. Ülkeyi tekrar 70'lerdeki gibi kardeş kavgasına sürüklemek için toplumumuzun farklı kesimlerini karşı karşıya getirmeye çalıştılar. Bunun için de kimi zaman marjinal yapılar içindeki militanlarını dahi kullanmaktan çekinmediler. 7 Şubat MİT kriziyle başlayan 17-25 Aralık girişimiyle devam eden ve 15 Temmuz'da zirveye çıkan bu sancılı dönemde millet ve devlet olarak gerçekten ciddi sıkıntılar yaşadık. Önce Allah'ın yardımı ve milletimizin feraseti, sonra da aklını ve şerefini Pensilvanya'daki şarlatana kiraya vermeyen polislerimizin, askerlerimizin, yargı mensuplarımızın desteğiyle tüm bu sıkıntılı süreçleri atlatmayı başardık. Ben buradan sizlerin aracılığıyla vatanına, devletine, yeminine sadakat gösteren tüm polislerimize ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum. Sizler, devletimizin en zor günlerinde sergilediğiniz milli duruşla vatandaşlarımızın hafızasında unutulmayacak bir yer edindiniz. Bir daha aranızda bu tür ihanet çetelerinin türemesine ve yerleşmesine izin vermeyeceğinize inanıyorum."

"Yapılan hatalar olmuşsa, bunları da telafi etmeye çalıştık"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında diğer kurumlarda olduğu gibi emniyet teşkilatında da kapsamlı bir çalışma yürütüldüğünü, güvenlik birimlerinin "FETÖ virüsü"nden tamamen arındırmak için süratli ve kararlı şekilde adımlar atıldığını söyledi.

Örgütle irtibat ve iltisakı bulunan, gizli haberleşme araçlarını kullanan, örgüt çıkarları için makamını suistimal eden şahısların titiz bir çalışmayla tespit edildiğini ve bunların kurumla ilişiğinin kesildiğini anlatan Erdoğan, "Bu süreçte hukuk ve adaletten de ayrılmamaya özen gösterdik. Şayet yapılan hatalar olmuşsa, bunları da telafi etmeye çalıştık. Bilerek ve isteyerek hiç kimsenin mağduriyete uğramasına göz yummadığımızdan emin olmanızı istiyorum. Açık söylüyorum, dünyada pek az ülke, devletin kılcal damarlarına kadar sızmış böyle melun bir yapıyla bizim kadar hakkaniyetli ve başarılı bir mücadele yürütebilir. Dünyada çok az toplum, böyle ağır bir travmanın üstesinden bizim milletimiz gibi dirayetle gelebilir." dedi. 

Erdoğan, Ankara Emniyet Müdürlüğü binasında, Gölbaşı Özel Harekat Başkanlığında mesai arkadaşları vahşice katledilen polislerin sağduyularını koruyarak, vazifelerini icra etmelerinin takdire şayan olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Yaşadığımız ihanetin ve acının büyüklüğüne rağmen asla duygularımızı aklımızın önüne geçirmedik. FETÖ ile mücadele ederken intikam duygusuyla değil, adaletin tecellisi için çaba gösterdik. Halen de bu şekilde hareket ediyoruz ama biz, tüm şehitlerimizin kanının yerde kalmaması için sonuna kadar bu mücadeleyi de dirayetle sürdüreceğiz. Zira eğer bu mücadeleyi sürdürmezsek, şehitlerimiz haklarını bize helal etmezler. Örgütün istihbarat kurumlarına taş çıkartacak şekilde gizlediği kripto unsurlarını tespit edip, etkisiz hale getirirken, hukuk devleti ilkesinden de asla taviz vermiyoruz. Kanseri yenen bünye gibi emniyet birimlerimizi FETÖ'den temizlemenin faydalarını görmeye başladık. 15 Temmuz sonrasında terörle mücadeleden asayiş hizmetlerine kadar her alanda başarı çıtamızı çok daha yukarılara taşıdık. Bugün bölücü terör örgütü yurt içinde tarihinin en büyük hezimetlerini yaşıyorsa, bunda son 2 yılda atılan adımların çok büyük payı vardır. Şehirlerimiz, 2-3 yıl öncesine göre daha güvenliyse bunda üniformasının hakkını vermek için canla başla çalışan polislerimizin emeği vardır. Şayet bugün çetelerle, uyuşturucu tacirleriyle veya adi suçlularla çok daha etkin bir mücadele yürütülüyorsa, sebebi devletin içindeki hainlerden temizlenmesidir."

Lojmanlar, özlük hakları, eğitim, teçhizat, maaşlara kadar pek çok çalışmayı hayata geçirdiklerini aktaran Erdoğan, şunları söyledi:

"Daha önce polisimizi askerlik görevinden muaf tutan yasayı çıkararak sizleri rahatlatmış, önemli bir sıkıntıyı çözmüştük. İnşallah şimdi de polislerimizin yıllardır hasretini çektiği bir düzenlemeyi hayata geçiriyoruz. Yeni dönemde polislerimizin emeklilik ek göstergelerini 3 bin 600'e çıkarıyoruz. Böylece ülkemiz için fedakarca görev yapan siz polislerimizin verdikleri emeğin karşılığını emekliliklerinde de alabilmelerine imkan sağlıyoruz. Yeni düzenlemeyle yükseköğrenim mezunu polis memurlarımızın emekli olduklarında alacakları maaşlarında yüzde 21 civarında bir artışa da gitmiş oluyoruz. Bir başka ifadeyle 25 hizmet yılı üzerinden hesaplandığında polislerimizin emekli maaşlarında net 533 liralık, emekli ikramiyelerinde net 17 bin liralık bir artış meydana geliyor. Hizmet süresi uzadıkça bu rakamlar da artıyor." 

"3-5 oy uğruna milletimizin emanetine asla ihanet edemeyiz"

Aynı şekilde öğretmen, hemşire ve din görevlilerinin de benzer rakamlarla bu artıştan faydalanacağını aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:

"Toplamda 1 milyon 412 bin kişiyi ilgilendiren bu düzenlemeden emeklilerimizin dul ve yetimleri de istifade edecek. Elbette ülkemizin ekonomisi güçlendikçe, imkanlar el verdikçe bunu sizlere daha fazla yansıtmayı da sürdüreceğiz. Burada şu gerçeğin altını bir kez daha çizmek istiyorum; Türkiye artık vatandaşları arasında ayrımcılık yapan eski Türkiye değildir. Türkiye, geçmişte uzun yıllar olduğu gibi kaynaklarını sadece belli kesimlere aktaran bir ülke de değildir. Bu devlet artık vatandaşlarından topladığı vergileri, çalışmadan, üretmeden, hiçbir riske girmeden kar peşinde koşan çevrelere altın tepside sunan bir devlet hiç değildir. 

Biz geçmişte olduğu gibi sadece vesayeti kendine kalkan yapan bir avuç seçkinin refah ve huzuru için değil, 81 milyon insanımızın tamamının ve kalbini bize yöneltmiş kardeşlerimizin geleceği için çalışıyoruz. Attığımız her adımda gece karanlığında helal rızık için yola koyulan işçilerimizin, saatlerce direksiyon sallayan şoförlerimizin, denizin altın sularından iaşesini çıkaran balıkçılarımızın, sabaha kadar gözü ufukta, eli tetikte nöbet tutan kahraman güvenlik güçlerimizin, velhasıl tüm vatandaşlarımızın hakkını ve hukukunu düşünüyoruz. 7'den 70'e bu milletin sorumluluğunu omuzlarımızda taşıdığımız için de kılı kırk yararak hareket ediyoruz. Birileri rant çevrelerine selam durabilir, birileri iktidara gelmenin yolunu vesayet odaklarına teslimiyette bulabilir, birileri makam ve mevki için her türlü değeri, her türlü hassasiyeti ayaklar altına alabilir ama biz asla böyle davranamayız. 3-5 oy uğruna, kısa vadeli çıkarlar uğruna milletimizin emanetine asla ihanet edemeyiz."

Erdoğan, son 16 yıldır ekonomiden ticarete, dış politikadan terörle mücadeleye, sosyal yardımlardan kamu görevlilerine sağlanan imkanlara kadar attıkları her adımda meseleye bu şekilde yaklaştıklarını vurguladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hiç kimsenin, milletimizin helal lokmasına musallat olmasına izin vermedik. İnşallah bundan sonra da aynı hassasiyetle çalışmayı sürdüreceğiz. Ülkemizi büyütürken, ekonomimizi güçlendirirken herkesin bundan hak ettiği payı almasını sağlayacağız." diye konuştu.

"Sizin müdahale yetkiniz var"

Ülkenin 24 Haziran'da bir erken seçime gideceğine işaret eden Erdoğan, şöyle devam etti:

"Seçim güvenliğinin sağlanması noktasında en büyük görev siz polislerimize düşüyor. Oradaki bütün oyların adeta namusu size aittir. Ben size inanıyorum. Artık öyle 100-150 metreden değil, anında sandık görevlileri sizi arayabilir, haberdar edebilir. Ettiği anda sizin müdahale yetkiniz var. Gerek propaganda döneminde, gerekse seçim gününde herhangi bir zaafiyetin oluşmasına kesinlikle müsaade etmeyeceğinize inanıyorum."

Erdoğan, vatandaşların iradelerini sandığa hür bir şekilde yansıtabilmelerinin temini için emniyet teşkilatından görevlerini fedakarca yapmalarını beklediğini belirterek, "Önümüzdeki 28 gün başta emniyet teşkilatımız olmak üzere devletimizin ilgili birimleri için zorlu ve yorucu bir dönem olacak. Seçim sürecini dinamitlemek için şer odakları hiç boş durmayacaklar. Türk demokrasisine leke çalmak amacıyla birileri muhakkak akla hayale gelmedik yöntemlere, iftiralara başvuracak. Devletimizin tüm kurumlarının sorumluluklarını en güzel şekilde yerine getirerek bu süreci inşallah alnımızın akıyla atlatacağımıza inanıyorum." ifadelerini kullandı.