Başbakan ve AK Parti Grubu Başkanı Binali Yıldırım, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısıyla özel gündemle toplanan TBMM Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, bugünün, 15 Temmuz 2017 Demokrasi ve Milli Birlik Günü olduğunu anımsattı. 

"Türkiyemizin en karanlık, en uzun gecesini aydınlık bir sabaha, düşman işgalini millet destanına dönüştüreli tam bir yıl oldu." diyen Yıldırım, şunları kaydetti:

"Eğer burada yeniden bir araya gelebiliyorsak bunu 250 kahraman şehidimize 2 bin 193 kahraman gazimize ve büyük Türk milletine borçluyuz. Vatan size minnettardır. 15 Temmuz bu milletin düşmanına kıyameti gösterdiği gündür. 15 Temmuz iman dolu çılgın Türklerin tankları ezdiği gündür. 15 Temmuz bir işgal hareketine karşı milletin çıplak eliyle silahları erittiği gündür. 15 Temmuz, dünya devletlerine 'bir millet nasıl olur, bir vatan nasıl korunur' dersinin verildiği gündür. 15 Temmuz, milli iradenin tecelligahı bombalanırken milli iradenin teslim alınamayacağınının yedi düvele ilan edildiği gündür."

Yıldırım, "Korkma" sözcüğü ile başlayan İstiklal Marşı'nın her satırının 15 Temmuz gecesinde yeniden yazıldığını söyledi.

Milletin korkmadığını, zira zaferin korkmayanlara ait olduğunu vurgulayan Yıldırım, şöyle devam etti:

"O gece milletim kükreyip sel oldu, bendini çiğneyip aştı, dağları yırtıp, enginlere sığmayıp meydanlara taştı. O gece Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla milyonlar, milletine, vatanına, bayrağına, devletine sahip çıkmak üzere 2. kurtuluş mücadelesini başlattı. 15 Temmuz gecesi ihanetin en şiddetlisini yaşadık. 15 Temmuz gecesi destanların da en güzelini yazdık. Peygamber Efendimiz, Hazreti Hamza'ya 'yürüyüşün ölümü korkutuyor' demişti. O gece bu milleti Hazreti Hamza gibi gördüm. Dostuna nam, düşmanına korku saldı. Bu vatan 'benim iman dolu göğsüm gibi serhattim var' diyenlerindir, bu vatan toprağın kara bağrında sıra dağlar gibi duranlarındır. Bu vatan, ardına bakmadan yollara düşen, şimşek gibi çakan, sel gibi coşan, huduttan huduta koşanlarındır."

"Türk milletinin bu bedeli bir değil binlerce kez ödedi"
İstiklalin muhakkak ki bir bedelinin var olduğunu belirten Yıldırım, Türk milletinin bu bedeli bir değil binlerce kez ödediğini söyledi.

27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan tarihlerinin Türk demokrasi tarihinin utanç vesikaları olduğunun altını çizen Yıldırım, "Ama 15 Temmuz hepsinden daha farklıydı. İlk kez TBMM, aziz Türk milleti darbelere boyun eğmedi. Gerçek anlamda 'yeter söz milletindir' dedi. Bir geceye 10 senelik bir mücadeleyi sığdırıp bu toprakların hür ve bağımsız kalacağını bütün dünyaya haykırdı." diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, Kurtuluş Savaşı'nda "ya istiklal ya ölüm" diyerek vatanını savunan Gazi Meclisin, 15 Temmuz'da bir kez daha "ya istiklal ya ölüm" andını içerek verdiği bağımsızlık mücadelesiyle ikinci kez gaziliği hak ettiğini söyledi.

"80 milyonun adı vatandı"
"Kuşkusuz Gazi millete gazi Meclis yakışır." diyen Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"O gece bu yüce çatı bombalar altında sarsılırken, milletvekillerimiz parti kimliklerini bir kenara bıraktı, hep beraber demokrasiye ve ülkemize sahip çıktı. Adete, bir savaş ortamında ölümüne, demokrasi, milli irade nöbeti tuttu, bombaların altında Meclisi terk etmedi. Milletim de egemenliğini düşmanlara bırakmayıp, o gece Meclisine, ölümüne sahip çıktı. Milletvekillerimiz nasıl o gece milli iradeye davetsiz çıktıysa, 15 Temmuz'un her yıl dönümünde de aynı ruhla bu çatı altında buluşulmalı. O gece milletin kahraman evlatları ellerinde bayrak, dillerinde 'Allah Allah' nidalarıyla, ezanlarla, salalarla ölüme koştu.

O gece; Ahmet, Mehmet yoktu, Ayşe, Fatma yoktu; 80 milyonun adı vatandı, bayraktı, istiklaldi. 1915'te Çanakkale'yi geçemeyen gafiller, 2016'da İstanbul Boğazı'nı geçeceğini mi zannetti? 1920'de işgal edemediğiniz milletin Meclisini 2016'da yerle bir edeceğinizi mi zannettiniz? O halde siz bu aziz milleti hiç tanımamışsınız. Şunu unutmayın ki siz kalleş oldukça biz daha çok kardeş olacağız. Size kelepçeler vuruldukça biz daha çok kenetleneceğiz. Siz hain oldukça biz daha çok kahramanlar çıkaracağız. Çanakkale'deki 15'lilerin torunları, 15 Temmuz'da dedelerine ne kadar da layık oldular. Anadolu topraklarına nasıl da layık oldu? Allah hepimizden, milletimizden razı olsun."

Başbakan Yıldırım, milletin o gece Türk olmayı onur, Müslümanlığı gurur sayarak, "Bol yıldızlı değil, ay yıldızlı bayrak altında saf tutarım'" diyen Gazi Mustafa Kemal'in vasiyetine uygun, kendine yakışanı yaptığını kaydetti.

"Her şeyi affedin ama vatanınıza ihanet edenleri asla affetmeyin" diyen Hz. Ali'nin vasiyetinin yerine getirildiğini belirten Yıldırım, "Bu caniler hak ettikleri en ağır cezayı hukuk içerisinde mutlaka alacaklardır." dedi.

"Büyük Türk milleti önünde saygıyla eğiliyorum"
Binali Yıldırım, Türkiye Cumhuriyeti'nin; milletiyle, devletiyle, ordusuyla bir bütün olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bu gerçeğe rağmen, bir ayrılık rüyası ile yanıp tutuşanların hizmet ettiği karanlık çevreler, bir kez daha bu milletin sağduyusu ile kaybolmuştur. Türk ordusu bugün, 15 Temmuz öncesine göre çok daha güçlüdür. Türk ordusu aziz milletin ordusudur. Unutulmasın ki Türkiye her inançtan, her mezhepten, her kültürden oluşan bir devlettir. Gelecek nesillere; ekonomisiyle, özgürlük ve demokrasisiyle, dev hizmet ve eserleriyle büyüyen bir Türkiye'yi bırakmamıza hiçbir güç mani olamayacaktır.

FETÖ'nün ağzı ile konuşanlar, 15 Temmuz ruhunu hissedemeyenler, Yenikapı ruhuna layık olamayanlar, onlar ancak kontrollü ruhlarla bir aradalar. Bu milletin bir evladı olmaktan gurur duyuyorum. Büyük Türk milleti önünde saygıyla bir kez daha eğiliyor, milli iradeye ölümüne sahip çıkan milletimi hürmetle, muhabbetle selamlıyorum. Milleti için, bayrağı için, vatanı için, devleti için canını seve seve veren tüm şehitlerimizle birlikte, 15 Temmuz şehitlerimizi de rahmet, minnet, şükranla anıyor; gazilerimize hayırlı, uzun ömürler diliyorum. Allah böyle karanlık geceyi bir daha ülkemize yaşatmasın."