Sokakta, kafede veya metroda elinde akıllı telefonu olmayanı görmemek artık neredeyse imkansız gibi. İki elimizin arasında duran makinelere bağlı olarak yaşıyoruz hayatı. Bayram ziyaretlerinin veya özel kutlamalarının yerini telefondan atılan tebrik mesajları aldı. Yüz yüze kurulan iletişim giderek azalıyor.
Para değil beğeni önemli
Günümüzde artık sosyalleşmenin daha farklı olduğunu söyleyebiliriz. Açıklamak gerekirse artık kimin takipçisi çok fazla ise o kişi daha sosyal bir insan olarak algılanıyor. Karşılıklı atılan kahkahalar artık sadece ikonlardan ibaret. Y ve Z kuşağı gençleri için teknoloji yaşanması gereken bir gerçek. Özelliklede yeni mezun olan Y kuşağının gençleri girdikleri işlerden çabuk sıkılıyor. Ayrıca sahip oldukları işlerde hemen yönetici olmak istiyorlar. Kazandıkları maaşları bireysel olarak harcıyorlar. Örnek vermek gerekirse gittikleri mağazalarda pahalı alışveriş yapmayı tercih ediyorlar. Özellikle marka ve pahalı olması onlar için oldukça önemli. Bunun en büyük sebebi bulundukları sosyal platformlarda beğeni kazanmak. Kısaca Y kuşağı için en önemli şey para değil! Onlar için en önemli şey sosyal platformdan kazandıkları beğenilerdir. Özellikle kazandıkları beğenilerin muhasebesini tutarlar. Y kuşağı için aynı zamanda “Ye Kürküm Ye” kuşağı diyenlerde var. Günde sanal ortamda 3-4 saat vakit geçirmelerine rağmen Y kuşağının gençleri kendilerini internet ve teknoloji bağımlısı olarak görmüyor. Fakat Y kuşağı gençleriyle yaptığımız ankete göre; 1000 kişiden 752’si sabah kalkarken yaptıkları ilk iş telefona bakmak olduğunu söylüyor. Y kuşağının babaları ya da anneleri sayılabilecek X kuşağı temsilcileri ise yeniliklere adapte olmaya çalışırken tedbiri elden bırakmıyorlar.
Z kuşağının hayal gücü daralıyor!
Sanal dünyanın artık daha da gelişmesiyle Z ve Y kuşağının adeta ilgi odağı haline geldi. Özellikle Z kuşağı için sanal oyunlar çocuklara sahip olamadıkları yada gerçek hayatta yapamadıkları şeyleri yapma imkanı sağlıyor. Bu durum çocukların asosyal bir kişiliğe bürünmesine ve zihinsel faaliyetlerinin olması gereken seviyenin altına çekiyor. Bu kişilerin özellikle yüz yüze iletişim kurmakta zorlandıkları gözlemlenmiştir. Bazı oyunlar ve programlar çocukların zihinsel açıdan gelişimini sağlayabilir. Fakat bunu bilinçli olarak kullanabilirsek. Z kuşağını bilinçli yetiştirip bağımlı yapmak yerine daha çok düşünmeye zorlamalı.
“Acılarla dolu bir hayat sunabilir”
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ümit Aydoğan internetten oynanan oyunların çocuklarda yalnızlık, sosyal problemler, içe kapanma ve oyunun içeriğine göre kişilik bozuklarına neden olabileceğini söyledi. İnternet ile gelen ve her an erişilebilir olan oyunlar, çocuklarımızı, yani geleceğimizi elimizden alabilir diyen Doç.Dr. Aydoğan” Biz ebeveynlere hayatımız boyunca içimizde yaşamaya mahkum olacağımız acılarla dolu bir hayat sunabilir. Dört kişiden birinin çocuk olduğu ülkemizde interaktif olarak internetten oynanan bu oyunlar, çocuklarımızın iyi nitelikleri bulunan sağlıklı birer insan olarak gelişmelerini engelleyerek, yalnızlık, sosyal problemler, içe kapanma ve oynadığı oyunun içeriğine göre kişilik bozukları gibi önemli sorunların ortaya çıkmasına neden olabilir. Ayrıca, zamanının büyük bölümünü bilgisayar ve internet başında geçiren çocuklarda, ilerleyen dönemlerde uyku problemleri, göz problemleri, kas iskelet sisteminde gelişim bozuklukları ve eklem rahatsızlıkları, postür bozuklukları, abur cubur beslenmeye bağlı olarak şişmanlık ve okul başarısında düşme meydana gelebilir.” dedi
.