Dışişleri Bakanı Mevlüt ÇavuşoğluAnadolu Ajansı (AAEditör Masası'nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'de yapılan 24 Haziran seçim sonuçlarının Batı'daki yansımalarına değinen Çavuşoğlu, seçim sonuçlarını hem muhalefetin hem de Avrupa'nın da kabullendiğini söyledi. 

Çavuşoğlu, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatının (AGİT) bazı gözlemcilerinin seçim sürecinde Türkiye'ye alınmadığını hatırlatarak, bu kişilerin Türkiye'yi karıştırmaya çalıştığına dikkati çekti.

Avrupa ülkelerinin Türkiye'ye saygı duymayı öğrenmesi gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, Türkiye'yi eşit ortak olarak görmeleri gerektiğine vurgu yaptı.

"Münbiç tamamlandıktan sonra diğer bölgelere geçilecek"

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye ile ABD arasındaki Münbiç mutabakatının gidişatıyla ilgili, "Ortak devriyeler ne zaman başlayacak? YPG'liler ilçeden ayrılmaya başladı mı?" sorusuna varılan yol haritasını uygulama safhasına geçildiği yanıtını verdi. 

Mutabakat kapsamında bugüne kadar 9 defa devriye gezildiğini hatırlatan Çavuşoğlu, "Bu bölgelerde olan YPG/PKK da çekildi. Bu bölgelerden çekilmesi, YPG'nin, PKK'nın Münbiç'ten çekildiği anlamına gelmez." dedi. 

Çavuşoğlu, halihazırda ortak devriye ve şehrin içine girme, bu süreçle şehrin tamamından terör örgütünün çekilme zamanı olduğunu söyledi. 

Yol haritasının uygulanmasında bir sorun olmadığına dikkati çeken Çavuşoğlu, konuya ilişkin sık sık temaslar olduğunu ve temasların devam ettiğini vurguladı. 

Çavuşoğlu, terör örgütünün bölgeden çekilmesinin ardından buraların güvenliğiyle ilgili ABD ile karar vereceklerini belirterek, aynı zamanda Münbiç'i terk etmek zorunda kalan Suriyelilerin de bu bölgeye geri dönmesi için birlikte çalışılacağını aktardı. 

Münbiç'in ardından Fırat'ın doğusuna geçileceğini ifade eden Çavuşoğlu, "Yol haritamızda Münbiç'i tamamladıktan sonra diğer bölgelere geçilecek diye net bir cümle var ve çalışma grubu toplantılarında bunlar konuşuldu, değerlendirildi ve bu konuda mutabakat sağlandı." dedi. 

"ABD'nin İran kararları doğru değil"

ABD'nin İran nükleer anlaşmasından çekilmesine ilişkin Çavuşoğlu, "ABD'nin İran (yaptırımları) konusunda aldığı kararları doğru bulmuyoruz." değerlendirmesini yaptı. 

İran ile ilgili ir sorun olduğunda müzakere yöntemi ile çözülebileceğine işaret eden Çavuşoğlu, buna örnek olarak geçmişte nükleer silahlarla ilgili uzun süren müzakereleri örnek verdi. 

Çavuşoğlu, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerin söz konusu anlaşmayı sürdürmek ve İran'ın anlaşmaya sağdık kalmasını istediklerine dikkati çekerek, "İlave yaptırımlar ne zaman konulur? İran bu yükümlülüklerini yerine getirmezse, süreç şeffaf işlemezse o zaman koyabilirsin." şeklinde konuştu.

Türkiye'nin normal şartlarda yaptırımlara karşı olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, ABD'nin tek başına karar alıp "diğer ülkeler benim aldığım kararı izlesin" şeklindeki tutumunun doğru olmadığının altını çizdi.

 "ABD yönetimi Türkiye ile ilişkileri bozmak istemiyor"

ABD’nin CAATSA yasası çerçevesinde S-400’ü satan Rus şirketiyle ilişkisinden ötürü Türkiye’ye yaptırım uygulanması olasılığının ilişkileri nasıl etkileyeceğine ilişkin olarak Çavuşoğlu, ABD'nin de bu işten bir çıkış yolu aradığını kaydederek "Neticede nihai kararı yönetime bırakıyor. ABD yönetimi karar verecek. ABD yönetimi de Türkiye ile ilişkileri bozmak istemiyor. Özellikle Trump'ın kendisi Türkiye ile ilişkileri bozmak istemiyor. Sayın Cumhurbaşkanımıza da gerçekten saygısı var." diye konuştu.

ABD'deki diğer kurumların da alacağı kararların önemli olduğunu belirten Çavuşoğlu,"Kategori olarak da bizim ABD düşmanlığımız yok. ABD'nin politikalarına karşıyız. Bazen sert eleştiriler de yapıyoruz haklı olarak ama kategorik olarak ABD düşmanlığı da yok. ABD bizim müttefikimiz. Kongre'de Türkiye'ye yönelik bazı adımlar atılıyor. Burada FETÖ lobisini de Ermeni lobisini de görüyoruz, başka lobiler de görüyoruz." ifadelerini kullandı. 

Erdoğan'ın Trump ile son görüşmesinde Kongre'deki Türkiye karşıtlığından duyduğu rahatsızlığı diye getirdiğini, Trump'ın da gerekeni yapacağını söylediğini anımsatan Çavuşoğlu, "Türkiye kendi kararını vermiştir ve CAATSA kararından önce de S-400'ü almıştır." diye konuştu. 

"Avusturya, Almanya'daki yasayı örnek alan bir çalışma başlattı"

Batı'da ve bilhassa FETÖ'nün darbedeki dahlini kabul eden seslerin yükseldiği Almanya'dan daha elle tutulur adımların beklenip beklenmediği sorusu üzerine Bakan Çavuşoğlu, Batı'nın, darbe girişiminin Türkiye için ne kadar ciddi bir girişim olduğunu ve Türkiye için ne denli tehdit olduğunu anlamasının artık önemli olmadığını, bu süreçten sonra FETÖ'ye karşı atılacak somut adımların önemli olduğunu kaydetti. 

Özellikle Almanya'da terör örgütü FETÖ'nün karanlık bir örgüt olduğu konusunda söylemlerin arttığına dikkati çeken Çavuşoğlu, son zamanlarda PKK'ya yönelik tutumun da değiştiğini ifade etti. Çavuşoğlu, özellikle eski Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'in bu terör örgütünün düğünlerde para toplamak dahil Almanya'daki faaliyetlerini bildiğini belirtti. 

Çavuşoğlu, "Şu anda Avusturya, Almanya'daki gibi bir kanun kabul etmek için bir çalışma başlattı." dedi.

Terör örgütünün paçavralarının da kullanılması dahil PKK'nın faaliyetlerine yönelik Almanya'da bir kanunun olduğunu fakat uygulamada farklılıklar görüldüğünü dile getiren Çavuşoğlu, "Şu anda Avusturya, Almanya'daki bu yasayı örnek alarak bir çalışma başlattı ve sonbaharda böyle bir tasarıyı meclise getireceklerini söylediler." dedi.

"PKK'nın Irak topraklarından temizlenmesi için ne gerekiyorsa yapacağız"

Bakan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Irak'ın yeniden yapılanması için taahhüt ettiği 5 milyar dolarlık kaynağın nasıl kullanılacağına ilişkin bir soruya, şu anda Irak'ın hükümet kurma aşamasında olduğuna dikkati çekerek Türkiye'nin Irak'taki her hükümet ve her yönetimle iyi ilişkiler kurma ve ilişkileri geliştirme çabasında olduğu yanıtını verdi.

Hükümet kurulduktan sonra ticaretle ilgili atılacak adımlar olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, "Ovaköy Kapısının açılması durumu var. Diğer taraftan Erbil yönetimiyle şu anda Bağdat yönetimi arasında, merkezi yönetim arasında havaalanlarının ve gümrük kapılarının kontrolü gibi bazı konularda ön mutabakat var ama, bunlar tabii nihai hale gelecek. Öyle görülüyor ki gümrük yönetimi de merkezi hükümetin eline geçecek. Bu esasen bizim ticaretimiz açısından da önemli." diye konuştu.

Çavuşoğlu, şu andaki sisteme göre, Türk mallarına gümrük kapılarından geçerken önce bölgesel yönetimin sınırından çıkarken, daha sonra da merkezi yönetimin kontrolü altındaki bölgeye geçerken iki kez tarife uygulanmasının Türk iş adamlarını dezavantajlı duruma düşürdüğünü söyledi. 

Irak'ın yeniden inşası için Türkiye'nin taahhüt ettiği 5 milyar dolar kaynaktan Irak'ta kalkınma projeleri üstlenen Türk firmalarının faydalanacağını belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Biliyorsunuz güvenlik riski sebebiyle Basra bölgesinde başkonsolosluğumuzu kapatmıştık. Yine Musul DEAŞ'ın eline geçince biliyorsunuz Musul Başkonsolosluğumuz kapanmıştı. Şimdi hem Basra'ya hem de Musul'a yeniden başkonsolosluk açmak için de çalışmalarımızı başlattık. Herhalde önce Basra'ya açacağız daha sonra da Musul'da uygun bir yer bulduktan sonra, ya da şu andaki mevcut yeriyle ilgili arkadaşlarımız gerekli incelemeleri yapıyor Bağdat Büyükelçiliğimiz, başkonsolosluğumuzu açacağız. Diğer taraftan yine PKK ile mücadele konusu var. Irak'da hükümet kurulduktan sonra iş birliğimiz daha da güçlenecek ve PKK'nın Irak'ın topraklarından temizlenmesi için ne gerekiyorsa yapacağız."

"ABD, Türkiye gibi bir müttefikini kaybetmemeli"

Çavuşoğlu, ABD'li yetkililerinin kendilerine ABD Federal Soruşturma Bürosunun (FBI) FETÖ konusunda ciddi ve kapsamlı bir soruşturma başlattığını ilettiğini kaydetti. Basit ve objektif bir soruşturmayla FETÖ'nün ABD'deki ihlallerinin net şekilde ortaya çıkacağına dikkati çeken Çavuşoğlu, ABD'nin bugüne kadar bu konuyu ciddiye almamasını eleştirdi.

Mevlüt Çavuşoğlu, bu konuda ABD ortak çalışma grubuyla hareket edileceğini ifade ederek, "Her şey masaya konduktan sonra ne kadar ciddiye aldıklarını ve somut adım atım atmayacaklarını göreceğiz. ABD gibi bir ülke, Türkiye gibi bir müttefikini kaybetmemelidir." diye konuştu.

ABD'nin bir terör örgütünü değil, müttefiki olan Türkiye'yi tercih etmesi gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, "İlişkilerimiz bu kadar zarar gördükten sonra bunun telafisi, ABD'nin yanlış politikalarından vazgeçmesi ve Türkiye'nin taleplerini yerine getirmesidir." dedi.

Rusya'dan S-400 alımı 

Türkiye'nin Rusya'dan S-400 satın almasının NATO Zirvesi'ne yansıyıp yansımayacağı ve bu konuda Türkiye'nin tutumuna ilişkin soru üzerine Çavuşoğlu, S-400 satım alımına ilişkin NATO'yu bilgilendirdiklerini vurgulayarak Genel Sekreter Jens Stoltenberg'in de Türkiye'nin bağımsız bir ülke olduğunu ve kendi kararlarını kendisinin verebileceğini söylediğini aktardı.

Çavuşoğlu, S-400'lerin tehdit olacağı yönünde NATO üyesi ülkeler ya da NATO'nun herhangi bir endişesi olması durumunda birlikte çalışabileceklerini, böylece bu konunun tehdit olmayacağını görebileceklerini dile getirdi.

Bakan Çavuşoğlu, halihazırda NATO'nun kurumsal olarak var olan tehditlere ve teröre karşı daha etkin mücadele vermesi konusunda Türkiye'nin örgütle aynı görüşte olduğunu belirtti. Halihazırda müzakeresi devam eden metinler olduğuna işaret eden Çavuşoğlu, Genel Sekreter ile iki gün önce bu metinler üzerindeki görüştüklerini anımsattı. 

Çavuşoğlu, "Herkesin kabul ettiği ortak açıklama, inşallah zirveden önce nihayileşmiş olacak." dedi.

"Avusturya dönem başkanlığından bir beklentimiz yok"

Çavuşoğlu, Avusturya'nın Avrupa Birliği (AB) dönem başkanlığının Türkiye-AB ilişkilerini nasıl etkileyeceğine ilişkin soruya, "Avusturya dönem başkanlığında özellikle siyasi konularda bir ivme beklemiyoruz. Çünkü genellikle dönem başkanlığı bu işleri yürütüyor ama teknik konulardaki çalışmaları AB Komisyonu ile sürdürüyoruz." yanıtını verdi.

 

Uzmanların vize serbestisiyle ilgili toplantıları sürdürdüğünü söyleyen Çavuşoğlu, "7 kriter kalmıştı, 6'ya düştü şimdi. 6 kriter konusunda biz düşünce ve önerilerimizi paylaşmıştık. Onlar da bir çalışma yaptılar. Uzman düzeyindeki çalışmalar bittikten sonra Timmermans ile bir araya gelerek artık bu konuyu biz tamamlamak istiyoruz. Vatandaşlarımızın hak ettiği vize serbestisini yürürlüğe koymak istiyoruz." diye konuştu.
 


Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesinin "kazan-kazan" anlayışı açısından AB ülkeleri için de önemli olduğunu dile getiren Çavuşoğlu, "Bu tür konularda da siyasi engel çıkarmanın bir anlamı yok." dedi.

 AB ile teknik çalışmaların devam edeceğine değinen Çavuşoğlu, "Fasıl açılması konusunda da yine Avusturya dönem başkanlığında herhangi bir adım beklemiyoruz. Fasılların açılmasında sorun teknik bir sorun değildir, siyasidir." ifadelerini kullandı.



"İsrail insani olmayan politikalarından vazgeçmeli" 

Türkiye-İsrail ilişkilerini de değerlendiren Çavuşoğlu, Mavi Marmara olayının ardından şartların yerine gelmesiyle ilişkilerin düzeldiğini, karşılıklı büyükelçi ataması yapıldığını hatırlattı. İsrail'in buna karşın agresif tutumunu sürdürdüğünü belirten Çavuşoğlu, Kudüs'te çok gerginlikler olduğunu, illegal yerleşimlerin sürdüğünü, masum insanların öldürüldüğünü anlattı. 

Türkiye'nin Kudüs meselesine duyarsız kalamayacağını, İsrail'in de bu durumdan rahatsız olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "ülkene dön" dedikleri İsrail büyükelçi ve başkonsolosuna ilişkin henüz bir karar vermediklerinin altını çizdi.

Mevlüt Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"İlişkilerimizin gerçek anlamda normalleşmesi için İsrail'in bu yanlış politikalarından ve insanlıkla bağdaşmayan acımasızca zulümden vazgeçmesi lazım. Son zamanlarda bazı vatandaşlarımıza yönelik de uygulamalarını görüyoruz. En son Ebru Özkan kardeşimizin sürekli gözaltı süresini uzatıyorlar. Müsteşarımız (onları) aradı. Bizi buna karşı adım atmaya zorlamayın. Neticede sivil insanlar üzerinden baskı yapmıyoruz ama özellikle Kudüs'e giden vatandaşlarımıza yönelik böyle caydırıcı adımlar da atıyorlar ama biz de bunun karşılığını veririz. İsrail bu tür insani olmayan yanlış politikalarından vazgeçtiği zaman bizim ilişkilerimiz normalleşir. Aksi takdirde İsrail bu politikalarını sürdürdükçe gerçek anlamda ilişkilerimizin normalleşmesi mümkün değil."