Kadın ve Demokrasi Derneği'nin (KADEM) çeşitli kentlerde hizmete sunduğu toplumsal uyum merkezleri ile Suriyeli sığınmacı kadınların sosyal ve ekonomik hayata entegrasyonunun sağlanması amaçlanıyor.


KADEM Genel Başkanı Sare Aydın Yılmaz
, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriyeli sığınmacı kadınlara yönelik 3 yıldır çalışma yaptıklarını, onların sosyal ve ekonomik hayata entegre edilmelerini sağlamak amacıyla çeşitli kentlerde toplumsal uyum merkezleri açtıklarını belirtti.

Gaziantep'te yaptıkları yoğun saha araştırmalarında, kampların dışında yaşayan kadınların toplumsal entegrasyona ihtiyaçlarının olduğunu tespit ettiklerini aktaran Yılmaz, "Dil konusunda çok yetersizler ve hala üzerlerinde taşımış oldukları savaşın yükünden kendilerini kurtaramıyorlar. 'Göç' dediğimiz olgu insanoğlu yaratıldığından beri var. Ancak göçün, savaşın, çatışmaların en büyük mağduriyetini yaşayanların kadınlar ve çocuklar olduğunu düşündüğümüzde, entegrasyon ve uyum çalışmalarının önce oradan başlaması gerekiyor." diye konuştu.

Yılmaz, sığınmacı kadınların toplumsal uyumda yaşadıkları sıkıntıların tespit edilmesinin ardından önce Gaziantep'te, daha sonra da Sakarya ve İstanbul'da kadına ve aileye yönelik toplumsal uyum merkezleri açtıklarını bildirdi.

"Zayıf olanlar Türkiye'de kaldı' algısı doğru değil"

Toplumsal uyum merkezlerine sığınmacı kadınları davet eden Yılmaz, şunları söyledi:

"Biz, uyum merkezlerinde sığınmacı kadınları önce dil entegrasyonundan geçiriyoruz. Daha sonra da mesleki eğitim modelleri uygulayarak, toplumsal ekonomik hayatın içerisine çalışan ve üretenler olarak girmelerine yardımcı oluyoruz. 'Mültecilerin, sığınmacıların en kalitelileri yurt dışına gitti, Amerika'ya, Almanya'ya, Fransa'ya gitti. Niteliksiz, sosyal ve ekonomik açıdan zayıf olanlar Türkiye'de kaldı' gibi bir algı var. Bu doğru değil. Yapmış olduğumuz araştırmalarda kadınların çoğunun nitelikli, eğitimli kendi ülkesinde bir şeklide ekonominin, toplumsal veya siyasal hayatın içerisinde yer alan kadınlar olduğunu gördük."

Yılmaz, bu kapsamda bazı sığınmacı kadınların Fransızca-Almanca gibi çift dili kullanabildiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu aslında büyük bir zenginlik. Bu insanların taşımış oldukları farklı kültürel birikimler kocaman bir zenginlik. Biz İstanbul'daki merkezde, buradaki merkezde onu görüyoruz. Fransızcası olan Suriyeli kadının, Türkiye'de yaşayan kadına nasıl ilham verebildiğini görüyoruz. Bunların hepsinin ortaya çıkarılması ve uyum dediğimiz şeyin önce toplumun içerisinde başlaması gerektiğine inanıyoruz. Özellikle Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Suriyeli çocukların Türklerle aynı okulda eğitim görmeleri uygulamasının çok ciddi reform düzeyinde bir politika olduğunu düşünüyorum."