Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne bağlı bir yurtta sözleşmeli çalışan kişi, başkasının yardımı olmaksızın hayatını devam ettiremeyen kanser hastası babasının tedavisinin yapılabilmesi için bulunduğu yerden İzmir İl Müdürlüğüne bağlı bir yurda atanmayı talep etti.

Başvurucu, tayin talebinde, annesinin engelli teyzesine baktığını, ailenin tek çocuğu olması nedeniyle babasıyla ilgilenecek kimsenin bulunmadığını belirtti.

Talebin reddedilmesi üzerine başvurucu, konuyu Kamu Denetçiliği Kurumu'na (KDK) taşıdı.

Başvurunun değerlendirilmesi sonucu atama talebinin reddine ilişkin idare tarafından KDK'ye gönderilen yazıda, sözleşmeli personelin kurum içi yer değişikliğinin hangi hallerde gerçekleştirilebileceğinin "Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslar"da düzenlendiği kaydedildi.

Yazıda ayrıca ilgili mevzuat uyarınca başvurucunun babasına bakmakla yükümlü olduğunu belgelendiremediği bildirildi.

KDK ise sağlık sebebine bağlı kurum içi yer değişikliği talebinin kabul edilmesi ve personelin İzmir'e atamasının yapılmasına yönelik Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğüne tavsiyede bulundu.

Karardan

Ailenin tek çocuğu başvurucunun babasının, kendi sigortalılığı nedeniyle emekli olduğunun ifade edildiği kararda, idarenin sosyal güvencesi olduğu için başvuranın, babasına bakmakla yükümlü olmadığına karar verdiği belirtildi.

Kararda, başvurucunun, babasının sosyal güvenlik bakımından güvencesi bulunmasına rağmen fiziksel bakıma muhtaç olduğunu, haftanın 2 günü radyoterapi ve kemoterapi almak için hastaneye gittiğini, kendisinin refakatinin şart olduğunu anlattığı aktarıldı.

İdarenin, tayin talebini reddederken İzmir'de personelin atanmasına yönelik uygun boş pozisyon bulunmadığı yönünde bir açıklama yapmadığı da ifade edilen kararda, "Başvuranın babasının 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre sosyal güvencesi olmasaydı başvuranın yer değiştirme suretiyle İzmir iline atanabilmesi mümkün olabilecekti." değerlendirilmesinde bulunuldu.

Hakkaniyetin nihai amaç olan adalete ulaşmak için kullanılan bir araç olduğunu vurgulanan kararda, şunlar kaydedildi:

"Başvurana, fiziksel bakıma muhtaç babasının emekli aylığı alması ve sağlık sigortası hükümlerinden yararlanabiliyor olması nedeniyle nakil hakkı tanınmamasının hakkaniyete uygun olmadığı değerlendirilmiştir. Başvuranın babasının bulunduğu yerde tedavisinin mümkün olmaması, başvuranın babasının yaşam hakkı ve sağlık hakkının korunması, bu kapsamda telafisi güç ve imkansız zararların önlenmesi, ayrıca annesinin tek başına bakıma muhtaç durumda olan iki kişinin bakımını üstlenememesi gerçeği ve ilaveten bir evladın babasına karşı ailevi sorumluluklarını yerine getirebilmesine imkan tanınması hususları da göz önünde bulundurulduğunda, hakkaniyet ilkesi ve sosyal devlet olmanın bir gereği olarak, başvuranın mağduriyetinin acilen giderilmesi gerektiği değerlendirilmiştir."