“Eşek olmaya gör, sırtına semer vuran çok olur” demiş atalarımız. Biz de tam bu söze masadak olmuş bir toplumuz. Her 8-10 yılda bir faşist darbeciler darbe yapar memleketin tepesine oturup “Yağma Hasan’ın böreği” misali fakir fukaranın malını gâvurlara peşkeş çekerler. Darbelerin gerçek sebebini görmeyip ABD’ye suçu yüklemek ise insanları gerçeklerden uzaklaştırmaktan başka bir şey değildir.

Gavur, elbette gavurluğunu yapacak. İslam dünyasını düşman olarak gören ve utanıp haya etmeden “Haçlı seferlerini” başlatacağını söyleyen ABD başkanı Bush gibi liderleri biliyoruz. Aynı pervasızlığı yapan Trump, boş durur mu? İslam dünyasını birbirine katıp Amerikan halkını Araplardan gelecek petrol paraları ile ihya edeceğini söyleyen bu iğrenç yaratıklardan dostluk beklemek budalalıktan başka bir şey değildir. Fırsatını buldukları ilk anda Türkiye’de darbe yapacaklarından hiç şüpheniz olmasın.

Bize düşen onlara bu fırsatı vermemektir. Öncelikle ev ödevlerimizi yapıp darbecilere karşı önlem almamız gerekiyor. Bunun için en başta ordudan başlamak gerekir. Evet, darbeci subayları yetiştiren Akademi ve Harp Okulları kapatıldı. Bu çok önemli bir gelişmedir. Fakat çok kısa bir zamanda “eski tas eski hamam” dercesine Feto’dan temizlenen Silahlı Kuvvetler, yeniden darbeci devrimci subaylara teslim edildi.

Hükümetin aklına “yahu bu faşist ve darbeci subayların başörtüsü ve namaz kıldıkları gerekçesi ile ordudan attığı askerleri göreve alalım” diye bir şey gelmiyor. Bırakın görev verilmeyi, sanki bir suç işlemişler gibi hala binlerce dindar insan haklarını alabilmiş değil. Ham yapıp yeriz diye ödleri kopuyor. Varsa yoksa “Atam sen kalk ben yatam nutukları” ve “sen olmasan biz olmazdık” gibi putçuluktan başka bir şey olmayan faşist masallar. Bunlardan dolayı yöneticiler ruz-i mahşerde hesap vereceklerini bilmiyor, besbelli. Ne yapalım; bu çıplak gerçekleri hatırlatma görevi yine bize düştü.

Et tekraru ahsen velev kane yüz seksen. Yine tekrar edelim. Yahu bu gittiğiniz yol çıkmaz sokak. Daha öncekilerde olduğu gibi yeniden tıkanıp kalacaksınız. Sizin ihmalinizi bu sefer 80 milyon vatandaş çekecek. Nedir bu Kamâl Atatürk güzellemeleri. Tarihten hiç mi ibret almadınız? Yahu önce bataklığı kurutmak lazım değil mi? İşte tekrar söylüyorum; bataklık, faşist ve darbeci askeri eğitimdir. Askeri okullarda özgürlük, hürriyet ve halkın seçimine saygı duymak değil, darbecilik, devrimcilik gibi çağdışı eğitim veriliyor. Bunu anlamak için zeki olmaya gerek var mı? Tarladan hiç eğitim almamış bir çiftçiyi çağırıp sorsan bu yalın gerçeği sana söyleyecektir.     

İlk defa 15 Temmuzda halkımız meydanlara inip, iman gücüyle tanklara ve mermilere göğüslerini siper ederek Feto’cu Askeri Darbe Teşebbüsünü geri püskürtmüş ve Allah’ın izniyle faşistlere kul köle olmaktan kendini kurtarmıştır. Ülkemizi yeniden kesintisiz darbe sürecine sokacak gelişmelere karşı uyanık olmak gerekmiyor mu? 250 Şehidimizin kanı yerde kalıp hiçbir işe yaramayacak mı?

15 Temmuz 2016 gününü; tarihin kırılma anı olarak görmek ve artık iyice bıkkınlık veren bu kesintisiz darbe sürecinin bitmesini istiyoruz. Bunun için ABD ile kavga etmek kadar eğitim kurumlarında halkın iradesine saygı gösterilmesi gerektiği anlatılmalıdır. Bu yapıldığı takdirde zaten bir daha darbe yapamayacağını anlayan ABD, süt dökmüş kedi gibi kös kös oturup yaptığı fenalıklarla yüzleşme sürecine girecektir.

Ne yazık ki başta siyasetçiler olmak üzere kimse işin farkında değil. Ne medyada ne de akademisyenler arasında “darbenin gerçek nedenlerini” anlamak için ciddi hiçbir gayret yoktur. İşte bu yazıda darbenin asıl nedeninden bahsedeceğim ta ki akıllanıp yeniden bu hain darbelere maruz kalmayalım.

Evet, darbelerin asıl sebebi Kamalizm’dir. Zira meclis kürsüsüne çıkıp “İhtimaldir ki bazı kelleler kesilecektir” diyen bir liderin peşinden giden herkes darbeci olup çıkar. Çünkü halkın iradesine saygı söz konusu olmayıp “ben dedim oldu” mantığı, jakoben ve tepeden inmeci anlayış, bu sonucu doğurmaktadır.