İffet ve namustan uzak bir şekilde gerçekleştirilen bu hain darbe girişimi beraberinde birçok hayırlar getirdi. Bu hayırların en önemlisi, şüphesiz ki cumhurbaşkanımızın yirmi birinci yüzyılın yeni lideri olarak benimsenişi oldu.
Cumhurbaşkanımız sn. Recep Tayyip Erdoğan beyefendi bu hain girişimden önce halkın yarısı tarafından sevilir diğer yarısı tarafından da saygı duyulurdu. Kalkışma sonrasında ise halkın tamamı tarafından sevilip, sayılmaya başlandı.
En sert muhalefet yapan parti üyeleri dahi ölüme meydan okuyarak cumhurbaşkanımızın yanında oldu. Halkımız, durup duraksamadan geceyi sabaha bağladı. Kimi canıyla kimi de malıyla dünya liderinin yanında oldu.  Bu birlikteliği, yekvücut olmayı sağlayan rabbime hamd ediyorum.  
Tarihe yön veren ‘adamlar’ tarihin keskin dönemeçlerinde belli olur. Bu süreçte aynı şekilde gelişti. Tanklar şehirlere inmiş halkını öldürüyor, savaş uçakları kalkmış meclisi ve cumhurbaşkanımızın kaldığı oteli bombalıyor. Genelkurmay başkanı esir alınmış, istihbarat teşkilatı önünde çatışmalar var. Tüm bunlara rağmen, halkına dimdik durmayı öğreten yirmi birinci yüzyılın lideri sn. cumhurbaşkanımıza ne kadar teşekkür etsek azdır. 
O ‘adam’ kendini ve ailesinin hayatını riske atarak ‘halkıyla’ birlikte ölmeyi göze aldı. Bir taraftan kendini ‘mehdi, hoca efendi’ gibi sayısız sıfatlara büründüren ağlak soytarı, diğer taraftan da ‘derdi ve davası’ olan yiğit bir Müslüman. Davası, halkı, imanı ve derdi olan bir Müslüman;  tankı, tüfeği uçağı olan bir soysuzun karşısında galip geldi.  Bu galibiyet ki, yüzyıllar geçse de konuşulacak. Bu soysuzluğun hesabı da er ya da geç görülecektir. 
Ağlak soytarının oluşturduğu kırk yıllık yapı, basireti ve ileri görüşlülüğü olan bir liderin azmi, cesareti ve dik duruşu karşısında yıkılıp yerle bir edildi. Bizi yüzyıldır, mezhep, din ve ırk olarak ayrıştırıp, bölmeye ve yok etmeye çalıştılar. Bundan sonra da bunu yapmaya devam edeceklerdir mutlaka. Bize düşen görev ise, bu birlikteliğimizi daim etmek, ileriye götürmek ve örnek temsil eden liderimizin yanında durmaktır. Olağan birliktelik duruşumuzu bozmadan devam ettirmeliyiz.
Elbette siyaset mekanizmaları iktidar ve muhalefetiyle birlikte devam edecektir. Anlaşılamayan konular üzerinde tartışma ve müzakereler devam edecektir. Bu konu da bir sıkıntı yok. Bütün kurumlarımızın işleyişi olması gerektiği gibi devam edecektir. Şimdiye kadar bu noktada herhangi bir sıkıntı da yaşanmadı hamd olsun. 
Meydanlardaki nöbetimiz biterken, dünya ulusları karşısında dimdik durabileceğimiz bir lideri bize kazandırdığı için Rabbimize sonsuz şükürler olsun. Adı yüzyıllar boyunca yaşayacak ve yaşatılacak olan bu lider ile aynı zamanda yaşadığımız için çok şanslıyız. Kitaplardan veya videolardan değil de bizzat aynı dönemde yaşayarak duruşuna şahit olduk. Rabbim kendilerine uzun ömürler versin. Hayırlı işlerinde de muvaffakiyetler dilesin. Amin!
Sözlerime meydanlarda duyup eşlik ettiğimiz şu sözlerle son vermek istiyorum.
“Dik dur eğilme, inananlar seninle
Allah’ın emrettiği yolundan geri dönme
Dünya’da Müslümanlar elem-keder içinde
Rahatı hoş olanın inmiş gözüne perde
Tüm zalimler birleşiş yıkıyorlar her yanı
Karşısına dikilmiş bir Osmanlı evladı.”