Bu darbenin ordu içi dindar askerleri temizleme harekatından sonra 15 Temmuz 2016 FETÖ darbesi meydana gelmiştir. Bu darbeye başlangıçta ordu içinden karşı çıkacak doğru dürüst kimse bulunamamışken halkın sokaklara dökülüp askeri kışlaların önüne araçları yığarak darbeyi kilitlemesi sonrasında FETÖ örgütü ile işbirliği yapan generaller saf değiştirerek halkın yanına geçmiştir. Yeni bin yıla girerken, ülkemize bir deli gömleği giydirilmek istenmişse de Allah’a çok şükür bu büyük badire 251 şehitle atlatılmıştır.

15 Temmuz darbesinin önlenmesinin en önemli nedenlerinden bir tanesi yukarıda değindiğimiz üzere 28 Şubat döneminde ordudan atılan biz askerlerin, milletimizle beraber olup tanklara karşı göğüs göğse mücadele vermesidir. Milletin sinesine dönen 10 bin asker, toplumun her kesiminde ve bulundukları her platformda darbecilerin maskesini düşürerek, onların kirli yüzlerini halka göstermiş, sivil direniş ve dayanışmanın mayası olmuşlardır.

Bu direniş ve dayanışma şuuru sayesinde 2002 yılında halkımız darbeci generallere güçlü bir tokat vurmuş ve değişim hareketini başlatmıştır. Ve nihayet 2010 yılında gerçekleşen referandumla 1000 yıl süreceği hesaplanan bir süreç tüm bileşenleri ile sorgulanmaya başlanmış; bir yandan o dönemin yaraları sarılmaya çalışılırken, bir yandan da darbecilerin yargılanmaları gündeme gelmiştir.

Yargılanacaklarını anlayan darbeci, vesayetçi anlayış ve işbirlikçileri yargılama sürecini sulandırmaya ve bulandırmaya, at izini it izine karıştırmaya çalışsa da hem devletimiz, hem de halkımız bu darbecilerin ve işbirlikçilerinin kim olduklarını bilmektedirler.

ABD’nin emirlerini yerine getirerek “gözünün üstünde kaşın var” misali, “eşinin üzerinde başörtüsü var” diyerek binlerce mağdur insanın oluşmasına sebep olan darbeci generaller; üç yıl önce müebbet hapis cezası aldıkları halde serbestçe gezip küstah bir şekilde basına demeçler verebilmişlerdir.

Bu dünyada emsali olmayan duruma karşılık hükümetimiz “yargıya müdahale etmeme” adına uzun süre seyirci kalmıştır. Fakat bu darbecilerin mağdur ettiği binlerce aile hala perişan olduğu halde haklarına kavuşamaması bir ayıp olarak hala durmaktadır.

28 Şubat döneminde ordudan atılmış ve hiçbir tazminat alamamış binlerce asker, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet üyelerinin defalarca vermiş olduğu sözlere dayanarak tazminat almayı beklemektedir. Kamu Denetçiliği Kurumunun Meclise ve hükümete bildirdiği kararları hala görmezden gelmek akıl dışı ve vicdansız bir durumdur. Askeri vesayet sisteminin uzamasına neden olan bu duruma sebep olanları bir kez daha sağduyuya davet ediyorum. Nasıl ki; 15 Temmuzda yeni bir darbeye teşebbüs eden ABD, halkımızdan gerekli tokadı yiyerek kıç üstü oturdu. Şimdi de hükümetimiz daha fazla geç kalmadan mağdur edilen insanlarımıza tazminat ödemeli ve müebbet hapis cezası almış darbecileri en kısa sürede kanunlara uygun bir şekilde hapse tıkmalıdır, vesselam…