Eğer bazı ışımalar bu koruyucu kalkanı geçer ise bu sefer “ozon tabakası” adını verdiğimiz ikinci bir koruyucu devreye girmekte atmosferdeki bu gazlar zararlı ışımaları emerek canlı organizmaların hayatta kalmasını sağlamaktadır. İnsanlar uzay laboratuarı adı verilen Dünya yörüngesi üzerinde hareket eden büyük uydularda günlerce hatta aylarca kalabilmektedir. Zira uzay laboratuarları, manyetik alanın içerisinde kaldığı için Allah’ın yarattığı bu koruyucu kalkan astronotları korumaktadır. Aksi takdirde uzun süre Güneş altında kalan insanlarda görülen cilt ve deri hastalıkları, astronotlarda çok daha ciddi bir biçimde meydana gelebilecekti. Türkiye, uzay çalışmaları konusunda son yıllarda büyük bir atılım içerisine girmiştir. Şu anda 10. Uydumuzu gönderme hazırlıklarımız devam etmektedir. İletişim başta olmak üzere birçok alanda ülkemize hizmet eden bu uydular teknoloji alanında ulaştığımız seviyenin bir yansımasıdır. Öyle ki; uzaya gönderilecek Türk vatandaşlarının tespit ve seçimi için müracaatlar dahi yapılmaktadır. Türkiye, Ay yolculuğu konusunda da önemli bir aşamaya gelmiştir. Önümüzdeki yıl bir Türk sondasının Ay yüzeyine “sert iniş” yapacak şekilde yolculuk yapması için gerekli çalışmalar hala devam etmektedir. Ay yüzeyine kadar gerçekleştirilecek uzun bir yolculuk sayesinde kendi ürettiğimiz teknoloji ile yeni roketler inşa edilmektedir. Uzay bilimleri konusunda Türkeye’ye sınıf atlatacak derecede önemli olan bu çabanın başarılı olması çok önemlidir. Türkiye’nin insansız silah araçları konusunda gelmiş olduğu seviye dost ve düşman bütün insanlara parmak ısırtmaktadır. Bu güzel gelişmeler Ay yüzeyine başarı ile indireceğimiz sondalar sayesinde çok daha ileri seviyelere ulaşabilecektir. Sert iniş gerçekleştirildikten sonraki aşama; yumuşak iniş ve Ay yüzeyinde hareket edecek kameralı araçlar ile devam edecektir. Bu sayede ABD’nin sahte insanlı Ay yolculuklarının iç yüzü de ortaya çıkarılabilecektir. Bu sefer dünyanın en büyük sahtekarlık örgütü olan NASA’nın skandalları ortaya çıkacak; ABD’nin yalanlar üzerine kurgulanmış gerçek yüzü ile tanışmaya başlayacağız. Aslında 11 Eylül 2001 İkiz Kuleler saldırısı, ABD’nin çirkin yüzünü ortaya çıkarmıştı. Fakat hala medya üzerinde kurulmuş olan güçlü denetim mekanizmaları, gerçeklerin ortaya çıkmasına engel olmaktadır. ABD’nin ikiz kulelere saldırısı, Usame bin Ladin denilen şahıs üzerinde kurgulanmıştı. ABD’nin iddiasına göre dört uçak Müslüman isimleri öne çıkarılan teröristler vasıtası ile ikisi New York bir tanesi ABD Savunma Bakanlığı üzerine kamikaze dalış yapmıştı. Bir başka uçak ise teröristler ile mücadele eden uçak personelinin karşı çıkması nedeni ile düşmüştü. Fakat dünyaya servis edilen görüntülerde sadece bir uçağın gökdelenlere çarptığını canlı olarak izlemiştik. İkiz kulelere çarpan cisimlerden sadece bir tanesinin Boing firmasının ürettiği yolcu uçağı olduğunu biliyoruz. Diğerleri hakkında açıklanan bilgiler çok az. Bu nedenle ABD’nin sahte insanlı Ay yolculuğu gibi bir propaganda savaşı yaptığı anlaşılmaktadır. Nitekim bu sayede Müslüman ülkelere yani Afganistan, Irak ve Suriye’ye girilmiş; terörizmle mücadele adı altında kimseye hesap vermeden dehşetli cinayetler işlenmişti. Şimdi gerçeklerle yüzleşme zamanıdır, vesselam…