Güya; kimyasal silah kullanan Suriye rejim ordusu vurulmuştu. İnsanları uyutmayı çok iyi beceren ABD ve Batı medyası, insanları ahmak yerine koyarak Suriye’yi karıştırmaya devam etmişti. DAEŞ denilen kanlı terör örgütünü aynı PKK/YPG gibi milyarlarca dolar harcayarak semirtip büyüten ABD, aslında bir terör devleti kurarak Türkiye’nin bölünüp parçalanmasını amaçlamıştı.
“Yiğit düştüğü yerden kalkar” demiş atalarımız. İşte bundan tam 101 yıl önce büyük bir ihanet sonucu ordularımız İngiliz Generali Allenby’nin önünden geri çekilerek Mondros Mütarekesini imzalamak zorunda kalmıştı. Bu büyük bozgunun sorumlusu Osmanlı Paşaları, Toros dağlarının kuzeyine çekilerek tamamen Türklerden meydana gelen bir ulus devlet kurma hayali içerisindeydiler.
Arap çöllerinde ne işimiz var? Diyerek askerlerimizin savaş azmini kırıp verdikleri geri çekilme emirleri sonucu Türk tarihinde emsali görülmeyen büyük bir yıkım yaşamıştık. 250 bine yakın askerimiz şehit ve esir düşmüştü. Bu ihanetin detaylarını defalarca yazdığım için tekrarlamak istemiyorum. Hem şimdi zafer zamanıdır. Kurulan tuzakları bir bir boşa çıkarıp İslam’ın güzelliğini ortaya çıkarmak gerekiyor.
İşte Trump, büyük bir direniş gösteren ABD derin güçleri ve Siyonist ittifakını ikna ederek Suriye’den tekrar çekileceğini söyledi. Bizim yıllar önce aynı sözü söyleyen gaflet ve dalalet hatta hıyanet içindeki Paşalarımız gibi “Arap çöllerinde ne işimiz var?” diyerek geri çekileceğini ilan etmiştir.
ABD’nin bu ata topraklarında petrolden başka hiçbir işi yoktur. Keza Rusya’nın da bu topraklardan kovulması gerekiyor. Çünkü bu topraklarda tam 800 yıldan beri Türkler, Araplar ve Kürtler gibi Müslüman topluluklar yaşamaktadır. Biz yeter ki; İslam ahlakı ile ahlaklanıp Ensar gibi dayanışma içerisinde olalım. Allah’ın izni ile birkaç yıl içinde sadece ABD ve Rusya değil; İran ve İsrail’i de dize getirebiliriz. Zira toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez, vesselam…