15 Temmuz 2016 askeri darbesi, gizli kalmış ve bilinmeyen birçok istihbarat yapısını deşifre etmiştir. Bunlardan sadece bir tanesine yani Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış ABD’li askerlere dikkat çekmek istiyorum. Elbette bu askerlerden başka nice istihbarat elemanı ve görevlisi vardır. Bunların tespit ve teşhislerini ilgili kurumlar kendileri yapabilirler.
15 Temmuz darbesinin en yakıcı ve acı sonuçlarından bir tanesi; Türk Silahlı Kuvvetlerinde yer alan general ve amirallerin yarısının FETÖ örgütünün düzenlemiş olduğu darbeye katılmış olmasıdır. Nedense ülkemizin kalbi olan ve en önemli askeri kurumların başına yerleştirilen bu Feto’cu general ve amiraller hakkında ciddi bir çalışma ve araştırma yapılmamıştır.
14 Ekim 2016 tarihinde yayınlamış olduğum makalemde “Feto’cu Amiraller Nasıl Bu Hale Geldiler?” başlıklı yazımda Deniz Kuvvetleri Komutanlığında yaşanmış bazı olayları dile getirmiş ve FETÖ örgütünün nasıl bir faaliyet içinde olduğu ve hangi yöntemleri kullanarak güç kazandığını, bizzat müşahede ettiğim olaylara dayanarak izah etmiştim.
Bu makalede ise ABD’nin FETÖ örgütünü nasıl yönettiğini ve hangi yöntemleri kullanarak general ve amirallerimizi etkilediğini izah etmeye çalışacağım. Elbette bu can yakıcı mesele sadece benim ifade etmeye çalıştığım konularla sınırlı değildir. Üzerinde durulması gereken daha birçok acı durum vardır ve konu sadece Türkiye ile sınırlı da değildir.
ABD, NATO ülkeleri başta olmak üzere müttefiklik anlaşmaları yaptığı birçok ülkede benzer faaliyetlere girişmiştir. İşte bunlardan bir tanesi çok gizli olmayan ve çok rahatlıkla fark edilen yabancı ülke ordularına sızma girişimi “embedded subaylar” aracılığı ile gerçekleştirilmektedir.
“Embedded” kelimesi İngilizce’de “yerleştirmek, gömmek, oturtmak, kafasına sokmak” anlamında kullanılan bir kelimedir. ABD gizli faaliyetlerinde ise karşılığı “ yabancı ordular içine sıkıca yerleştirilmiş gizlenmiş görevli” anlamındadır.
Bu görevliler; ABD menfaatleri için iliştirilmiş olduğu önemli görevlerde bulunan yabancı askerler hakkında gizli bilgiler vermektedirler. Daha sonra gelen olumlu ve uygun raporlar istikametinde bahse konu askerler kritik görevlere hatta general ve amiral rütbesine ulaşana kadar desteklenmektedirler.
ABD’nin NATO ve müttefik ülkelerle yapmış olduğu yardım ve eğitim anlaşmalarının en önemli maddeleri bu embedded subayların işlerini kolaylaştırmak içindir. ABD ile kurmuş oldukları dostluk ilişkilerine güvenen birçok ülke farkında olmadan en önemli askeri bilgilerini ve sırlarını çoğu zaman farkında olmadan kaybedebilmektedirler.
Eğitim ve görev maksadı ile ABD’ye giden genç subaylar; ABD’li embedded subaylar tarafından sıkı bir markaja alınmaktadır. Hatta evli olup ailesi ile kursa giden subaylar için embedded subayların eşleri dahi görev yapmaktadır.
Yabancı ülke subayları, ABD’ye hayran bırakılacak şekilde etkilenmekte ve ABD’nin dünya üzerindeki gücü abartılarak beyinlerine sokulmaktadır. Mezuniyet dönemi yaklaşınca “birlikte çalışabiliriz” mesajı verilip eğer dostluk devam ettirilir ise karşılığının fazlası ile verileceğine dair güvenceler verilmektedir.
Gerçekten de ABD’de görev yapmış veya eğitim almış birçok yabancı subayın önü kusursuz bir şekilde açılmakta ve kendi ülkelerinde en kritik görevlerin başına getirilmesi sağlanmaktadır. Meşhur darbeci generallerin sicilleri incelendiğinde; ABD’ye görev ve eğitim bahanesi ile defalarca gidip geldiği görülebilmektedir.  
Türkiye’de kesintisiz olarak her 8-10 yılda bir gerçekleştirilen askeri darbelerin ardındaki en önemli unsur; bu embedded subayların sağlamış olduğu bilgi ve yardımlardır. Bu sayede darbeci askerlerle menfaat ilişkisi kurulmakta “darbe destekleyicisi” olmak karşılığında birçok general ve amiral satın alınabilmektedir.