Denizden korkan ve anlamayanlar da bu işin bir başka yönüdür. Fakat 90 yıl sonra bunu Almanlar başarmıştır. İşte şimdi suyun üstünden köprülerle gemi geçiriyorlar. Onlara bu ilhamı Abdülhamid Han verdi desek; hiç de yanlış olmayacaktır. Beyşehir Gölü’nden gelen sular, Çarşamba Çayı üzerinden su köprüsü ile geçirilecekti. (#Osmanlı’nın #Konya Ovası Sulama Projesi/Çamlıca Yay)Beyşehir Gölü’nden gelen sular, Çarşamba Çayı üzerinden su köprüsü ile geçirilecekti. (#Osmanlı’nın #Konya Ovası Sulama Projesi/Çamlıca Yay) Beyşehir Gölü’nden gelen sular, Çarşamba Çayı üzerinden su köprüsü ile geçirilecekti. (#Osmanlı’nın #Konya Ovası Sulama Projesi/Çamlıca Yay)
Şimdiki yöneticiler de ne yazık ki suyollarının önemini hala idrak edemiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kanal İstanbul” projesi aradan 9 yıl geçmiş olmasına rağmen hala temeli dahi atılamamıştır. Bu çok önemli projeye akıl almaz gerekçelerle karşı çıkılarak engel olunmakta hantal bürokrasi sayesinde devamlı şekilde savsaklanmaktadır.
Bu konuda Abdülhamid Han’ın ne derece ileri görüşlü olduğu ve Kanal İstanbul’un önemi defalarca kaleme alınmıştır. İbret alınmadığı gibi daha nice yarım kalmış ve bürokratların dar görüşlülüğü nedeniyle vazgeçilmiş suyolu projeleri vardır.
İzmit Körfezini Sakarya nehri aracılığı ile Karadeniz’e bağlayacak proje bunlardan bir tanesidir. Meriç nehrinin Edirne’ye suyolu ile bağlanması ve bu sayede bölge ekonomisinin gelişmesi mümkündür. Saroz körfezine yapılacak bir kanal ile Çanakkale Boğazı kolayca geçiş için düzenlenebilir. Fakat bunları hayata geçirmeden önce kafaları denizciliğe alıştırmak gerekmektedir.
Dünyada ve ülkemizdeki ekonomik gelişmeler ve bu gelişmelerin deniz ticaretine etkileri Waterway gibi suyollarının inşası sayesinde olacaktır. Ülkemiz deniz ticaretinin son yıllardaki değişimi ve dünyadaki konumunu güçlendirmek için neler yapılması gerektiği sorusuna en güzel cevap “Kanal İstanbul” projesidir.
Avrupa haritası incelendiğinde binlerce mil uzunluğunda suyolları göze batacaktır. Sadece Avrupa değil, Amerika, Asya kıtası dahi suyolları ile kaplanmış olup Türkiye ne yazık ki bu konuda çok geç kalmıştır. Hatta hala sıfır noktasındadır. Karadeniz ve Marmara’nın yapay bir boğazla birbirine bağlama fikri 16. yüzyıldan bu yana 6 kez gündeme gelmiş fakat başarılamamıştır. Şimdi olduğu gibi…
İstanbul’daki nüfus yoğunluğunu yüzünden kaynaklanan şehircilik problemlerine fayda sağlaması ve başta trafik sorunlarının çözülmesi olmak üzere yeşil alanların arttırılması bakımından da çok büyük faydalar sağlanacaktır. Fakat çok daha önemli konu ise denizcilik kültürünün gelişmesi ve ülkemizin stratejik olarak coğrafyanın verdiği fırsatları değerlendirmesi konusundaki anlayış değişikliğidir, vesselam…