TCG Giresun son sürat ile konvoya eskort yapmak üzere bize yaklaşacağını bildirmişti. Nitekim birkaç saat sonra konvoyumuza katıldılar. O ana kadar konvoya rehberlik ediyordum. Askeri dilde kullanılan ifadesi ile “pivot” gemiydik. Gemilerin süratini ayarlıyor konvoyla beraber hareket etmeyi sağlıyorduk. Diğer Türk Ticaret Gemisi (Horizon 1) ve Türk Firkateyni ile birlikte şimdi beş gemi olmuş ve koridorda ilerlemeye devam ediyorduk. Bu arada korsanlar tarafından ele geçirilmiş olan Yunan gemisi Titan’a yaklaşmıştık. Hemen yanı başımızdan geçerek Somali sahillerine doğru ilerlemeye devam ediyordu. Konvoydaki gemiler hatta savaş gemisi mürettebatı da dahil olmak üzere hepimiz çok üzgündük. Fakat kaçırılan gemi personeline zarar gelmemesi için kimse bir müdahalede bulunamıyordu. 30 Yıllık denizcilik hayatımda hiçbir zaman böyle bir durumla karşı karşıya kalmamıştım. İskele baş omuzluğumuzdan geçen M/V Titan, korsanların elinde ağır yolla ilerliyor biz de öylece bakıyorduk. Aynı akıbete uğramamak için makine personeli dâhil olmak üzere herkes gözcülük yapıyor bulabilirsek korsan teknesini görmeye çalışıyorduk. Bu şekilde koridor üzerindeki ilk gecemizi geçirmiş olduk. Ne de olsa konvoyumuzu savaş gemisi koruyordu. Tedirgin olsamda gece uyuma imkanı bulabilmiştim. Sabah gün doğmadan biraz önce vardiya zabitinin telefonu ile uyandım. Önümüzdeki konvoy gemisi (Grand Glory) ani bir şekilde dönüş yapmıştı. Köprüüstüne çıktığımda korsan teknesi ile yüz yüze geldim. 7–8 metre boyunda ahşap bir tekne hızla üzerimize geliyordu. Derhal dümeni le alıp iskele alabandaya bastım. Köprüüstünde herkes şaşkındı. Bu arada dümeni vardiya zabitine verip telsizle durumu Türk savaş gemisine bildirdim. TCG Giresun, hızla bize doğru yaklaşmaya başlamıştı. Telsizdeki zabit, endişe etmememizi zira bir helikopterin şu anda havalandığını söylemişti. Gerçekten de kırlangıca çıktığımda ABD helikopterini gördüm. Üzerimizden geçti ve sancağa doğru yaklaşık 1000 gomina (yarım mil) mesafedeki korsan teknesinin üzerine yöneldi. Bu esnada korsan teknesi bize yaklaşmaktan vazgeçmiş paralel bir rotaya dönmüştü. Sancak tarafımızdan aksi yönde ilerliyordu. Ahşap bir tekneydi ve üzerinde güçlü bir deniz motoru vardı. İçerisinde 6-7 kişiyi rahatlıkla görüyorduk. Bütün bu olaylar birkaç saniye içinde cereyan etmiş heyecandan herkes gibi ben de kaskatı kesilmiştim. Bir müddet sonra korsan teknesi üzerine savaş gemisi gitti ve teknedekileri etkisiz hale getirdi. Bu olaylar olurken bir tekrar ana rotamıza dönmüş çil yavrusu gibi dağılan konvoy gemileri olarak tekrar bir araya gelmiştik. Korsanları taşıyan ve saldırı esnasında boş olan ana korsan teknesi ise pruvamıza yakın bir istikamette stop etmiş bir vaziyette bekliyordu. ABD helikopteri gözlerimizin önünde makinalı tüfek atışı ile tekneye ateş etmeye başladı. Kısa zamanda tekne batmıştı. Bir müddet sonra battığı yerden geçerken korsan teknesinin yerinde yeller esiyordu. Türk Savaş Gemisi ise korsanların küçük olan saldırı teknesi üzerine giderek korsanları savaş gemisine almıştı. Korsanlar bu sefer ava giderken av olmuşlardı. Fakat eğer beş on dakikalık bir süre fırsat bulsalar gemimizi veya konvoydaki diğer gemileri ele geçirebilirlerdi. Zira gemide yangın hortumlarımızla basınçlı su sıkmaktan başka ciddi bir silahımız yoktu. İşaret fişeklerimizle de belki karşı koyabilirdik lakin otomatik silahlı korsanlara karşı bunun bir etkisi olmazdı. Biz yolumuza devam ederken bulunduğumuz bölgeye Amerikan savaş gemisi de gelmiş ve korsanların sorgulanmasına başlamışlardı. Türk Savaş Gemisine korsanlara ne olduğunu sordum. Telsizle öğrendiğim kadarıyla korsanların “kaçak insan ticareti” yaptıkları ifade edilmiş ve bu sebeple tutuklandıkları söylenmişti. Birkaç saat sonra Türk Savaş gemisi TCG Giresun, yeniden konvoya katıldı ve konvoya eskortluğa devam etti. Bir müddet bu şekilde beraberce seyir yaptıktan sonra Türk Savaş Gemisi büyük bir bayrağı göndere çekti ve gemimizin fotoğraflarını çekti. Biz de onları çekiyorduk ve karşılıklı olarak bayrakla selâmlaştık