Doğruluktan pay nedir? Yalan konuşmamak mı ya da aldatmamak mı? Her türlü lafzın manasını kendimizce yorumlamasak ta doğrusu genel geçer bir kavram haline gelmiş bulunmakta.

Doğruluk doğru olduğunu bildiğin değil, doğru olan yolu bulup o yolda mütemadiyen farklı alanlara sapmadan ilerlemektir. Doğru olmak, dosdoğru olmaktır. Çizgini bozmamaktır. Eğilip bükülmemektir. Ufak cürümlere yakıp yıkmamaktır.

Müslüman elbette güvenilir bir limandır. Kimse için bir tehlike arz etmez. Kimseyi aldatmaz ve kimseye aldanmaz. Emin kimsedir müslüman. Kalbi temiz duygularla bezenmiş, yüreği saflıkla örtülmüştür. Buğzetmez, sever sevilir. Sevmeyi öğretir yayar insanlara aşılar. Sevmenin de gönül işi olduğuna bilir.

Müslüman güven verir. Sevgisini muhabbetle besler. Üç kuruşluk işler için köşeye atmaz seni. Kalender yüreklidir. Mazlumun yanında yer alıp, zalimin daima karşısında set gibi durur. Müslüman İslam ahlakıyla donanmış, Allah’ın boyasıyla boyanmıştır.

Huzur verir. Sıkıntı verecek dert yüklemez kimseye. Dert değil derman olmak için çalışır çabalar. Elinden ne gelirse taşın altına koyar bütün varlığını. Benlik şuuruyla hareket etmez Müslüman aksine biz olalım diye uğraşır.

Muhabbet besler. İnsanın başına gelen bütün musibetlerin dil yüzünden olduğunu bilir insan. Bu yüzdendir müslüman her sözü muhabbettir. Kötü söz söylemez. Yalan, iftira, küfür sözleri yer etmez ağzında. Hak söyler dili, hak söylemeyen dil susar.

Bir Müslümanın ahlak çatısı altında toplayabileceğimiz yığınla unsur vardır. Karakteristik yapısını ortaya çıkaran bir dünya emare. Onun hal ve hareketi, oturması kalkması, ağzından çıkan her bir söz, bir ağlayış bir yakarış, elinin değdiği nokta, ayağının bastığı konum, nefesini soluduğu ortam, bunlar hep bir müminin kimliğinin en belirgin hallerinden sadece birkaçı.

Taklit yapmaz müslüman, neyse odur. İlk insandan itibaren Yaratanın buyruğundan hiç ayrılmadı. Verdiği sözün arkasındadır hep. Bazen yanlış yollara sapsa da özünde dosdoğrudur. Hemen hatasını kavrayıp doğru yolun yolcusu olmuştur hep.

Çünkü müminler, İslam ahlakıyla ahlaklanmış, Allah’ın boyasıyla boyanmıştır. Daima doğru yolu bulması için bir rehberi vardır. Işık tutanı vardır. Yolunu aydınlatıp “bu yoldan yürü” dedikleri birileri vardır.