Özel Haber

İsrail'in Gazze Şeridi'ne yönelik saldırılarında sivillere yönelik ele alınan uygulamaların hukuki sonuçlarının ele alındığı Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Konseyi (İHK) duruşmasında konuşan Dışişleri Bakan Yardımcısı Ahmet Yıldız, önemli açıklamalarda bulundu. 

Yıldız, 26 Şubat'ta Hollanda'nın idari başkenti Lahey'de bulunan Uluslararası Adalet Divanında (UAD) İsrail'in işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarının ele alındığı duruşmalarda, Türkiye adına sözlü sunuş yaptığını aktardı.

Hamas'tan İsrail'e net mesaj: Ya esirler ya savaş! Hamas'tan İsrail'e net mesaj: Ya esirler ya savaş!

"Kutsal yerlerin tarihi statüsüne saygı gösterili"

BM Genel Kurulu'nun 2022'de UAD'den İsrail'in işgali ve işgalin hukuk sonuçları hakkında istişari görüş istediğini hatırlatan Yıldız, "(UAD'de) Yazılı sunuşumuza ilaveten, son Gazze'deki gelişmeleri de ele alan, işgalin yasadışılığı, işgal uygulamalarının artık giderek işgal boyutunu da aştığı, kötü niyetli olarak işgalin uzatıldığı ve bu işgalin katlanılamaz hale geldiği, bunun son bulması gerektiği ve Kudüs ile kutsal yerlerin tarihi statüsüne saygı gösterilmesi gerektiği ve hepsinden de öte bir an önce bir ateşkes yapılarak, yeniden iki devlet temelinde müzakerelere başlanması gerektiği yolunda özetlediğim bir sunuş yaptık" dedi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan gelemediği için İHK'de Türkiye'yi temsil ettiğini belirten Yıldız, burada yaptığı konuşmada Gazze ve Filistin'deki durumun yanı sıra Kıbrıs meselesi, Keşmir sorunu ve diğer insan haklarıyla ilgili konulara da değindiğini anlattı.

Ahmet Yıldız, Türkiye'nin İHK'nin üyesi olmadığını fakat ileride bunu temenni ettiklerini söyledi. Dışişleri Bakan Yardımcısı Yıldız, İHK'de Türkiye ile ilgili konuların da ele alındığının ancak zaman zaman kötü niyetli veya yanlış yaklaşımların da olduğunun altını çizdi.

"Aşırı güç kullanımı her türlü sınırı aştı"

Dünya genelinde farklı çatışmaların olduğunu ancak Gazze'de yaşananların bundan farklı olduğunu belirten Yıldız, şöyle devam etti:

"İsrail'in bu seferki aşırı güç kullanımı her türlü sınırı aştı. Genellikle çatışma olunca barışın ve çözümün önünün açılması için diğer ülkeler ateşkes isterler. Maalesef bazı ülkeler (Gazze'de) bunu yapmadılar ve İsrail'e cesaret verdiler. Biz bir an önce bir ateşkes olsun istiyoruz. Biz bir bölge devletiyiz, bölgedeki çatışmadan ve istikrarsızlıktan etkilenen bir devletiz. Zaten bölgemizde yeterince çatışma var. Sorunun çözümü belli; iki devlet. Sınırlar aslında BM kararıyla belli ancak bunlar müzakerelerle sabitlenecek inşallah."

"İnşallah başaracağız"

Gazze'deki çatışmaların sonlandırılmasına ilişkin görüşmelerin sürdüğünü belirten Yıldız, birinci önceliğin ateşkes olduğunu vurguladı.

Yıldız, "Ateşkesle beraber rehine takası, sivillerin ve esirlerin değişimi ve inşallah müzakere masasına dönüş... Burada büyük gayret, bölge ülkelerine düşüyor. Bölge ülkeleri bu konuda 8 bakandan oluşan bir Temas Grubu oluşturdular, Bakan Fidan da buna üye. Onlar bir an önce ateşkese gidilmesi, bundan sonra müzakerelerin İsrail'in keyfine kalacak şekilde değil, uluslararası tarafların gözetimi ve garantörlüğünde sürdürülmesi için bir mekanizma üzerinde lobi yapıyorlar. İnşallah başaracağız" ifadelerini kullandı.

"Hemen hemen her konu orada görüşülüyor"

Bir süre önce Türkiye'nin BM Daimi Temsilciliği görevine atanmasıyla ilgili soruyu da yanıtlayan Yıldız, sorumluluğu yüksek bir göreve gittiğini ve meslek hayatının son dış tayini olabileceğini bildirdi.

Bakan Yardımcısı Yıldız, sözlerini şöyle bitirdi:

"Elimizden geleceğini yapacağız. Ülkemizin temsilinde önemli ve hemen her konunun görüşüldüğü bir yer. Hemen hemen her konu orada görüşülüyor. Şu anda Gazze konusu BM Güvenlik Konseyi'nin bir numaralı meselesi. Her ne kadar bir ülkenin vetosu nedeniyle tıkansa da orada değişik mekanizmalar var, o kanallarla inşallah işgalci güç ve yandaşlarının üzerinde baskı oluşturacağız. İzzetüikbal ile bu inşallah görevi de tamamlarız. Bu bir teveccüh, her Türk diplomatının isteyeceği bir şey. Sayın Bakan'ımız önermiş, Cumhurbaşkanı'mız takdir etmiş, bize de layık olmak düşüyor."