Her ne kadar bir sanat olarak anılması ve altın çağına ulaşması 19.yy sonlarını bulmuş olsa da ahşap yakma sanatının tarihi insanın ilk ateşle tanıştığı dönemlere kadar uzanmaktadır.
Geleneksel Türk Sanatları açısından Orta Asya’daki Türklerle başlar. Selçuklular, Anadolu Beylikleri ve Osmanlı dönemindeki sanat anlayışları doğrultusunda gelişir. İslam sanatının ilk evrelerinde genel anlamda derleyici bir ifade dikkati çekerken Türklerin Anadolu’ya beraberinde getirdikleri teknik ve üslupların yerli bezeme kaynaklarıyla kaynaşmasından yeni bir sentez doğar.
Osmanlı’da ağaç işi sanatkarlarına ‘’ Neccar ‘’ denir.
Günümüzde teknolojinin ve dijital dünyanın da gelişmesiyle ahşap yakma sanatı pratikleştikçe kitlelere yayıldı ve tüm dünyada tanınan bir sanat haline geldi. Dünya ülkelerinde ‘’ Pyrogravure ‘’ ismiyle, ülkemizde ise ahşap yakma ‘’dağlama’’ ismiyle tanınmaktadır.
Ahşap yakma ‘’dağlama’’ sanatımızın ülkemizde temsilcisi sanatkar üstad Münir Erbörü’dür.
Ahşap ile ateşin bir araya gelmesi büyük bir yangın ve tehlikedir. Bu iki düşmanın, ahşap ve ateşin bir araya geldiği öyle bir alandır ki bırakın tehlikeyi, yangını, düşmanlığı muazzam sanat eserleri ortaya çıkar bu sanatımızda...
Günümüze ulaşan örnekler arasında dini ve sivil mimaride kullanılan çok farklı yapı ve dekorasyon malzemeleri bulunur. Bunlar başlıca tablo, minber, kürsü, rahle Kur’an muhafazası, korkuluk, pencere, kapı kanadı, saçak, tavan kirişi, sütun, çerçeve, kavukluk, lambalık, paravan, sehpa, masa, sandalye, kutu, çekmece vb. dir.
Ahşap sanatı örneklerinde kullanılan desenler ve motifler büyük zenginliğe sahiptir. Ayrıca ahşap bezemelerde bitkisel, geometrik, yazı, resim ‘’ hat ‘’ ve az da olsa figür tesvirleri dikkat çeker.
Öncelikle ahşap üzerine resmin veya desenlerin aktarılması gerekmektedir. Ahşabın üzerine yapılan çizimin ardından ahşap yakma makinesiyle bu çizgilerin üzerinden geçilmelidir. Kullandığınız ahşabın kalınlığına ve kalitesine göre makinenin sıcaklık derecesi dikkatli titizlikle seçilmelidir. Aksi takdirde hüsranla sonuçlanabilir.
Ahşap işlerinde kullanılan ağaç türleri çeşitlilik göstermekle birlikte en yaygın olanlar dayanıklılık ve işleme kolaylığı bakımından abonoz, meşe, ceviz, elma, armut, şimşir, sedir, ıhlamur ve güldür.
Hat için mdf, gravürler için kavak ağacı daha uygundur. Bunun sebebi ham mdfnin sert olmasıdır. Harflerin kendine özgü incelik, kalınlık, genişlik, darlık yapıları vardır. Bozulmaması, dağılmaması için sert ağaç kullanılmalıdır. Kavak ağacının hat çalışmalarına uygun olmayışı havyayı kavağa değdirdiğiniz an dağılma olabilir ve hattın şekli değişebilir. Bunun sebebi ise kavak ağacının lifli, yumuşak yapısıdır.
Yakma sanatına başlayacak olan kişilerin önemli görmesi gerektiği unsurlar şunlardır: Ahşap seçimi, yakma makinesi ve uçları, yakılacak objenin seçimi, objenin ahşaba aktarılması, yakmada kullanılacak uçlar ve teknikler, çerçeveleme ve verniklemedir...
Havya makinesi ve çeşitli uçlarla ahşap yüzeye motifler işlenmesi... Bu alanda daha çok resimlerin kopya edilmesi ve çeşitli uçlar yardımıyla yakılması söz konusudur. Dilerseniz özgün çalışarak da duygularınızı, iç dünyanızı, yaşadığınız hayatın izlerini, sevincinizi, üzüntünüzü kolaylıkla aktarabilirsiniz...
Ahşap dağlarken kokusundan, dumanından, oluşan görüntüden o muhteşem büyüsüne kapılmamak mümkün değil. Günümüzde ahşap sanatları usta çırak ilişkisiyle geleneksel yöntem ve malzemeleriyle sürdürülmektedir. Diğer el sanatlarımızda olduğu gibi bu sanatımızın da Halk Eğitim Merkezleri ve Aile Destek Merkezlerinde eğitimi verilmektedir...
Sevgiyle kalın değerli okuyucularımız...