Başta ABD olmak üzere Batı ülkelerinde, kadınların çalışma hayatına atılmaları ve yaşadıkları aile sorunları ile ilgili olarak birçok kitap yazılmıştır. Ne yazık ki ülkemizde bu konu üzerinde ciddi sayılabilecek hiçbir çalışma yok. Benim yazılarım ve tercüme çalışmalarım dışında hiçbir esere rastlamadım.

“Kadın hakları” adı altında kadınları yuvalarından çıkarmayı marifet sayarak mücadele edenler ise mangalda kül bırakmıyor. Her tarafta hatta aileyi korumakla görevli kamu kurumlarını dahi kadınları kapitalist düzenin çarkları altında ezmeye çalışmaktadır.

Defalarca Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına yazılar yazarak dikkat çekmeye çalıştım. Fakat konu gündeme gelmediği gibi tam tersine kadınları piyasanın kölesi haline getirmek ve yuvasından koparma adına her şey yapıldı. Öyle ki hükümet kadın istihdamını % 34’e çıkardım diye büyük bir başarı gösterdiğini zannediyor.

Kimsenin aileyi korumak için bir gayreti yok. Çok şikayet ettikleri “kadına şiddetin” temelinde ise bu konu vardır. Çalışan kadınlar anne şefkatini esirgedikleri çocuklarından daha sonra merhametli ve yumuşak olmalarını istiyorlar. Kreşlerin soğuk odalarına terk ettikleri çocuklarının şiddet eğilimi göstermemesini istiyorlar.

Halbuki merhamet görmeyen merhametli olmz. Şefkat görmeyen bir çocuğun erişkin olunca şiddetten uzak olmasını beklemek; budalalıktır. Bu kadar basit konuda dahi kafa yormaktan aciz akademisyn ve bürokratlarımız var. Siyasetçiler ise bu bürokratların oyuncağı olup kendilerini maskaraya çeviriyorlar. Allah,ıslah etsin…

Kadınların çalışma hayatına atılarak karşı karşıya kaldığı sorunlar ve bunların çözümünde ABD’li yazarlar Elizabeth Warren ve Suzanne Venker çok emek vererek aynı başlığı taşıyan kitaplar yazmışlar. “The Two İncome Trap” yani “İki Gelir Tuzağı” başlığını taşıyan bu kitaplar yaklaşık 15 yıl önce kaleme alınmış ve oldukça ilgi çekmişti. Bu kitapları okuduktan sonra arkadaşlarımla beraber tercümesini yaparak önce çalıştığım İstanbul Üniversitesinde ve görev alanına giren bir çok kurumda tartışılmasına çok gayret ettim. Lakin ciddi bir karşılık bulamadım. Buna rağmen en azından yazı yazdığım medya kuruluşlarında bana ayrılan köşelerde iki gelir tuzağını yüzlerce defa kaleme alarak konunun önemine dikkat çekmeye çalıştım.

Bugün hem ülkemiz hem de bütün dünya “terör” tehlikesi ve “kadına şiddet” belasıyla baş başadır. Bunları reaktif tedbirlerle önlemenin imkânı yoktur. Yani şiddet ve terör eyleminden sonra yakalayıp yargılamak ve hapse atmakla bu soruna çare bulunmaz. Sorunun çözümünde manevi değerler ve aile yapısının güçlendirilmesi yatmaktadır. Ailenin belkemiği ise annedir. Fakat anneler yuvalarından çıkmak zorunda bırakıldığı takdirde; aile güç kaybeder ve yıkılma tehlikesi yaşar.

Terörün gelişip güçlenmesinde sosyal ve iktisadi hayatın gelişmesinde ailenin önemini söylemeye gerek olmayıp konunun önemini idrak noktasında fazla zeki olmaya gerek yoktur. İki gelir tuzağı konusunu ele alırken yapılan analizlerin çoğu ekonomi üzerinedir. Nitekim Warren’ın, kızıyla birlikte yazdığı kitabında, yıllar süren ve kılı kırk yararak yaptığı araştırmalar analizler sonucunda, kısaca şu tespitleri yapmış:

Geçmişte ailede tek bir kişi, yani evin reisi konumundaki erkek, çalışırken bir yandan da tasarruf etmek mümkündü. Fakat günümüzde hem erkek hem de kadın çalıştığı halde negatif tasarruf, yani ailenin belini bir türlü doğrultamaması, durumu söz konusudur. Warren, bu paradoksal durumu incelediği kitabında ve konuyla ilgili verdiği söyleşiler ve konferanslarda ABD özelinde cevap aramış ve çözüm önerilerini sunmuş.