Yazıcı, “İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer alan değerler, İsrail’in Filistin’e yönelik uyguladığı soykırımla yerle bir edilmektedir” dedi.   

75 yıl önce beyanname ile güvence altına alınan hakların ihlal edildiğini, insanların en temel hakkı olan yaşama hakkının elinden alındığını, masum insanların soykırıma uğradığını, insanların inançları yüzünden katledildiğini, ırkçılığın, İslam düşmanlığının vahim boyutlara ulaştığını belirten Yazıcı, beyannamede yer alan tüm değerlerin yok sayıldığı bir dönemden geçildiğini ifade etti. İnsan hakları ve hukukun üstünlüğü konusunda uluslararası belgelerin ortaya koyduğu yükümlülüklerin bugün bizzat bu sözleşmelere, belgelere imza koyan bazı devletler tarafından ihlal edildiğini ya da görmezden gelindiğini belirten Yazıcı, “Tüm insanlığın vicdan muhasebesi yapmak zorunda olduğu bir sürecin tam ortasındayız. Bugün, insanlığın vicdanını yaralayan, küresel adaletsizliğin sembolü haline gelen başta Gazze olmak üzere Filistin topraklarında en temel insan hakkı olan yaşama hakkı tüm dünyanın gözleri önünde ihlal edilmektedir. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde yer alan değerler, İsrail’in Filistin’e yönelik uyguladığı soykırımla yerle bir edilmektedir. Ne acıdır ki, 10 Aralık İnsan Hakları Günü, bu vahşete seyirci kalan sözde gelişmiş devletlerin samimiyetten uzak mesajlarıyla geçiştirilmektedir. Beyannameyi imzalayan ülkelerin bugün insan hakları konusunda çifte standart uygulayan ülkeler haline gelmeleri son derece üzücü ve düşündürücüdür. İnsan haklarına, özgürlüklere, demokrasiye en çok vurgu yapan ülkeler, en temel insan hakkı olan yaşama hakkını bile savunamaz noktaya gelmişlerdir. Uluslararası toplumun duyarsızlığı, samimiyetsizliği insanlık adına utanç vericidir” ifadelerini kullandı. 
  
İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırıma sessiz kalan uluslararası toplumun Suriye’de milyonlarca insanın feryadını da duymazdan geldiğini belirten Yazıcı, “Dün Aylan bebeğin ölümünden bizzat sorumlu olan Batı, bugün de Gazze’deki masum bebekleri katledenlerin suç ortağıdır. Biz, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen bir ülkeyiz. İnsanlığın kazanımı ortak değerler vardır. Bu ortak değerlerin başında ‘yaşama hakkı’ yer alır. Bu değerler ‘zamana’, ‘mekana’ veya ‘özneye’ göre asla değişmez. Bizim için insan hakları, yaşama hakkı Washington’da başka, Paris'te başka, Gazze’de başka şekle dönüşemez. Vicdansızlığın, adaletsizliğin, çifte standardın dünyamızı esir aldığı bir dönemde Cumhurbaşkanımız  Recep Tayyip Erdoğan, liderliğinde insan odaklı dış politika anlayışıyla tüm insanlığı kucaklayan, sorunlara adil, hakkaniyetli çözümler bulmak için çabalayan ülkemiz, insani ve vicdani duruşuyla merhametin sesi olmuştur. Bu düşüncelerle 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü insan haklarının ihlal edilmediği, çocukların ve masum sivillerin ölmediği günlerde kutlamayı temenni ediyor, barışın, adaletin, huzurlu ve güvenli bir geleceğin tesis edildiği bir dünya diliyorum” dedi.