Allah (cc) yolunda yürüyen, ilerleyen bir Müslümanın, kısacası hak yolu yolcusu olan her müminin şu beş şartı gözetmesi lâzımdır. Bunlar; az yemek, az uyumak, insanlarla bir arada bulunmamak, daima “Lâ ilâhe illâllah” kelimesini söylemek, bu mana ile nefsine ve şehvetine muhalefet edip, şeytanla mücadeleye girişmek ve bütün hareket ve hareketsizliğini şeriat terazisi ile tartmaktır.

Bu yolun yolcusunun elinde ve dilinden düşürmeyeceği ya da elinden fikrinden ve de zikrinden ayırmayacağı bir devamlılık hakim olmalıdır. Hal böyle olunca müslüman şer işlere karşı, dünyanın büyük kargaşa ve meşgalesine ve de en önemlisi şeytan karşı elini daha güçlü ve kuvvetli hale getirmiş olur. Bileği bükülmez bir yiğit olur.

Demek ki, kalp kapısında oturup, ““Lâ ilâhe illâllah” keskin kılıcını çekip hak olmayan her düşünce ve hâtırayı, kalp kapısından geri döndürmeli, içeri girmesine müsaade etmemelidir. Nitekim ufak bir ışık huzmesinde bile insanın fikir ve amellerinde sapma olacağı şu dönemde çok aşikâr. Bu duruma karşı uyanık olmalı ve usul esaslarına iyice sarılıp riayet etmeliyiz.

Müslüman, dağınık düşünce ve hâtıralardan kendini korumalıdır. Bu da ancak, Allah’u Teala’nın, kendi ezelî ilminde, ezelde saadetini dileyip, tevfikını refik ettiği kimselere nasip olur. Cehdi, çalışmayı ona vâsıta, hidayeti rehber ve kılavuz eder. Ulemanın önde gelen Nakşi büyüklerden biri der ki: 

“Fırsat ganimettir. Ömrün tamamını, faydasız işlerle telef etmemek lâzımdır. Hatta bütün ömrü Allah’u Teala’nın rızasına uygun şeylere sarf etmelidir. Lâzım, vacip ve şart olan budur. Beş vakit namazları ta ‘dil-i erkân ile, kalbini ve ruhunu toplayarak, her an Allah’u Teâla ile olarak, cemaatle eda etmelidir. Teheccüd namazlarını elden çıkarmamalı, seher vakitlerini istiğfarsız geçirmemeli, gaflet uykusuyla uyumamalıdır. Geçici zevk ve lezzetlere aldanmamalı; ölümü ve ahiret hallerini, Cenneti, Cehennemi göz önünde bulundurmalıdır. 

Şeriata uygun olmayan dünya işleri ile uğraşmamalı, sonsuz ahiret işleri ile meşgul olmalıdır. Dünyada kimseye muhtaç olmayacak, çoluk çocuğunu da muhtaç etmeyecek kadar bir işte çalışmalı, diğer vakitlerini, ahiret işlerinin yapılmasına, düzelmesine vermelidir. Kısaca gönül, Allah’u Teala’dan başkasının sevgisinden kurtulmalı, azalar, şeriatın ahkâmının icrası ile süslenmelidir. Esas iş budur. Bundan başkası hiçtir. Baki ahvâlimiz hayır olsun.”