Gitmeye değer mi? Arkadaşın delik deşik olmuş... Büyük olasılıkla ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın. Asker ısrar etti ve teğmen “peki” dedi, “git o zaman.” İnanılması güç, hayret edilecek durum! Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı.

Onu sırtına aldı ve koşa koşa döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar. Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti. Sonra onu sipere taşıyan arkadaşına döndü: Sana değmez, hayatını tehlikeye atmana değmez, demiştim. Bu zaten ölmüş. Değdi teğmenim, dedi asker.

Nasıl değdi? Dedi, teğmen. Bu adam ölmüş görmüyor musun? Gene de değdi komutanım. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak, dünyaya bedeldi benim için. Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı:“Geleceğini biliyordum!” demişti arkadaşı. Geleceğini biliyordum.” Arkadaşlar birbirlerinin dert ortakları, sırdaşları olurlar. Sevinç ve üzüntüleri paylaşırlar. Maddî ve manevî bakımdan yardımlaşırlar.

Tabii ki iyi, samimi ve gerçek arkadaşlık/dostluk da bu şekilde olur. Yüce Allah şöyle buyurur: “Mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, birbirlerinin dostlarıdırlar. İyiliği emrederler, kötülükten alıkoyarlar, namazı kılarlar, zekâtı verirler, Allah’a ve Resulüne itaat ederler. İşte Allah onlara rahmet (mutlu ve huzurlu) edecektir.” (9/Tevbe, 71) Hz. Peygamber şöyle buyurur: “Kişiyi arkadaşından tanıyın” (Câmi’ü’s-Sağir, Terc. c. 1, s. 318, Hds. 655) Bir insanı tanımanın en güzel ölçülerinden biri de arkadaştır. Kişi mutlaka arkadaşının düşünce ve davranışlarından etkilenir. İyi arkadaş iyiliğe, kötü arkadaş kötülüğe götürür.

Atalarımız da bu konuda şöyle der: “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim.” “Üzüm üzüme baka baka kararır.” Dolayısıyla iyi arkadaş edinmenin ve kötü arkadaşlardan da uzak durmanın önemi anlaşılmaktadır. Arkadaş konusu çok önemli olduğu için Peygamberimiz: “Kişi sevdiğiyle beraberdir.” (Tirmizî, Zühd 50) buyurmuştur. Zaten bir genç, sevdiği kişiyle arkadaş olur.

Sevmediği bir kimseyle arkadaş olmaz. Bu bağlamda sevdiğiyle dünyada da, ahirette de beraberdir. Yanlış arkadaş seçimindeki pişmanlık daha çok ahirette meydana gelir be bu yanlışlık cehenneme girmeye sebep olur. Bunun için kişinin ne kadar pişmanlık duyacağı ve üzüleceği ahirette daha iyi anlaşılır. Bunu Yüce Allah Kur’an-ı Kerimde şöyle bildirir: “Keşke ben falancayı dost/arkadaş edinmeseydim” (25/ Furkan, 29) diyecekler.

Dünyada kötü bir insanla arkadaşlık yapanlar, ahirette de çok pişman olacaktır. Fakat o pişmanlık onlara fayda vermeyecektir. Yüce Allah Şöyle buyurur: “O gün (Allah için birbirlerini seven) takva sahiplerinin dışında bütün dostlar birbirlerinin (azılı) düşmanı olur.” (43/Zuhruf, 67) “Sizin dostunuz Allah, O’nun elçisi (Hz. Muhammed) ve iman edenlerdir.” (5/Mâide, 55) “Ey insanlar, Allah’tan korkun ve doğrularla (iyi insanlarla) beraber olun” (9/Tevbe, 119) İyi insanlarla beraber olmak hem dünyada, hem ahirette mutlu, huzurlu bir hayat yaşamaya vesile olur.

Mevlâna dostluğun önemi hakkında şöyle der: “Dostlar çöp değildir, onu kırma.” “Kusursuz dost arayan, dostsuz kalır.” Arkadaşlarınızı arayıp hal-hatır sorun. İnsan, anlaşabileceği, uyuşabileceği bir kimseyle arkadaşlık kurmalıdır. Vefa, dostluk, samimiyet, güven üzerine inşa edilen bir arkadaşlık olmalıdır.

Üzüntülerinizi yürekten paylaşan ve mutluluklarınıza içtenlikle ortak olan kişileri arkadaş edinin. Her arkadaş, dost değildir. Enerjinizi tüketen, sizi aşağı çeken, bencil, çıkarcı, kıskanç ve kötü niyetli kişilerden uzak durun. Gerçekten sizi düşünen ve değer veren, güzel ahlaklı, içki, kumaer zina gibi kötü alışkanlıklardan uzak duran insanlarla arkadaşlık kurun. İnanç, ibadet ve güzel ahlak sahibi olan kimselerle arkadaşlık/dostluk yapmak dünya ve ahiret hayatınız için çok önemlidir!