Ayrıca BAE’nin Çin’den de gelişmiş silahlı ve silahsız hava araçları alıp Libya’ya aktardığı ve “Wagner” adı verilen özel paralı askerleri finanse ettiği ortaya çıkmıştır. BAE savaş uçakları, hala Trablus’u ve diğer yerleşim yerlerini bombalamaya devam etmektedir.
Hafter’in ABD bağlantısı da dikkat çekicidir. Kaddafi’nin üst düzey komutanı olarak 1987 Çad savaşında yenilmesi ve yüzlerce askeriyle birlikte esir düşmesi sonucunda Kaddafi’den korkarak ülkesine dönememiş ABD’ye sığınmıştır. ABD’de 20 yıl sürgün kalmış ancak Kaddafi’ye karşı ayaklanma başladıktan sonra 2011 yılında Libya’ya dönerek Kaddafi’ye karşı savaşa katılmıştır.
Hafter’in aradığı desteği veren diğer bir ülke ise Fransa’dır. İlginçtir devrimin başında Bingazi’ye yönelik Kaddafi’nin tank saldırısını Fransız savaş uçakları durdurmuştu. Fakat daha sonra Türkiye’nin nüfuzunun artmasından rahatsız olarak saf değiştirmiş Hafter’i desteklemeye başlamıştır. Son zamanlarda Fransa, silah sevkiyatından başka Libya’daki bazı çatışmalarda Hafter’e hava desteği vererek UMH mevzilerini bombalamıştır. Halen Hafter saflarında danışmanlık yapan askeri personeli mevcuttur.
2019 yılı Nisan ayında BM Genel Sekreterinin barış çabaları için Trablus’ta bulunduğu sırada, Hafter’in Trablus’a saldırı başlatması dünya kamuoyunda çok çirkin görülmüştü. Bu maksatla Hafter’in BM Güvenlik Konseyi ve AB Başkanlık Konseyinde kınanmasını ABD ve Fransa engellemiştir.
ABD ve Fransa’nın ikiyüzlülüğü Hafter’in son Trablus saldırısını başladığında iyice gün yüzüne çıkmıştır. ABD Başkanı Trump, Hafter’i telefonla arayarak, kınamak yerine teröre karşı işbirliği yani onama mesajı vermekten çekinmemiştir.
Hafter’in, kara gücü zayıflığını gidermek üzere, Sudan ve Rusya’dan paralı asker getirme yoluna gittiği de görülmektedir. Bu kapsamda, Sudan’dan Darfur’da iç savaşta aşırılıklarıyla tanınan özel kuvvetlerden 3000 asker ile Rusya’dan içlerinde keskin nişancıların bulunduğu çok sayıda Wagner adı verilen özel savaşçı kiraladığı ortaya çıkmıştır.
Hafter’in Trablus tarafıyla görüşmelerinde samimi olmadığı, esas amacının Libya’yı tek başına diktayla yönetmek olduğu bugün çok açık bir şekilde görülmektedir. Uluslararası baskı karşısında, 2015 Aralık ayında Ulusal Uyum Hükümeti anlaşmasını kabul etmiş, ancak uygulamamıştır. 2017 yılında Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un öncülüğünde Temmuz 2017’de Paris’te Saraç’la görüşmesinde ateşkesi ve seçimlere gidilmesini kabul etmiş, bilahare seçim öncesinde silahlı birliklerini Trablus’a alınması şartını ileri sürmüştür. Seçimlerde kendisinin seçilememesi durumunda geçerli saymayacağını açıkça ortaya koymuştur.
Hafter son olarak Şubat 2019’da Abu Dabi’de BM öncülüğünde Saraç’la görüşmesinde yine ateşkesi ve seçimleri kabul etmiş, bu amaçla Almanya’da bir konferans yapılması planlanırken ve BM Genel Sekreteri konuyu Trablus’ta yerinde ele almaktayken kente saldırı başlatmıştır. Bu tavırların anlaşılmıştır ki; Trablus’ta bulunan UMH ile görüşmelerde samimi değildir. İktidara ve ülkeye tamamen kendisinin sahip olması için her türlü gurupla işbirliği yapmaktan çekinmediği açıktır.