Atasoy Müftüoğlu’nu okumak ve anlamak

Atasoy Müftüoğlu, Sözünü Esirgemez 
Atasoy Müftüoğlu, dünyayı eleştiriler bir gözle izler… Aklını /düşüncesini/ fikrini, açık ve net bir şekilde ortaya koyar. Özellikle son dönemde Suriye ile ilgili farklı düşüncesinden dolayı, kendisine çok sert eleştiriler yapılıyor, hakarete maruz kalıyor, hatta tehdit dahi ediliyor. Peki, kimler ona hakaret ediyor, anlı secdeye giden insanlar… Maalesef, farklı düşünmeye yönelik bir kültürümüz yok. Ya benin gibi düşüneceksin, ya da hiç düşünmeyeceksin… Ya hep, ya hiç… Mantık bu!
Suriye Meselesine Bambaşka Bir Açıdan Bakmak 
Suriye konusuyla ilgili, herkesin bir düşüncesi olabilir, olmalıdır. Atasoy Müftüoğlu, Suriye konusunda, çoğunluğun baktığı pencereden bakmıyor. Bunu hiçbir zaman için, gizlemedi. Tepki alacağını bildiği halde, takkiyye de yapmadı. Suriye meselesine ilk günden itibaren, nasıl değerlendirdiyse, halen aynı yerde durmaktadır.  Kendi bakış açısı ve ulaştığı deliler çerçevesinde yazmakta ve konuşmaktadır.  Müftüoğlu’nun düşüncesine katılırsınız katılmazsınız, kabul edersiniz, red edersiniz, bu sizlerin bileceği bir iştir. Yalnız, onu mahkûm etmek, ötekileştirmek, yalnızlaştırmak, itibarsılaştırmak, susturmak, hakkınız değildir. 
Atasoy Müftüoğlu’da Bir İnsan 
Evet, Atasoy  Müftüoğlu’nun Suriye bakışı yanlış olabilir, zira oda bir insan, masum değil… Yine Suriye muhalefetini destekleyenlerde yanılabilir, çünkü her ikisi de neticede bir düşüncedir. İki düşüncede, gökten vahiy ile inmemiştir. Herkes nihayetinde, hesabını Allah’a verecektir.  Müftüoğlu’nun farklı düşüncelerinden dolayı, kendisine İrancı, Şii, sapık diyenler, gerçekten, Müftüoğlu’na haksızlık etmektedirler. Müftüoğlu, kimsenin adamı olmadığını, Ümmetin bir ferdi olduğunu defalarca dile getirmiştir. Bilindiği gibi kendisi Şiiliğe de Sünniliğe de, cemaatlere de eleştiri getirmektedir. Mezheplere, cemaatlere, ekollere kapanmanın tek bir boyuta kapanmak olduğunu dile getirmektedir. Hiçbir zaman için ahlak şuurunu elden bırakmamak gerekiyor. 
Farklı Düşünmek, Birlikte Yaşama Sanatı 
İslâm mensupları olan bizler, büyük bir medeniyetin mensuplarıyız. İslâm, bize medeni bir şekilde, yaşamayı, tartışmayı sorgulamayı öğretmiştir. Bizler, her şeyden önce ümmet ve kardeşiz. Farklı bakış açılarıyla olayları değerlendirmek, farklı düşünmek, büyük bir zenginliktir. Bu zenginliğin bilincinden olmadığımız için, sürekli kardeşlerimizle çatışma halindeyiz! Mezhep çatışmaları, cemaat çatışmaları, ırk çatışmaları, nereye kadar devam edecek? 
İslâm’ın en büyük özelliği: ırkları, dilleri, düşünceleri, mezhepleri, farklı olmalarına rağmen insanlara birlikte yaşama sanatını öğretmesidir. Ama bizler bugün, farklı düşünüp, birlikte yaşama sanatını kaybettik. Bunu kaybettiğimiz içinde, vahdet ve birliği sağlayamıyoruz. 
Atasoy Müftüoğlu’nu Okumak Bize Ne Kazandırır?
Atasoy Müftüoğlu’nu okumak, her şeysen önce kaybedilmiş,  eleştiriler düşünceyi kazandır. Herkesin düşündüğü gibi düşünmek zorunda değilsiniz. Sizinde bir söyleminiz olmalıdır. Müftüoğlu’nu okuduğunuzda, kendinize gelmeyi ve düşünmenin ne kadar rahatsızlık verici bir iş olduğunu öğreneceksiniz. 
Yazımı Atasoy Müftüoğlu’nun şu sözüyle noktalıyorum:
“Etnik asabiyet, mezhep asabiyeti, lider asabiyeti, Müslüman zihne/bilince vurulmuş korkunç bir prangadan ibarettir.”
Her zaman, ilahi bağışlar içinde olunuz!