Değerli okurlar; bugünkü yazımızda bir şairin sözleriyle başlamak istiyorum. ”1941-42 Senesi, aç kaldı dağdaki tilki, kendi yedi kuzu eti, millete gösterdi şiddetti. Doksanlık piri fani, siyasette yamandı o, içi kin gazap dolu, dine darbe vurandı o.” Biz de bir ata sözü vardır. ”Otu çek, köküne bak.”  Evet bugünlerde otu bizzat ben çekeyim dedim. Çektim çektiğim gibi de köküne baktım. Hedefi aynı, düşünce aynı, kafa yapısı aynı. Bu nasıl bir muhalefet parti ki; Meclis çatısında herhangi bir görüşme yapıldığın da Milletvekilinin birisi kürsüye gelse; ait olan konuyu anlatacağı yerde; Milletten yüzde elli iki oy alarak Türkiye’ye Cumhurbaşkanı olmuş Sayın Tayip Erdoğan Beye hakaret etmeyi alışkanlık haline getirmişler bunun adını da siyaset yapmak demişler. Muhalefet partinin biri Genel Kurul yapıyor. Adını da dostluk kurultayı demiş. Nasıl dostluksa bu ,parti genel başkanları kürsüye geliyor. Kendinin delegesine gelecekte projelerini anlata cağına Sayın Cumhurbaşkanına  bel altı vurmayı adet haline getirmiş olan bu parti başkanı konuldu da konuştu hakaret n bini bin para. ‘Beyler ayıp olmuyor mu? Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Nasıl bir siyaset anlayışı, nasıl bir siyaset yapmak?’ Naçizane bakıyorum da ; Geçmişte ki zihniyetten hiçbir değişiklik yok. Eski kinlik, eski despotluk, düşüncelerini demokratik ve insani şekil de ortaya koruyacaklarına ; Zorla faşizan şekilde yalarlar sonra da üste çıkar “ demokratız” derler. Eskiden de böyleydi şimdi de aynı. Böyle yazarken sakın ola ki ; Mevcut iktidarın mensubu olarak lütfen düşün metin. Ben  naçizane mevcut iktidar partisiyle uzaktan yakından bir bağlantım olmadığı gibi ne başbakanı ne de cumhurbaşkanını tanırım. Herhangi bir vesileyle de hiç bir görüşmem olmamıştır. Bu güzel vatanıma kim ihanet içindeyse onun karşısında olan bir Vatanseverim. Kendilerine siyasetçi deyip vatan hainliğini bir meziyet haline getirenlerden de naçizane daha iyi siyaset te yaparım. Bu güzel ülkeme onlardan daha da iyi seve seve hizmet ederim.