Neslimizin devamı yarınlarımızın umudu olan çocuklar, Yüce Allah’ın bizlere lütfettiği birer emanettir. Onları sevmek, korumak, kollamak ve iyi yetiştirmek, terbiye etmek hem insanlık borcumuz hem de dinimiz açısından kutsal vazifemizdir. Onların bedenen, zihnen ve ruhen olgunlaşması için gerekli ortamı hazırlamak durumundayız. Kur’an-ı Kerim ifadesiyle çocuk; “Dünya hayatının süsüdür.” (Kehf, 18/46) Allah’ın lütfü ve bir imtihan vesilesidir. (Enfâl, 8/28) Çocuk Ana-babalara da birer emanettir. (Tahrim 66/6) Peygamberimizin ifadesiyle çocuk; “Cennet kokusudur.” Bu sebeple çocuklarımızı çok iyi bir şekilde eğitmeliyiz.
Eğitim, insanlara küçük yaştan itibaren, kişiliklerinin gelişip olgunlaşması için gerekli bilgilerin öğretilmesi, yararlı beceriler, iyi alışkanlıklar ve davranışlar kazandırmak amacıyla yapılan çalışmalar bütünüdür. Eğitim ve öğretim; insanı akıl ve gönül bütünlüğü içinde, hem bu dünya hem de ebedî hayat için hazırlama ve yetiştirme sanatıdır. 
  İslâm eğitiminde temel metot, sevgi ve şefkattir.  Hz. Peygamber (sav), eğitiminin temeline; “Müjdeleyin, nefret ettirmeyin. Kolaylaştırın, zorlaştırmayın” (Müslim, Cihâd, Hds. 1732) buyurarak sevgi ile iç içe, hoşgörülü birer eğitimci olma düsturunu koymuştur. 
 İslâm eğitimi, insanı bir bütünlük içerisinde eğitmeyi, iyi insan ve iyi Müslüman yetiştirmeyi hedef alır. İslâm eğitimcilerine göre, çocuğun eğitimine çok erken yaşlardan itibaren başlanmalıdır. Başlangıçta beslenme, giyinme, sosyal ilişkiler ve oyun gibi tabii davranışların eğitimine önem verilir. Özellikle insan şahsiyetinin, hayatın ilk altı yılında şekillendiğini unutmamak gerekir. Çocuk konuşmaya başladığı andan itibaren Allah ve Hz Peygamber’in ismi öğretilmeli, Allah ve Peygamber sevgisi de verilmelidir.  Daha sonraki yıllarda dinin inanç, ibadet ve ahlak boyutu çocuğu sıkmadan, onun yaşına, psikolojisine, durumuna uygun bir şekilde anlatılmalı ve öğretilmelidir.
 Bilinen bir söz vardır: “Eğitim ailede başlar.” Çocuk eğitiminde ailenin önemli oluşuna, gerek Kur’ân-ı Kerim’de gerekse Hz. Peygamber (sav)’in hadislerinde bildirilmektedir Allah Teâlâ, şöyle buyurur: “Ey iman edenler kendinizi ve aile fertlerinizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan Cehennem ateşinden koruyunuz.” (66/Tahrîm 6). 
  Bu sebeple anne ve babaların bütün çaba ve gayeleri çocuklarını istikbale daha iyi hazırlamak, onlara daha güzel bir hayat sunabilmektir. Fakat çocuğunu sadece dünya da rahat ettirmek, onun ahiret hayatını düşünmemek büyük bir gaflettir. Dünyada ayağına diken batmasına bile tahammül edemediğimiz çocuklarımızın ahrette, cehennemde yanmasına nasıl razı olabiliriz. O halde çocuğunun gerçekten geleceğini düşünen aileler, onun ahiret hayatini da hesaba katmak ve ona göre yetiştirmek çabası içerisinde olmalıdırlar. Sevgili Peygamberimiz şöyle buyurur: “Sizin hayırlınız; ne dünyasını âhireti için, ne de ahiretini dünyası için terk edendir. Her ikisi için de çalışandır.” (Cami’üs-Sağir, Terc. c. 2, s. 373, Hds. 2135) Hz Ali (r.a.)’da şöyle buyurur: “Güzellik, giyenlerin süslülüğü ile oluşmaz; bilgi ve terbiye ile güzel olunur.” “Çocuklarınızı yaşadığınız zamana göre değil, yaşayacakları zamana göre yetiştiriniz.”
Çocuklarımızı sevmek sadece onlara iyi bir maddi miras bırakmak sanılmamalıdır. Onlara bırakılabilecek en güzel mirasın “güzel ahlak” olduğunu Sevgili Peygamberimiz bildirmektedir. (bkz.Tirmizi, Birr 33).  Hadis-i şerifte güzel isim ve iyi terbiye, çocuğun babası üzerindeki hakları arasında zikredilir. (Bkz. İbn Mâce, Edeb, 3). Çocuğun en mükemmel şekilde yetişmesi, ihtiyaç duyduğu bütün insanî ve ahlâkî faziletleri, sosyal kural ve davranışları, hepsinden önemlisi İslâmî değerleri öğrenmesi ve yaşaması, ruh ve beden sağlığı açısından da önem arz eder. Bilgili ve faziletli, ayrıca meslek ve hüner sahibi olabilmesi için de ana-babanın tüm imkânlarını kullanarak çaba sarf etmeleri gerekir! Çocuğun hem dünya hem de âhiret mutluluğunu hedef alan böyle bir terbiye, Hz. Peygamberimiz tarafından ana-babanın çocuğuna bırakacağı “en güzel miras” olarak nitelendirilmiştir. (Bkz. Tirmizi, Birr 33 Dinî eğitimle insanlar güzel ahlâk sahibi olur. Kişinin kendisine, hem de başkalarına faydalı olmasını sağlar.  Bu açıdan çocuklarımızın dünya ve ahiret saadeti için en güzel bir şekilde yetişmelerine katkı sağlanmalıdır. Onların eğitimi için gereken fedakârlığı yapmalıyız. Başarılı ve mutlu olmanın yolu eğitimden geçtiğini unutmamalıyız.