Temelde düşünüldüğünde insan pek çok duygular beslemektedir. Aile kurmasından tutunda mezara gireceği ana kadar pek çok ana şahit olmakta, anlara göre değişkenlik gösteren sevgi temelinde duygular sergilemektedir.

Sevgiyi yayan bir olmaktan çoğul olup toplum etkisinde olan duyguların başında cömertlik yatmaktadır. Cimriliğin tam tersi konumunda yer alan bu yüksek mertebe günümüzde çok önemli bir konu olmakla birlikte Peygamber Efendimiz (sav) döneminde de önemliydi.

Müslüman bencil bir kimse değildir. Müslüman ne bencil ne de cimridir. Müslüman alan el değil, müslüman veren eldir. İslam bu konuda ölçüyü öylesine güzel belirlemiştir ki; hakikaten bazen bir an olsun durup tefekkür etmek gerekir bütün bu yaşanan olaylara.

Peygamber Efendimiz (sav) bir hadis-i şerifte; “Üç şey iyilik hazinelerindendir. Bunlardan birisi de, verdiği sadakayı gizlemektir” buyurdu. Bunlardan birisi de sağ eli ile verdiği sadakayı, sol elinin haberi olmayacak şekilde gizliliğe dikkat edendir.” Buyurmuşlardır. Bu ne güzel bir ölçü ve anlayış biçimidir.

Bencil davranmak Müslümana yakışmayan bir davranış olmakla birlikte hiçbir insana da yakışmaz. Kötü bir ahlak emaresi olan bencillik ile başlayan bu kötülük insanı daha farklı boyutlara iten sonuçlarda çıkarmaktadır. Dünya sevgisi, mal sevgisi, dünyalık nimetler, hayasız şehvet, çok mal düşkünü, ölmeme hissiyatı ve en önemlisi de inancın zayıflaması.

İslâm dini cömertliği bir fazilet olarak kabul edip yüceltmenin ötesinde onu bencil duyguların tatmin vasıtası olmaktan çıkararak Allah’ın rızası ve insan sevgisinden oluşan ahlâkî bir muhtevaya kavuşturmuştur. Gerek Kur'an'da gerekse sünnette cömertliğin ilâhî bir sıfat ve peygamberlerin de sahip oldukları üstün bir fazilet olarak kabul edilmesi, İslâm ahlâkçılarının bu konuya özel bir önem vermelerine yol açmıştır.

Ahlak adına yazılmış yüzlerce kitaplar da geleneksel uygulama sürdürülerek diğer erdemler gibi cömertlik de israf ve cimrilik diye adlandırılan iki aşırılığın ortası sayılmıştır. İsraf şahsî ve ailevi harcamalarda aşırılığa kaçmak, nefsin kötü arzularını tatmin etme uğruna insanî ve dinî hiçbir gaye gütmeksizin eldeki imkânları saçıp savurmak, cimrilik ise dinin ve örfün gerekli gördüğü yerlere harcama yapmaktan kaçınmaktır.

Kur’an-ı Kerîm'de Müslümanlara her iki aşırılıktan da sakınarak harcamalarında ölçülü olmaları emredilmiştir. Müslümanın bu emir ve yasaklara uymasının yanında Allah Resulünün tavsiyelerine kulak kabartması gerekir. Nitekim sonu refah olan yol budur.