“Allah’ım! âcizlik ten, tembellikten, korkaklıktan, bunaklık derecesinde ihtiyarlıktan, cimrilikten (bütün olumsuzluklardan), kabir azabından Sana sığını rım.” 18 “Allah’ım! Seni sevmeyi ve Seni seveni sevmeyi ve Senin sevgine beni yaklaştıracak şeyi sevmeyi bana nasip et ve Senin sevgini bana kendimden, ailemden ve (sıcak ve hararetli günde) soğuk sudan (her şeyden) daha sevimli kıl.” 19“Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik (mutluluk) ver, âhirette de iyilik (mutluluk) ver. Bizi cehennem azabından koru.” (Bakara, 2/201) “Ey Rabbimiz! Hesap görülecek günde (âhirette) beni, anamı, babamı ve mü’minleri bağışla.” (İbrahim, 14/41) Ayetler ve hadis-i şerifl erde görüldüğü gibi ‘duâ’ maddî-mânevî huzur ve mutluluğa ulaşmaya, maddî-mânevî olumsuzluklardan ko runmaya sebep olmaktadır.

Kur’an’daki duâ âyetleriyle, Peygamberimizin dualarıyla, duâ etmek mümkün olduğu gibi, kendi dilimizle, içimizden geldiği gibi duâ etmemiz de mümkündür. Duâ dilinin Arapça olması da şart değildir. İstek ve yardım sadece Allah'tan istenir. Allah'tan başkasından bir yardım ve istekte bulunmak yanlıştır. Bazı kimseler türbeleri ziyaret ederken bilinçsizce duâ etmekte, orada yatan kişiden, bazı sıkıntıları veya olmasını istedikleri şeyler için yardım istemektedir. Kabirlerde bulunanlardan yardım istemek doğru değildir.

Kıldığımız namazların bütün rekâtlarında Fatiha suresini okumamız emredilmiş ve günde kırk kere “Yalnız Sana ibadet eder ve yalnız Senden yardım isteriz.” (Fatiha, 1/5) ayeti tekrarlattırılarak Allah’tan başkasından yardım istenmeyeceği hususu zihinlerimizde canlı tutulmuştur. “Hak olan duâ yalnız Allah'a yapılan duadır. Onların Allah'tan başka duâ ettikleri ise, hiç bir isteklerine cevap veremezler. Böylesi, ağzına gelsin diye avuçlarını suya doğru uzatan, fakat ona bir türlü ulaşamayan kimseye benzer.”(Ra'd, 13/14) “Kim, Allah'tan korkarsa; Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder.

Ve onu ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah'a güvenirse O, ona yeter. Allah, emrini yerine getirendir. Allah her şey için bir ölçü koymuştur.” (Talâk, 65/2-3) Doğru yoldan ayrılmamamız ve aşırıya gitmememiz için, her konuda ölçülü olmamız gerektiğini âyetler bildirmektedir. Duâ ile yetinerek çalışmayı bırakmak ve almamız gereken tedbirleri almamak son derece yanlıştır.

Bu sebeple Müslüman, başarıya ulaşmak için bütün gücü ile çalışacak, bununla beraber kendisine güç ve kuvvet vermesini Cenâb-ı Haktan isteyecek, tehlikeler karşısında da her türlü tedbiri alacak, aynı zamanda belâ ve musibetlerden korunmak için Allah'ın himayesine sığınacaktır. Rasûlullah (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: "Sizden herkes, ihtiyaçlarının tamamını Rabbinden istesin, hatta kopan ayakkabı bağına varıncaya kadar istesin." 20 Açıkça anlaşılıyor ki, yapacağımız bütün işler için Allah’tan yardım istememiz gerekiyor. Çünkü Allah nasip ederse yapacağımız işlere muvaff ak oluruz.

İşlerimizin başarılı ve hayırlı olması için ve her tülü olumsuzluklardan korunmak için de çok duâ etmek! Duâ, hayatın bir parçası haline gelmeli, ağzı dualı, hayır söyleyen, hayır talep eden insanlardan olmalı! Ne mutlu Allah’ın büyüklüğünü bilenlere ve O’nun emir ve yasaklarına uyanlara! Ve ne mutlu dünya ve ahiret güzelliği için, Yüce Allah’tan yardım talep edenlere!