11 İşte bu noktada gerçek iman sahibi insanlar ile dünya hayatından başka bir haytı düşünmeyen insanlar arasındaki fark ortaya çıkar. Bu yanlış düşünce içersinde olan kişiler hayatının yalnızca bu dünyada yaşadığı yıllardan ibaret olduğunu sanmıştır. Ve “göz açıp kapayıncaya kadar” geçen dünyanın kendince “tadını çıkarmaya” çalışır, ama boşuna yorulur. Çünkü baştan beri anlattığımız gibi bu dünya hem çok kısadır, hem de çok sayıda eksikliklerle doludur. Dahası, Allah’a güvenip dayanmadığı için, dünyanın bütün sıkıntılarının, endişe ve korkularının acısını çeker. İnsanların dilinde ya da en azından zihninde olan bir konu vardır; uzun yaşayabilmek, hatta mümkünse hiç ölmemek… Bilim adamları yüzyıllardır bu konuda ciddi araştırmalar yapmakta ve insanları daha uzun yaşatabilmenin bir formülünü bulmaya çalışmaktadırlar. Ancak ne var ki bugüne kadar bu çalışmalarda hiçbir gelişme kaydedilememiştir. Çünkü Allah “Senden önce hiçbir beşere ölümsüzlüğü vermedik; şimdi sen ölürsen onlar ölümsüz mü kalacaklar? Her nefis ölümü tadıcıdır. Biz sizi, şerle de, hayırla da deneyerek imtihan ediyoruz ve siz Bize döndürüleceksiniz.”12 âyette her insanın ölümlü olarak yaratıldığını ve eceli geldiğinde mutlaka bu gerçekle yüz yüze geleceğini bildirmiştir. İnsanlar her ne kadar düşünmek ya da kabullenmek istemeseler de gerçek budur; insan ölümlüdür. Dünya hayatı ise son derece kısa ve geçicidir. İşte dünya hayatının mahiyetini doğru anlamak gerekiyor.

Dünya Hayatının Geçici Olduğunu Unutmak
Kur’an’daki ifadeyle, “Onlar, dünya hayatından (yalnızca) dışta olanı bilirler. Âhiretten ise gafil olanlardır.”13 (Rûm, 30/7) İşte bu gafil insanlar, dünya hayatının gerçek yüzünü ve amacını da kavrayamazlar. Geçici olduğunu, “göz açıp kapayıncaya kadar” bitip gideceğini ise hiç düşünemezler. Bu gerçeği çevremizde de kolaylıkla gözlemlemek mümkündür. Halk arasında dünya hayatının kısalığı ve geçiciliği hakkında bazı deyimler kullanılır; “ölümlü dünya”, “üç günlük dünya”, “hayat fani” gibi. Ama bu kalıp sözcükler aslında insanların samimi görüşlerini yansıtmaz. Bu tarz sözler, toplumun bir geleneği gibi, aralarında konuşulan bir sohbet, hatta espri konusudur. Nitekim böyle önemli bir konunun hemen arkasından dünya ile ilgili planlara başlarlar.
Örneğin “ölümlü dünya”, “dünyaya bir kere geldik” sözünün akabinde “tabii ki dünyayı tepe tepe yaşayacaksın” tarzında sığ mantıklar öne sürerler. Oysaki hayatın kısa olması, ölümlü olmak ve dünyaya bir kere gelmek, her insan için en önemli gerçeklerdendir. Belli bir yaşa kadar insan bu önemli gerçeğin farkına varamamış olabilir, ancak bunu fark ettiği anda tüm yaşamını gözden geçirmesi ve Allah’ın kendisinden istediği şeylere göre yeniden yaşantısını düzenlemesi gerekir. Çünkü hayat kısadır, ama insan ruhu Allah’ın dilemesiyle- sonsuza kadar yaşayacaktır. Sonsuzun yanında 60-70-80 senelik hayatın hiçbir kıymeti yoktur. Burada az bir zevk almak için sonsuz hayatı feda etmek ise elbette akılsızlıktır.
Tabiî ki, zevklerine, ke¬yif¬lerine ulaşmak için yapılan yanlışlıklar, haksızlıklar, hırsızlıklar, ahlâksızlıklar,  içki, kumar, zinâ onlar için kâr değil, zarardır. Elbette bu yaptıkları yanlışlıkların, günahların, haramların karşılığını göreceklerdir. Dünya hayatının gerçeğini kavramadıklarından ötürü âhiret hayatını düşünmez olmuşlar.“Şu insanlar, çabucak geçen dünyayı seviyorlar da, önlerin¬deki çetin bir günü (âhireti) ihmal ediyorlar.”14 Dünya hayatının imtihan yeri olduğunu, bu dünyada yaptıkla¬rımızdan hesaba çekileceğimizi, iyi şeyler, doğru işler yapıldığında mükâfat; yanlış, kötü, doğru olmayan işler yapıldığında âhirette ce¬zasını göreceğini düşünmeyen ve düşüncesini dünya yaşamına sevk eden kişilere Rabbimizin beyanı şöyle: “Sizler dünya hayatını (yaşamını) tercih ediyorsunuz. Oysa âhiret (hayatı) daha iyi ve daha kalıcıdır (devamlıdır).” 15
Dünya hayatı kalıcı, devamlı olmadığına göre, bu câhilce, so¬rumsuzca yaşam niye? Kalıcı olan, devamlı olan âhiret hayatına hazırlanmayı, ona göre hareket etmeyi bırakıp, geçici olan bu dün¬yanın zevkine, keyfine kendini kaptıran kişilere acımamak elde de¬ğil. Yüce Allah şu şekilde uyarıyor: “Hayır, siz peşin olanı (dünyayı) seviyorsunuz da, Ahireti bırakıyorsunuz.”16 İnsanların büyük bir çoğunluğu, dünyaya sanki hiç ölmeyeceklermiş gibi bağlıdırlar ve bu yüzden âhiret hayatını ve ölümü düşünmekten kaçınırlar. Oysa o sımsıkı bağlandıkları dünya hayatı çok kısa ve geçicidir. En uzun yaşayan insan bile bir gün mutlaka ölüp gidecektir. Bunun yanında dünya hayatı, göründüğü kadar bile uzun değildir. Çünkü insan ölümle her an karşı karşıyadır. O açıdan dünyanın geçici bir yer olduğunu asla unutmamalıyız.